Yargı, Nasrettin Hoca'nın Kar Helvasına Benzedi

19 Ocak 2012 Perşembe
\n

\n

Cüneyt Ağabey (Arcayürek) 10 Ocaktaki yazısında ot yok, ocak yoknitelemesine uygun biçimde yaşayanların tek geçim kaynağının kaçakçılık olduğunu bir kez daha dile getirdi.

\n

Okunması gereken kaynak olarak da mesleğimizin büyük ustalarından Fikret Otyamın iki belgesel araştırma kitabını gösterdi.

\n

Açıklamalardan ve haberlerden öğreniyoruz ki kimi sınır kentlerimizde hatırı sayılır bir yurttaş topluluğunun, yaşamlarını kaçakçılıkla sürdürmek zorunda olduklarına şaşıranlar var.

\n

Konu, Uludere ilçemizin sınırdaş olduğu Irakın kuzeyinde çoğu çocuk yaşta 34 yurttaşımızın bombalama sonucu hayatlarını kaybettiğinin geç de olsa kamuoyuna yansımasıyla gündeme geldi.

\n

***

\n

Geçmişte de kaçakçılık serbest, kaçak mal almak yasaktı.

\n

Güneyde Kilis, doğuda da Van bir anlamda kendi sınırları içinde açık pazar şehri gibiydi. Açıkça olmasa bile Gaziantep de kimi mahalleleriyle aynı konumdaydı.

\n

Tanık olduğum birkaç olayı anımsatayım.

\n

Urfadaki 14üncü Süvari Alayının bir taburu da Birecikte konuşlanmıştı. 1959 Mayısında tezkere alacak bir yedek teğmen devre arkadaşım, dönüşünde yakınlarına götürmek için Kiliste uluorta satılan eşyalardan aldıklarıyla Kilis sınırları dışında jandarma kontrolüne takılmış ve hapse atılmıştı.

\n

***

\n

1964 yılındaki Senato yenileme seçimlerinde bana merkezi Van olan beş ilde nabız yoklaması görevi düşmüştü.

\n

Propaganda konuşmalarında duyduklarımdan biri de İrana uzatılacak demiryoluyla daha kolay kaçakçılık yapılabileceği konusunun işlenmesiydi.

\n

***

\n

Ünlü tiyatro sanatçısı Lale Oraloğlunun başına gelenleri de unutmayalım.

\n

Vandaki dükkânda görüp beğendiği bir kahve fincanı takımını sahnelenecek bir oyunda (galiba butafor diyorlar) kullanmak niyetiyle almıştı.

\n

Ancak o da şehir dışına çıktığında yapılan aramada yakalanmış ve kaçakçılıktan hapse atılmıştı.

\n

Bugün hapse atmanın yolu terörist suçlamasıyla gerçekleştirilirken geçmişte aynı yöntem kaçakçı suçlamasıyla gündeme getiriliyordu.

\n

Adliye muhabirliği dönemimden anımsıyorum. İstanbulda üç ağır ceza mahkemesi vardı ve 2nci Ağır Ceza Mahkemesi, çok sayıda kaçakçılık davası nedeniyle bir uzmanlık mahkemesine dönüşmüştü.

\n

Artık aramızda olmayan Lale Oraloğlunun başına gelenler kamu vicdanını o kerte yaralamıştı ki bugüne benzer tartışmalar uzun süre gündemde kalmıştı.

\n

Konuya duyarlı milletvekilleri özel bir af yasası çıkarılması için yasa önerilerinde bile bulunmuşlardı.

\n

***

\n

Demek ki Türkiyede zaman zaman moda olan yaklaşımlar söz konusu.

\n

Şimdiki moda da terörist avcılığı. Moda hızını kesmezse, dünyada terörist sayısı en fazla ülke olma başarısını gösterip Guinness Dünya Rekorlarına adımızı yazdırabiliriz. Başarı olsun da ne olursa olsun diyenler, bakarsınız ifade özgürlüğünde Avrupada sonuncu, dünyada 138inci sırada olduğumuzu dengelediklerini sanarak sevinebilirler de.

\n

Yargıdan geçmişte, Türkiyeyi canlarının istediği gibi yönetmeye niyetlenenler yakınırlardı. Yargı, sayelerinde Nasrettin Hocanın kar helvasına döndü. Gelinen noktada yetkili siyasiler de yaptıklarını beğenmemeye, yakınmaya başladılar.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları