Sungu Çapan

Tamam değil, devam!

29 Kasım 2013 Cuma

Çağan Irmak’ın yazıp yönettiği son filmi bugün gösterime giriyor: ‘Tamam mıyız?’

>İlk bakışta Almodovar sinemasını da akla getiren bu yeni Çağan Irmak filmi, yönetmenin eski filmlerinden bildik o baba-oğul çatışması, aile eleştirisi, vb. temaları da arkalayarak seyreden, dakikalar boyunca uçlardaki kahramanlarımızın deli dolu, eğlenceli ve hazin anlarına tanık olduğumuz, duygusal dozu yüksek tutulmuş, şaşırtıcı bir melo özetle.

Sinemamızın son 10 yılına damgasını vuran “Babam ve Oğlum”, “Issız Adam”, “Dedemin İnsanları” gibi duygusal yoğunluğuyla öne çıkan eserleriyle tanınan yönetmen Çağan Irmak, çalıştığı TV dizilerinden fırsat bulup çektiği yeni bir sinema filmiyle karşımızda bu hafta: “Tamam mıyız?” Bugün gösterime giren Ridley Scott’un Michael Fassbender, Brad Pitt, Javier Bardem, Penelope Cruz ve Cameron Diaz gibi ünlü yıldızlardan oluşan, parlak bir oyuncu kadrosunu yönettiği, Meksika’dan Londra’ya uzanan bir uyuşturucu kaçakçılığı serüvenini aksiyonla karışık anlatan, giyotin benzeri müthiş bir silaha da yer veren “The Counselor-Danışman”, Lusin Dink’in en son Malatya festivalinde en iyi senaryo ödülünü kazanan “Saroyan Ülkesi” belgeseli, Neil Jordan’ın “Byzantium-Bir Vampir Hikâyesi” ve festivalden kalma İngiliz yapımı “The Unfinished Song-Yarım Kalan Şarkı” gibi seçkin filmlerin yanı sıra haftanın seyredilmeye değer bir başka filmi de yerli malı “Tamam mıyız?” kuşkusuz.
Kısaca, zor dönemler geçiren, biri eşcinsel ötekisi bedensel özürlü, 2 genç erkeğin dostluğunu eksen alan “Tamam mıyız?”da, gelecek vaat eden 2 dizi oyuncusu (Deniz Celiloğlu’yla Aras Bulut İynemli) başrollerde.
Dünya görüşü, duygusallığı ve cinsel tercihi nedeniyle zıtlaştığı babasıyla çatışıp konforlu aile yuvasını terk ederek çirkin ama şirin köpeğiyle Galata’da bohem bir sanatçı hayatı sürüyor, aşırı korumacı, zengin annesi Nilgün Valide sultanın (Sumru Yavrucuk yine her zamanki standart düzeyini sergiliyor; güçlü, zengin ve sevecen annede) hep arka çıktığı, gay’liğini özgürce yaşayan, duyarlı heykeltıraş delikanlı Temmuz (Deniz Celiloğlu).
Hep destekçisi olan biricik kadın arkadaşı, güzel yayıncı Beste (Aslı Enver de dizilerden tanıdık) sayesinde bulduğu çocuk kitapları resimleme işini kaybedince maddi sıkıntıya düştüğü yetmiyormuş gibi, bir de bıkkın sevgilisi tarafından, duygusuz bir e-posta notuyla terk edilen Temmuz, birkaç kez rüyasında yüzünü görüp tesadüfen karşılaştığı, kolsuz bacaksız ucube İhsan’la (Aras Bulut İ.) yakınlaşınca ancak çıkıyor girdiği depresyondan. Sosyal hizmet görevlisi olarak kol kanat gerdiği İhsan da rüyasında Temmuz’u görmesin mi? Zaman zaman evlere temizliğe giden yoksul annesinin (Zuhal Gencer) sürekli bakımına muhtaç, hayat boyu tekerlekli sandalyeye mahkûm, doğduğundan beri onun “ucube” varlığını bir türlü hazmedememiş, annesini de sık sık döven, paragöz babasıyla (Gürkan Uygun, gitgide filmde bir Kurtlar Vadisi havası estiriyor) da arası açık İhsan, sorunlu ama gerçekçi, melek gibi bir oğlan aslında.
Hiçbir zaman bir başkasına sarılamayacağı, acıklı hayatı boyunca annesine yük olacağı için yastığı yüzüne bastırıp özürlü yaşamına bir son vermesini istiyor Temmuz’dan. Temmuz’sa adeta yaptığı bir heykel büstünü taşırcasına kucakladığı İhsan’a hiç kıyabilir mi?
Yitirmeyi zaten göze almış ama mutluluk arayışından da vazgeçmemiş bu 2 sorunlu gencin aykırı dostluğu, yitirmeye çoktan kararlı İhsan’ın hayata yeniden tutunmasına, Temmuz’un da yeniden sanata, yaratmaya el atacağı, umutlu bir başlangıç noktasına götürecektir onları, umudun hiç tükenmeyeceğini vurgulayan finalde.
Beyoğlu’yla Galata Kulesi çevresinden Boğaziçi koru-parklarına ve Kamondo merdivenlerine dek yine İstanbul’dan ilginç mekânlar bulmuş Çağan Irmak’ın yazıp yönettiği, Fikret Kızılok, Aytekin Ataş ve Sıla’nın (filme adını veren) şarkılarıyla bezenmiş, gittikçe ustalaşan, ödüllü kameraman Gökhan Tiryaki’nin görüntülediği “Tamam mıyız?” özenle çekilmiş, şaşırtıcı görsel efektleri, gayretli oyunculukları, titiz sanat yönetimi ve mutlu sona dümen kıran, basamak basamak göğe yükseldiğimiz o finaliyle akılda kalan, ilgiyle izlenen, pembemsi, naif bir melodram etkisi uyandırıyor.
İlk bakışta Almodovar sinemasını da akla getiren bu yeni Çağan Irmak filmi, yönetmenin eski filmlerinden bildik o baba-oğul çatışması, aile eleştirisi, vb. temaları da arkalayarak seyreden, dakikalar boyunca uçlardaki kahramanlarımızın deli dolu, eğlenceli ve hazin anlarına tanık olduğumuz, duygusal dozu yüksek tutulmuş, şaşırtıcı bir melo özetle.
Sonuçta verdiği tamam değil, devam mesajı ve düzeyli anlatımıyla, öncelikle bu yönetmenimizin tutkunlarınca ve türün meraklısınca es geçilmeyecek bir film “Tamam mıyız?”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları