Kadınlardan korkmayın! Ya da korkun!

06 Nisan 2023 Perşembe

“Ölüler hakkını helal edemez!” ... “Öldürülen kızım da ben de kimsenin hakkını helal etmiyorum...” 

Dün, adı “Adalet Sarayı” olan o koca binanın önünde kızları öldürülmüş anneler böyle haykırıyordu! “Kadın Cinayetlerini Durduracağız” Platformu ve destekçileri yine adalet nöbetindeydi. Çünkü derneği kapatma davasının üçüncü duruşması vardı. 

Evet, şaşırmayın! Bizim ülkemizde kadın cinayetlerini sürdürmek, teşvik etmek , savunmak, serbest... Ama kadın cinayetlerini önlemeye çalışmak suç! 

Bu dava, nafaka ödemek istemeyen erkek dilekçeleriyle açılmıştı. Derneği izleyip didik didik ettiler, yöneticilerini araştırdılar, bırakın suçu, suça benzer hiçbir şey bulamayınca davayı ne gerekçeyle açtılar dersiniz: “Kanuna ve ahlaka aykırı davranış” ve “aileye zarar verme” nedeniyle. (Siz buraya içinizden geçen tepkileri ekleyebilirsiniz.) 

‘AİLEYE ZARAR VERME’ 

Mart ayında erkekler 28 kadını öldürdü! 19 kadın da şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Ayrılmak isteyen karını, nişanlını, eski sevgilini öldür gitsin. Kimilerinin ahlak anlayışına göre öldürmek aileye zarar vermiyor! 

Behey zavallılar! Şubat ayında, 11 ilde o korkunç deprem ve beceriksizlikler ve ayırımcılık ve liyakatsizlik (resmi deyişle) 50 binden çok insanımızı öldürürken... Aradan 2 ay geçtiği halde millet hâlâ barınamazken, sokakta/çadırda/serada yaşarken... İnsanlar yakınlarının akıbetini öğrenmeye çalışırken... Enkazdan hâlâ cenazeler çıkarılırken ... Ölülerin kaydı bile tutulamazken... İnsanlar aç biilaç, temiz suya, gıdaya ulaşamazken... Hijyen, sağlık durumları iktidarın umurunda bile değilken... İnsanlar işsiz güçsüz, okulsuz kalmışken... Hiç aklınıza gelmedi mi ailenin durumu! 

Keşke “Seccade” tartışmasının binde biri kadar şu yukarıda sıraladıklarımı tartışsaydınız! 

Bütün bunlar olurken şubat ayında da erkekler tarafından 11 kadın öldürüldü, 12 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Bu cinayetler önlenebilirdi. Ama onları önlemeye çalışanları, o gericiler, o ortaçağ ittifakı “ahlaksız” diye nitelemeyi, “aileye zarar verdiği” için mahkemelerde süründürmeyi yeğliyor. 

EŞİT VE ÖZGÜR YAŞAYACAĞIZ

Behey, bir oy uğruna kadınları karanlığa gömmek isteyenler! Yaptığınız ittifak size oy kazandırmayacak, tam tersi oy kaybettirecek. İttifak yaptıklarınızın “Asarız, keseriz, kafasını koparırız” tehditleri, linç girişimleriniz artık kadınları korkutmuyor... Otoriter ve baskıcı rejime karşılar! Yok zina suç olsun, kız erkek ayrı okusun vb. değil asıl mesele. Cumhur İttifakı’nın, İstanbul Sözleşmesi’ni hukuksuz kaldırışı, kadınları koruyan 6284’ü kaldırmak üzere anlaşması; artık Medeni Kanun’u, anayasayı, çağdaşlığı hedef aldığını ortaya koydu! 

Kadınları kullanarak iktidara gelmiş olsalar bile, akıllı kadınlar artık hangi düşünce, görüş, hangi sınıftan olursa olsunlar, eşit ve özgür yaşamak istiyor. Kadına okumayı, meslek sahibi olmayı yasaklayan Afganistan’ı, İran’ı değil uygar, çağdaş, aydınlık ufukları hedefliyor. Sadece aile içindeki rolüyle değil, birey olarak var olmak istiyor. 

Kadınlar, hele bu depremden sonra, ayırımcılığın değil, dayanışmanın nasıl bir güç olabileceğinin bilincine daha da çok vardılar. 

Bakın “Kızılcık Şerbeti”nde bile iki ayrı kampın kadınları dayanışarak hayata tutunuyordu ki bu dayanışmaya RTÜK bile dayanamadı, sahibinin sesi olarak diziyi yasakladı. Böylece daha geniş kitlelerin izlemesine neden oldu. (Bu konuda hem Nilgün Cerrahoğlu, hem Zehra İpşiroğlu’nun Cumhuriyet’teki yazılarını kaçırmayın) 

Bu yazının başlığı hangisi olmalı bir türlü karar veremedim! Sonunda ikisini de koydum: Kadınlardan korkmayın ya da korkun! 14 Mayıs yakındır! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları