Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Büşra'nın Mektubu ve İnsanlık Onuru
Bir hafta boyunca bulutların üzerinde uçtuğunu sanırsın...
\nDünyanın en güzel kentlerinde kitabın yabancı dillerde tanıtılırken, sen mutlu olduğunu, dünyanın harika olduğunu sanırsın…
\nAma içinde bir acı vardır…
\nTorino’da görkemli bir sarayda eleştirmenler, Leyla Gencer ve kitabın hakkında konuşurken, bir haber gelir telefonuna “Server Hoca…” diye başlayan. Yıkılırsın!
\nVurulmasının ardından başlayan dostluğunuz, Uygarlık Tarihi birikimi gelir kanat çırpar Torino’daki sarayın kubbesinde… İşkence ve baskı günlerinde verilen sınavlar takılır o kanatlara… O koca tekerlekli sandalyenin, Hoca’nın kocaman yüreği altında nasıl da ufaldığını yeniden yaşarsın; dolu dolu kahkahalarıyla, ışığıyla, karanlığa meydan okuyuşu yüreğini ısıtır. Bilirsin ki Server Hoca’nın sende bıraktığı izler hiç ama hiç silinmeyecek…
\n***
\nMilano’da kitabını yayımlayan Mursia Yayınevi’nin kitaplığında, çevren, müzik tutkunlarıyla, meraklı gençlerle ve kitaplarla doluyken, mutlu olduğunu sanırsın…
\nAnsızın boğazın düğümlenir, genzin yanar: Çünkü o anda belki de gözüne ilişen bir Che posteri ya da “sakıncalı kitap” adı, ülkende 21. yüzyılda hâlâ bunlar yüzünden suçlanan gençleri, hapisten, iddianame sayfalarından çıkarıp Milano’ya yanı başına getirmiştir…
\nKahrolursun! Özgürlüğünden utanırsın!
\nO gün tam da Mustafa Balbay’ın tutukluluğunun 1000. (yazıyla bininci) günüdür. Hükümlü değil tutuklu! Ne işim var benim buralarda, bu imza günlerinde diye utanır, ezilirsin!
\n***
\nRoma’da Libreria Odradek’te, dinleyicilerin kitabevine sığmayıp sokaklara taştığını görünce sevinirsin… Bilirsin ki bu ilgide Leyla Gencer kadar, İtalya’nın gözbebeği Ferzan Özpetek’in etkisi çoktur, daha da çok sevinirsin…
\nFerzan Özpetek ve Roma Büyükelçisi Hakkı Akil senin ve kitabın hakkında konuşurlarken, önünde imza kuyrukları uzarken, aldığın bir haber içini yakar tutuşturur!
\nO muhteşem viyolonsel ustası Benyamin Sönmez kalbine yenilmiştir. Hem de 28 yaşında! İsyan edersin! Öfkelenirsin bir kez daha bu adaletsizliğe! Ne onu dinlemiş olmak, hakkında o hayattayken yazmış olmak, ne de Fethiye’de o harikulade babasını tanımış olmak acıyı da isyanı da hafifletmez.
\n***
\nDünya güzeli üç kentte birbirinden ilginç sergileri, müzeleri dolaşır, operaları izlerken, hep bir şeyler eksiktir… Hep içinde bir boşluk… Adlandırmaya çalışırsın… Sözcüğü bulamazsın…
\nDönüş yolunda bir hafta boyunca eline almadığın ülke gazetelerini kucağına yığarsın… İçin kararır. Boşluk daha da büyür. Tıkanırsın… Adaletsizlik, hak ve hukuksuzluk balyoz gibi iner kafana… Gözyaşlarını tutmaya çalışırsın… Şiddetin her türü karşısında parçalanırsın…
\nEve gelirsin. Evde postanda bir mektup bulursun. Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi’nden. Benim canım “küçük Büşra’dan”, yani Prof. Büşra Ersanlı’dan… Üzeri Adalet Bakanlığı’ndan okundu ve sakıncası yoktur damgalı…
\nYutarak okursun, içeriye dair haberleri:
\n“Yaşça en büyük benim… Çoğunluk 19-25 yaş arası… Mesleki açıdan da bayağı zenginiz: Birkaç emekçi, tekstil, bilgisayar, jimnastik hocası, aynı zamanda güzellik uzmanı, bir matematikçi ve birçok öğrenci: Güzel sanatlardan, biyoloji ve kamu yönetiminden…”
\nHerkesin ne çok okuduğunu; dil öğrendiklerini, eğitim yaptıklarını, yemeklerin kâh iyi kâh kötü olduğunu; kaloriferin havasını alacak anahtarı bir verseler daha iyi ısınabileceklerini… Ve mektubun sonunda “En çok neyi özlüyorsun?” sorusuna Büşra’nın verdiği yanıtı okursun…
\n“Hiç düşünmeden ‘Onur’ dedim. Evet en çok onurun, onurumun, onurumuzun iadesini istiyorum. Zaten özgürlük onurla birlikte yaşar. ‘Binlerce profesörden biri’ dediler ya bana, keşke öyle olsaydı. Türkiye’de özgür ve bilimsel araştırmaya çok imkân sağlansaydı da binlercesinden biri olsaydım. Ama gerçek şu ki, iyi yetişmiş, özgür düşünmeye alışmış insan çok az.”
\nO an, ah işte dersin, aradığım buydu! Ülkemde kimilerinin insanlık onuru yok sayılıyorsa, benimki de çiğneniyor demektir!
\nHaklısın Büşra, dersin kendi kendine “Özgürlük, onurla birlikte yaşar!”...
\nAdaletsizliğe, haksızlığa, baskıya, zulme göz yummak, yaşananı yok saymak, susmak onursuzluktur. Onursuz insan asla özgür olamaz!
\nVerdiğin ders için bir kez daha teşekkürler sevgili Büşra!
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da zincirleme kaza
- En yüksek faizi hangi banka veriyor?
- AKP'de toplu istifa!
- ‘Sinirden kanepe örtülerini dişlemeye başladım’
- Uçum'dan bu kez '50+1' ayarı
- Barcelona'dan Arda Güler'e büyük övgü!
- Yıllar sonra gelen itiraf: 'Onlar varsa oynamam dedim'
- Kuryeden ‘görev tamam’ pozu!
- 'İnci Taneleri’nde Azem'in kızı Nehir ilk kez göründü
- 'Milliyet farkı' adı altında fazladan ücret alındı