Yumruk

10 Nisan 2014 Perşembe

Alo Fatih” basınının yaklaşımı; iktidarın yumruk”a bakışını özetliyor:
Biçimsel niteliğini bile kaybeden Türk demokrasisi açısından tarihi olabilecek bir kritik olay söz konusu. Ana muhalefet lideri, hem de Meclis çatısında, bir “AKP üyesi” saldırganın kurbanı olmuş…
Ama birinci sayfalarda, sayfanın nerdeyse tümünü kapsayan Başbakan’ın resimleri var!
AKP liderinin, ekran altyazılarında dahi tahammül göstermediği muhalefetin ön saftaki liderinin saldırı sonrasındaki fotoğrafı, başbakanı hiddetlendirmemek için olsa gerek en alta gizlenmiş. Nerdeyse büyüteçle lazım.

Yandaş basında ‘dipnot’ gibi
Star’ın ilk sayfası örneğin böyle.
RTE’nin sayfaya damga basan iri fotoğrafının yanında Star, AKP grubunda başbakanın seçim sonrasındaki ilk konuşmasının ana başlıklarını çıkarmış:
Millet tasviye talimatı verdi! Balkon konuşmasını muhalefet yapsın! Vesayet defterleri dürüldü! Köşk öncesi gerilime izin vermeyiz! demekte Erdoğan...
Haberin altına Kılıçdaroğlu’na saldırı sanki bir dipnot gibi sıkıştırılıvermiş: Üstünde genel geçer bir “siyasete saldırı” başlığı dikkat çekiyor.
Akşam’a bakıyoruz.
Durum farklı değil…

Başbakanın fotoğrafı gene baş köşede.
Dev puntolu manşette: “Millet temizle talimatı verdi! Yaşananları asla unutmayız” vs. yazıyor.
Alt köşede ana muhalefet liderinin kibrit kutusu büyüklüğünde bir fotoğrafı; “Kılıçdaroğlu’na yumruklu saldırı” sözleriyle yorumsuz verilmiş.
Sabah’ta keza “Bu ihaneti asla unutmayacağız! başlığı yanında Erdoğan’ın -Obama’ya salladığı parmak misali!- parmak havada bir resmi var.
Yumruk mağduru Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafı bu gazetede de küçüle küçüle artık madeni para ebadına indirgenmiş. “Yumruk kenetledi başlığıyla görülen haber ha gayret sayfadan düştü düşecek izlenimi veriyor.

‘Kerhen’ geçmiş olsun!
Alo Fatih” ekibi demek olayı böyle görüyor. Ya da benzeri doğrultuda gazetecilik yapanlar(!); durumdan böyle vazife çıkartıyor
Ana muhalefet liderine indirilen yumruk”u; dipnot boyutunda değerlendiren bir iktidar basını anlayışı; yumruğun en az kendisi kadar ağırdır ve yumruğun bire bir kendisi kadar demokrasiye indirilen darbeyle eşdeğer sayılır!
Başbakan ve cumhurbaşkanı bu uğursuz saldırı ardından saldırıyı kınadıklarına dair en sert tonlarda yapacakları bir açıklamayı doğrudan kamuoyuna sunmaları gerekirdi. Çünkü ana muhalefet liderine yönelen saldırı, onun bire bir şahsına değil; demokrasi ve demokratik kamuoyuna yapılan bir saldırıdır.
Kılıçdaroğlu’na telefon açmakla, “demokratik duyarlılık” sergilenmiş olmaz. Bu sadece kerhen yapılan bir jest izlenimi verir ki yandaş medyada zaten ortaya konan duruş tam budur.

Mussolini ve ‘Matteotti olayı’
Yaşananlar bana -heyhat!- Mussolini İtalyası’nın Matteotti olayını anımsattı. Zihnimdeki ilk çağrışım bu oldu.
Adına meydanlar ve caddelerin adandığı Giacomo Matteotti’nin hikâyesi, aslında İtalya’da faşizmin yükselişinin özetidir
Mussolini faşizminin henüz daha kök salmadığı ilk yıllarda sosyalist muhalefet liderlerinden olan Giacomo Matteotti; faşistleri -alicengiz oyunları, oy hırsızlığı, yolsuzluk, gözdağı ve tehditlerleüçte iki çoğunlukla iktidara getiren 6 Nisan 1924 seçimlerindeki üçkâğıdı teşhir amacıyla mecliste bir konuşma yapmış; bu konuşma akabinde kaçırılıp öldürülmüştü.
Derin devlet”e bağlı milislerce kaçırılan lider; önce dövülmüş; sonra öldürülüp bir çukura konmuştu.
Matteotti olayı”; çok açıdan İtalyan faşizminin dönüm noktası oldu...
Matteotti öncelikle, demokratik olmayan seçimlerle iktidara gelmenin “demokrasi anlamına gelmeyeceğini” söyleyen; faşizmin sandıkla da gerçekleşebileceğine işaret eden ilk siyasiydi…
Mussolini söz edilen tarihi seçim öncesinde, sandıktan çıkan ilk partiyi otomatik olarak 2/3 çoğunlukla iktidara taşıyacak bir “yaptım oldu!” yasasını kendisi için özellikle tanzim etmişti. Seçim kampanyasında her yere korku pompalamış; basın ve seçmene gözdağı verilmişti.
Matteotti seçimlerin ardından mecliste yaptığı o ilk konuşmada işte sandıktaki usulsüzlükleri ortaya koyup müdahalesini “Bizler halkın (dayatma altında olmayan!) özgür iradesini savunuyoruz! diye bitirdi ve sandığın geçersiz sayılmasını istedi!
Sen misin bunu isteyen!
Duçe’nin çevresine “Bu adam ne cüretle böyle konuşuyor?” demesi yetti.
Derin devlet unsurları şefin yakınmasından süratle vazife çıkartıp sosyalist liderin icabına baktı.
Matteotti’nin akıbetinden sonra faşizm, İtalya’da demir yumruğunu sağlamlaştırdı.
Bu açıdan da Matteotti’nin ölümü bir dönemeç oldu.
Matteotti’nin devre dışı kalmasıyla, özgürlük arayışındaki yurttaşların ümitleri yok oldu. Sesleri kısıldı ve faşizm devleti tamamen ele geçirdi.
Kıssadan hisseyi artık ben yazmayayım. İstediğiniz gibi siz çıkarın…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Boş koltuk 5 Mayıs 2024
Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları