Moskova’dan sevgiler...

04 Haziran 2023 Pazar

Sevgili okurlar,

Siz bu yazıyı okuduğunuzda ben Moskova’da olacağım. Dün 3 Haziran, Nâzım Hikmet’i sonsuzluğa uğurladığımız gündü. Bir açıkhava sanat müzesini andıran tarihi Novodeviçi Mezarlığı’nda bugüne dek çok kez bulundum. Nâzım orada, sağında Gogol, solunda Çehov dostlar arasında... Daha kimler kimler: Stanislavski, Bulgakov, Ayzenştayn, Prokofyev, Şostakoviç, Mayakovski, Tolstoy...

Nice 3 Haziranlar yaşadım burada... Türkçemin en namuslu, en dürüst, en ahlaklı, en yurtsever, en evrensel şairini Nâzım’ı ne çok ne çok yaşattık burada. Bir yanımda Tarık Akan, bir yanımda Rutkay Aziz, anıt mezar başından gökyüzüne barış güvercinleri uçurduğumuzu anımsıyorum... 10 yıl önce Gezi desteğimizi burada da dünyanın her yerinden gelmiş Nâzım okurlarıyla paylaştığımızı anımsıyorum. Genco Erkal’ın, Zülfü Livaneli’nin, Edip Akbayram’ın, Fazıl Say’ın, Selçuk Yöntem’in, Zuhal Olcay’ın ve daha nicelerinin buradan seslerinin yükselişini anımsıyorum... Ama bu kez farklı. Bu kez...

NÂZIM HİKMET DOSTLUK ÖDÜLÜ 

Nasıl farklı olmasın ki! Bu kez Moskova Nâzım Hikmet Vakfı, bana “Nâzım Hikmet Dostluk Ödülü” verdi. Onların davetlisi olarak Moskova’dayım. 

Ödüle çok çok sevinmemin nedeni (size itiraf etmeyip kime edeceğim ki) sadece Nâzım’ın adını taşıması değil. Başka bir nedeni daha var: Hem Türkiye hem Rusya’dan birine verilen bu ödülü, bugüne dek kimler almış diye sorduğumda aldığım yanıt beni gökyüzünde bulutlar üzerine çıkarmaya yetti. 

Şimdi sıkı durun: Daha önce “Nâzım Hikmet Dostluk Ödülü”nü alanlar sırasıyla şöyle: 

Ataol Behramoğlu, Zülfü Livaneli, Rutkay Aziz, Genco Erkal, Hıfzı Topuz... Tüm ustalara sevgi ve saygı derken... Şimdi siz söyleyin. Ben sevinmeyeyim de kim sevinsin!

‘RÜZGÂRA KARŞI YÜRÜYEN ADAM’

Size bu yazıyı cumartesi sabahı yazıyorum. Birazdan soluğu Novodeviçi Mezarlığı’nda alacağım. Rusya’daki tüm Nâzım severler, resmi ve resmi olmayan çeşitli kuruluşlar, Nâzım okurları, karanfilleriyle orada olacak. 16. yüzyıldan bu yana, bir mücevher gibi işlenen o dev bahçede, koca bir granite kazınmış “Rüzgâra Karşı Yürüyen Adam” için çarpacak kalbim...

“Rüzgâra karşı yürüyorum

Yamalı caddelerinde bu şehrin.

Düşümde ‘Gülüşü deniz mavisi çocuklar’

Bir memleket var düşümde dostlar

Sahibi çocuk suratlı adamlar

Bir memleket var düşümde bu akşam

Sahiden özlenilebilen bir diyar

Ben bir başıma bir deli

Ben sanki bin yaşında bir deli

Bir memleket özledim ki sormayın” diye başlayan...

“Yürüyorum rüzgâra karşı

Düşümde ‘Gülüşü deniz mavisi çocuklar’ dizeleriyle biten o şiiri soluyacağım...

BÜTÜN MESELE

Sonra... Yunus Emre Enstitüsü’nde Rus Türk İşadamları Derneği, Moskova Nâzım Hikmet Kütüphanesi tarafından düzenlenen bir sohbete Türkiye Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı adına katılacağım. İki konuşmacıyız: Sevgili Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban ve ben. Elbet Nâzım’la birlikte koca çınar Yaşar Kemal’i de anacağız. 

Ödül töreni 3 Haziran Cumartesi akşamı, Russkaya Pesnya Konser Salonu’nda. Geceyi Onur Akın konseri taçlandıracak... Bu yüklü programın ayrıntılarını dönüşümde sizlerle paylaşırım elbet.

Son günlerde dilimden düşmeyen o iki dizeyi yüreğimde büyüte büyüte, şimdi hızla Novodeviçi Mezarlığı’na koşmalıyım: 

“mesele esir düşmekte değil,

teslim olmamakta bütün mesele!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları