En politik kitap fuarı

15 Ekim 2017 Pazar

Bu akşam sona erecek 69. Frankfurt Kitap Fuarı dolu dolu geçti

Frankfurt Kitap Fuarı topu topuna 5 gün sürüyor. Ama nasıl bir 5 gün tarifi mümkün değil... Dolu dolu, yoğun mu yoğun, çılgın bir koşuşturma...
Bu kez, “Kapalı Kapılar Arkasında Jüriler Nasıl Çalışıyor” başlıklı bir açıkoturuma konuşmacı olarak davetliydim. Avrupa Birliği Genç Edebiyatçılar jürisinde çalıştığım için oradaki deneyimimi ve elbet Türkiye’deki edebiyat yarışmalarını da anlattım. Bizim panelin öteki konuşmacıları Fransa’da adeta Tanrı gözüyle bakılan “Goncourt” Ödülü jürisinden Pierre Assouline; Alman Kitap Ödülü’nden Katja Gasser; Singapur, Epigram Yayınevi yöneticisi Edmund Wee; moderatör ise ABD’nin “Publishing Perspectives” dergisi yöneticisi Porter Anderson idi. Bu geniş yelpazede soru cevaplarla hayatta hiç kitap yazmamış Bob Dylan’ın Nobel Ödülü kazanmasından, “hapiste en çok yazar ve gazeteci olan ülke” diye nam salan ülkemize ve Orhan Pamuk’a; Fransa’daki yılda iki bin yarışmadan yayınevi baskılarına, daldan dala konduk...
Bu akşam sona erecek olan Frankfurt Kitap Fuarı, bu yıl en politik kitap fuarı olarak değerlendirildi...
Türkiye, Çin, Myanmar gibi ülkelerde düşünce ve ifade özgürlüğü konuları bol bol ele alındı. Die Welt gazetesinin Türkiye Muhabiri Deniz Yücel’in 226 gündür bir hücrede cezalandırılması ve hâlâ iddianamenin olmaması fuarda sık sık “Free Deniz Yücel” - “Deniz Yücel’e Özgürlük” nümayişlerine neden oluyordu. Ahmet Şık’ın Ödül alması; Can Dündar’ın eşine pasaport verilmemesi; “Basın Özgürlüğü İçin Bir Saat” başlıklı toplantılar; “Cumhuriyet gazetesine baskılar”; kitapları Almancaya çevrilen yazarlardan okumalar birbirini izliyordu.
İronik bir durum: Türkiye’nin resmi standıyla Ragıp Zarakoğlu’nun hazırladığı ve birçok kentte gösterilern “Özgür Sözcükler Sergisi” yan yanaydı. Ki bu sergi 90 yıl boyunca süregelen yasakları, baskıları, tabu konular çerçevesinde ele alıyordu.
Hani kimi zaman ya Türkiye olmasaydı, bu fuarlar çok sönük geçerdi diye düşünmeden edemiyorum...
Onun dışında Alman gençlerinin tam da “Yeni Sağ” diye nitelenen Antaios Yayınevi’nin önünde “Irkçılığa son!”, “Irkçılığı durdurun” sloganları atmaları... İngiliz yayınevlerinin önünde ise Brexit karşıtı protestolar egemendi...

Dan Brown’un provokasyonu...
Hiç kuşkusuz fuarın en renkli ve popüler kişisi Dan Brown’du. Tıkış tıkış dolu basın toplantısında “Başlangıç” (Origin) kitabını tanıtırken bile provakasyondan geri kalmıyordu: “İnsanlık artık Tanrı’ya gereksinim duymuyor” diye başlayıp, yapay bir aklın belki de din görevi görecek bir toplumsal bilinç oluşturacağıyla sürdürdü... (Bakınız yandaki haber...)
Ve fuardan birkaç not:
• Artık kitap okumak birçok yerde “out”, ama kitap dinlemek çok “in”... Audio - Kitap hızla yaygınlaşıyor... Adeta dijital kitapla yarışıyor...
• Bir yanda robotlara kitap yazdırmanın yolları aranırken, bir yanda da Gutemberg’in ne denli modern olduğu gösteriliyor...
• Onur konuğu Fransa 270 yayıneviyle katılırken pavyonun önünde dev bir Asterix Heykeli ev sahipliği yapıyor.. Yalnız bu yıl 555 Fransızca yazılmış kitabın Almancaya çevrildiği açıklandı.
• Fuarda sadece kitaplar değil, standların mimarisi, düzenlenmesi; sergi alanlarının canlı performanslardan yararlanması dikkat çekici...
• Fuarda çok geniş bir bölüm yeryüzünün her yerinden yemek kitaplarına ayrılmıştı..
• Frankfurt Kitap Fuarı’nın 2018 onur konuğu Ukrayna; 2019 Onur konuğu ise Norveç olacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları