Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Dil Derneği ve çağdaş Türk dili
Kültürün taşıyıcısı olan dilin zenginliği yaşam biçiminin de zenginliğidir.
Gelişme gücü olağanüstü olan Türkçemiz ancak bilinçli çabalarla bu özelliğini gerçekleştirebilir.
Düşünceyi geliştiren kişi ya da kurumların (ülke yöneticilerinin, eğitimcilerin, bilim ve sanat insanlarının, kamuoyunu oluşturanların, iletişim araçlarını yönlendirenlerin) dille ilgili yaklaşımları doğal olarak kitlelerin de yaklaşımı olmaktadır.
DİL DEVRİMİ
Çağdaşlaşmamızın temel taşı, dilimizin yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarılması, zenginleştirilmesidir.
Bilimsel ve çağdaş düşünüşe ancak özgürleşen ve bilimselleşen bir dille varılabileceği için “Dil Devrimi” ana hedeflerimizden biriydi.
Atatürk’ün Türk Dil Kurumu, Türkçeye gönül veren dilcilerin, aydınların, sanatçıların çabasıyla epeyce de yol almıştı.
Türkçemiz yeni yeni sözcüklerle zenginleşmiş, arınmış, bilim ve sanat dili olarak kendini yeniden var etmeye başlamıştı.
Yönetimin kararlılığıyla, Agâh Sırrı Levend, Ömer Asım Aksoy, Nurullah Ataç, Agop Dilaçar gibi dilcilerin çalışmalarıyla, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Nâzım Hikmet başta olmak üzere edebiyatçılarımızın çabalarıyla devrim tabanına oturdu.
1940’LARDAN SONRA
1940’ların ortalarında seçilen yeni hedefler, emperyalizme bağımlılık ilişkileri, laiklikten verilen ödünler, “kültür” temelinden vazgeçilmesi Cumhuriyet değerlerinin yok edilmesini amaçladı.
27 Mayıs’taki anayasa dilinin yeniden Türkçeleştirilmesini de içeren çağdaşlık yolundaki yeni atılımların benimsendiği kısa bir özgürlükçü dönem dışında, toplumsal gelişmenin önünü tıkayan politikaların seçilip uygulandığı ülkemizde Türkçe bir yandan yeni politikaların uluslararası egemeni olan İngilizceyle, bir yandan da eski egemen Osmanlıcayla, Arapçayla kuşatılmaya başlandı.
12 Mart gibi baskı dönemlerinde yaşanan ekonomik, politik, kültürel olaylar dilimize de yansıdı, özgür düşüncenin önüne geçmek için Türkçe anayasa dilinden başlayarak baskı altına alındı.
Türkiye’ye egemen kılınan “Yeni Düzen”in gerçekleştirdiği 12 Eylül 1980 “karşıdevrim”i, ulusal onura, kimliğe, dile, bilimdeki ve sanattaki gelişmelere de darbe vurdu.
DİL DERNEĞİ VE ÇAĞDAŞ TÜRK DİLİ
Dil (yani özgürlük, düşünme, yaratma, aydınlanma, demokratikleşme, yaşama biçimi) savaşımı yeniden başlayacaktı, başlamalıydı, başladı.
12 Eylül’ün anayasası ile kapatılan Türk Dil Kurumu’nun görevlerini sürdürmek için bir avuç dil savaşçısı Nisan 1987’de yasakları aşarak Dil Derneği’ni kurdu.
Mart 1988’de “Türkçeyi seven, savunan, Türkçe için çalışmak isteyen...” Çağdaş Türk Dili geldi coşkuyla!
Dil Derneği ve Çağdaş Türk Dili dergisi, özgürlük arayışı olan Dil Devrimi’nin, insan ve yurttaş oluşumuzun XXI. yüzyıldaki direnişinin, kendisini insan kılan Cumhuriyete borçluluk duyanların kalesidir.
Bu kaleye emek verenlere, yaratan ve yaşatanlara Türkçenin yani yurdumuzun borcu var.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Özel'den '1 Mayıs' açıklaması
- Tuncer Bakırhan'dan Saraçhane'de '1 Mayıs' mesajı
- Taksim'de 1 Mayıs ablukası
- Ekrem İmamoğlu'ndan 1 Mayıs mesajı...
- Bir süredir kendinizi kötü mü hissediyorsunuz? Depresyon
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
En Çok Okunan Haberler
- 'Asgari ücrete zam yapılmadığı takdirde...'
- Melih Gökçek'ten miras kaldı
- DİSK ve KESK Taksim'den vazgeçti
- Kıdem tazminatı için yeni formül
- İstanbul Valisi Gül'den 'gözdağı'
- Eylemcilere polis müdahalesi!
- Erkan Baş'tan polise: 'Bağırma'
- Dünya'nın ikizi bulundu!
- Özgür Özel, polislere çağrı yaptı!
- Trafik sigortasında yeni dönem