‘Occupy’ İçin Aygün’den Cevap

22 Nisan 2014 Salı

#occupyCHP ile Nereye??” yazıma (15 Nisan) Hüseyin Aygün’den yanıt geldi. Harekete nalına mıhına istihza ile yaklaşan Aygün’ün “küçümseyici” yaklaşımını eleştirmiş, gençlere “CHP size nasıl yer verecek ki? Gelip nasıl yöneteceksiniz? CHP nasıl ‘sizin’ olacak?” diyen CHP milletvekilinin heves kırıcı tavrını konu etmiştim.
Bu tavır üzerinde durmama sebep, Aygün’ün gerçekte bir istisna değil... CHP içinde kural olduğuna inanmamdı... Akabinde Aygün’den alttaki iletiyi aldım. Aynı “nalına mıhına tavır” iletide de görülüyor. Aygün özetle “Partinin gençleşmesi iyi bir şeydir. Ama gençler niye siyasete karışıyorlar, gitsinler yerel düzeyde örgütlensinler, eylem yapsınlar!” diyor. “CHP’nin fikir konusunda bir sıkıntısı yok” demeye getiren CHP’li milletvekili, üstüne “Gençler hangi siyaset ve fikirleri CHP’ye getirecek?” sorusunu soruyor.
Aygün’ün iletisi şöyle:
OccupyCHP ile Nereye’ adlı yazınızı okudum, Çizme deneyinden haklı olarak bahsetmişsiniz, benim gençlere eleştirim ‘neyi savundukları’ üzerinedir, sadece ‘CHP’yi gençleştir’ yetmiyor. Nitekim gördüğünüz gibi 12 Nisan 2014 günü CHP genel merkezini işgale sosyal medyada ifade edildiği gibi ‘5 bin kişi’ değil, sadece 200 kişi gelmiş, CHP yönetimi ise bu gençlere döner ve ayran ikram ederek eylemi bir parça ‘piknik ve eğlenceye’ çevirmiştir.
Bu kısmen de gençlerin ‘ne dediğinin, ne istediğinin’ bilinmemesinden olabilir mi?
Gençlerin veya kadınların partiye katılması önemsiz mi? Hayır.
Benim fikrim CHP örgütlerinin bir an evvel gençleşmesi lazım, bu ‘kotayla’ olmuyor ne yazık ki, CHP’nin yaş ortalaması 55-60 bandında. Bir partinin başarısı ne MYK, ne PM, ne de parlamento grubundan geçer; önce il, ilçe, köy, mahalle örgütleri gençleşmeli; kadınların işgaline açılmalı, bir yeri felakete sürükleyecek nükleer santrala o zaman o bölgede örgüt ses verebilir. Bir HES yapımı o zaman eylemle, direnişle durdurulabilir; bir insan karakolda işkenceye çekildiğinde karakolun önüne gidilebilir; geçen hafta ‘iş kazası’nda 6 yaşındaki Ali Can Antalya’da öldüğünde kereste fabrikası basılabilirdi. Çünkü gençler devrimcidir, CHP gençliği de Gezi’nin en dinamik kesimlerinden biriydi, oysa parlamento grubu veya MYK böyle miydi?
CHP gençliği Gezi Parkı’nda gaz bombası sağanağında günlerce sabahlarken CHP MYK üyeleri sabahın 03.30’unda biten ve parkta sonuçları heyecanla beklenen bir toplantıdanAbdullah Gül’ün Liderler Zirvesi’ni toplamasını’ isteyerek kalkmıştır. Gençlik ile parti MYK’sinin farkı işte buydu.
Ama mesele gençleşmeyle biter mi? Ne yazık ki hayır.
Gençler hangi siyaset ve fikirleri CHP’ye getirecek?
İmar hırsızlığına, çevrenin yağmalanmasına, eğitimin her gün artan gericileşmesine karşı tavır, adil bir yargı düzeni, sanat, kültür ve edebiyatı boğan dinsel gericiliğe karşı mücadele, dışta bağımsız ve demokratik bir siyaset, mesela Suriye ile ilişkilerde El Kaide ile işbirliğine son verilmesi vb. fikirleri de taşımalılar, söylemeliler. Gezi’de ortaya çıkan ve kısaca Laikliğin savunulması’ olarak görebileceğimiz ‘herkesin yaşam biçimine yapılan faşizan ve siyasal dinci müdahalelere son verilmesi’ talebini CHP’ye getirmeliler.
Sosyal medyada Tayyip Erdoğan’ı teslim alan, onu öfkeden çıldırtıp Twitter’ı yasaklamaya götürerek dünyaya teşhir eden, ‘Ortadoğu’nun yıldızı’‘adi bir diktatör’e çeviren akıl, mizah ve muhalefet dolu ruhlarını CHP’ye sunmalılar, hatta hâkim kılmalılar. Kısacası gençlerin bir ‘eylem programı’ olmalı, kastım budur.
‘İçte ve dışta bağımsız’ değil yukarıdaki değerlerden yana bir siyasi tutum beklenir gençlerden; 12 Nisan eyleminin sönüklüğü biraz da bundan olabilir mi?
CHP’nin içinde gençler gibi düşünen, mücadele eden bir grup milletvekili de var.
Böyle bir gençlik değişime imza atar, yoksa halihazırda CHP’nin zaten bir Gençlik Kolları var. Hüseyin Aygün...

***

Girizgâhta değindiğim bölümle söze gireyim... “Gençler istiyorlarsa yerelde örgütlensinler, eylem yapsınlar ama genel merkezde ‘cızz!’ ne işleri var?” demek “occupy”mantığını ıskalamaktır.
Bunu dediğinizde gençlere salt “demostratif” bir rol biçiyorsunuz. Onlar aksine “siyasi çizgide” belirleyici olmak istiyor. Salt bir Gezi, HES eyleminde değil, “partinin siyasi yaşamında var olmak”, “parti önceliklerinin belirlenmesinde/ değiştirilmesinde” söz sahibi olmak istiyorlar. İşin püf noktası burada.
Aygün’ün iletisine yanıt vermeden önce, burada... İtalya’nın occupyPD deneyimini anlattım. “OccupyCHP”nin geniş skaladaki ilk örneği, Çizme’nin “occupyPD” hareketinde yaşandı. İtalya’daki hareket, cumhurbaşkanlığı seçiminden, partinin genç ve yeni liderinin belirlenmesine dek... Beklenmedik sonuçlar doğurdu ve etkili oldu.
İtalya-Türkiye örnekleri arasındaki belirleyici fark, “occupyCHP”nin Aygün’ün de değindiği üzere -heyhat!- henüz sembolik düzeyde “200 kişi” ile sınırlı kalmasıdır.
Ne ki... “CHP”den farklı olarak İtalya’nın sosyal demokrat oluşumu PD, salt belli yerlerde var olan bir siyasi parti değil... Ülke çapında yaygın olan bir gerçeklik. Öyle olunca “occupyPD” çıkışı da haliyle bir “pikniğe dönüşmüyor!”
Böyle bakıldığında... Ankara’nın doğusunda hiç var olmayan bir parti için “genel merkezde 200 kişi”nin toplanması bile... bir hayat işaretidir. Hâlâ bir umut olduğunu gösterir. İroniyle karşılamak yerine anlamak lazım.
“Gençleşmek yeter mi?” sorusunu da bir başka yazıda ele alırız.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Boş koltuk 5 Mayıs 2024
Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları