Cinsellikle yatıp kalkmak...

08 Kasım 2013 Cuma

Padişahtan çok padişahçılar bunu hep yapıyor:
Hep şu duygu: Ülkenin gerçek sorunlarını yok saymak, gözden kaçırmak, dikkatimizi ve farkındalığımızı yok etmek için Başbakan ortaya bir laf atıyor... Ve sonra... Müjde! Nur topu gibi yeni bir sorun! Bir anda ülke gündemi değişiyor. Padişahtan çok padişahçılar derhal Başbakan’ın o lafı üzerine uygulamaya girişiyor. Sonrası: Biraz daha baskı, biraz daha yasak... 
Bakın, apartman kapılarına ilanlar asılmaya, komşular komşuları dikizlemeye başladı bile! 

Yasaklar, baskılar
Padişahtan çok padişahçıların getirdiği yasaklar, baskılar, farkındaysanız hep kadınlar üzerinden, cinsellik üzerinden, kadın bedeni üzerinden!
Şöyle bir geriye doğru düşünün: Türban... Zina... Kürtaj... Sezaryen yasağı... 4+4+4 sisteminde kız çocukları okuldan uzaklaştırmak... Kadın doğum iznini uzatıyorum diye, istihdamdan uzaklaştırmak... Kaldırılan heykeller... Yasaklanan kitaplar...
Baktıkları heykelden, okuldaki merdivenden korkmaları, kafadaki cinsellik takıntısından. Kitaplarda, yazıda günah aramaları da... Apollinaire’in kitabını “edebi” bulmayıp “müstehcen” diye nitelenmesi ve cezalandırılmak istenmesi, bundandır. Kafalarındaki cinsellik takıntısıyla yatıp kalkmalarındandır!
Sonrası gerilen sinirler, biraz daha kutuplaşma... Kimi yandaş gazeteci ve yazarların yeni yeni uyanmaya başlaması çok sevindirici de bugüne dek bu kadar yanılmaya benim aklım ermiyor. Ama şaşmıyorum. Günaydııııın!
Kadın ve erkek ayrımcılığını iktidara geldiği ilk günden beri açık seçik ilan etmiş; bunu yaşamın her alanında uygulayacağını hiç gizlememiş bir Başbakan var. Daha ilk günden söyledi... “Yoo, öyle demek istemedi” diye yandaşlar üzerime saldırdı... Günaydııın demem ondandır.
AKP milletvekilleri arasında hiç mi sorgulayan yok?

Düşler, gerçekler, imgeler
Ben de gündemi değiştiriyorum: (Başbakan’dan değil, Orhan Bursalı’dan kopya çektim!)
Eğer hâlâ görmedinizse, sakın kaçırmayın: Pera Müzesi’nde “Düşler, Gerçekler, İmgeler” sergisinden söz ediyorum. Cumhuriyet’in 90. yıldönümü anısına muhteşem bir seçki sunuyor. Avni Arbaş, Nuri İyem, Abidin Dino’dan Bedri Rahmi Eyüboğlu’na, Cihat Burak’tan Turan Erol, Nedim Günsür, Yüksel Arslan’a... Ekrem Işın küratörlüğünde hazırlanmış. Kuvayi Milliye yıllarından günümüze uzanan bir bakış...
Hem nostaljik, hem de geleceğe dair karamsarlığımızı bozan bir sergi... Şu günlerde herkes birbirine kızlı erkekli aynı evlerde yaşadıkları öğrencilik günlerini, anılarını anlatıyor ya... Burada da o duygu var.
Sergiyi izleyince, bu ülkenin yaratıcıları, bu ressamlar, onları izleyen genç ressamlar, sanatçılardır dedim kendime... Politikacılar değil... Öyleyse direnmeye devam...

Güneş Hızlılar’ın başarısı
Gündemi değiştiriyorum:
Güneş Hızlılar, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda arp öğrencisi. Onu Arp Sanatı Derneği’nde verdiği küçük bir dinletide tanımıştım.
Anımsayacaksınız elim bir uçak kazasında yitirdiğimiz usta arpçı, hoca Ceren Necipoğlu’nun adını taşıyan bir burs sınavı açmıştı Arp Sanatı Derneği... Sınavı kazanarak İsviçre’deki “Harp Masters Academy‘ye gitti Güneş Hızlılar...
Buradan döndükten sonra çalışmalarına daha da hız verdi. Geçen hafta Slovenya’da gerçekleştirilen uluslararası arp yarışmasına katıldı genç sanatçı. Ve yarışmadan ikincilik ödülü alarak döndü.
Elbet böyle başarı haberlerinin medyamızda yer bulması çok zor. Başbakan’ın “incileri”, padişahtan çok padişahçıların takıntılarından yer yok, fırsat yok...
Tebrikler Güneş Hızlılar, teşekkürler Arp Sanatı Derneği...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları