Savaşla barış arasında...

31 Ağustos 2023 Perşembe

Dün Türkiye Cumhuriyeti’nin yolunu açan, devrimler aracılığıyla bu topluma onurunu kazandıran zaferi kutladık. Atatürk’üm, Mustafa Kemal’im diyerek o yüce insanı, ve silah arkadaşlarını andık. Bedenimin, ruhumun, kimliğimin her zerresine işlemiş Atatürk sevgisi ve saygısının, bağımsızlık savaşı kadar, milli egemenlik kadar, Aydınlanma ve çağdaşlaşma devrimlerinden kaynaklandığı bilinciyle şimdi onun düşüncelerine, ilkelerine her zamankinden daha çok sahip çıkmamız, onun rehberliğine sığınmamız gerektiğini tekrar tekrar haykırıyorum. 

Türkiye Cumhuriyeti sadece dış güçlere karşı savaşılarak kurulmadı. Asıl önemli olan Osmanlı İmparatorluğu’na karşı, içimizdeki gerici güçlere karşı da savaşılarak kuruldu. Bugün iktidardakiler 

bunu unutabilir ama bizler unutmamalıyız. 

GENÇKEN SANIRDIM Kİ... 

Bir zamanlar gençtik, güzeldik ve dünyayı değiştirmeye azmetmiştik. Hangi ülkenin vatandaşı olursak olalım başka bir dünya mümkündü.

Ben gençken sanırdım ki ilerideki yıllarda Türkiye Cumhuriyeti, vahşi kapitalizme karşı sosyalizm mücadelesi verecek! 

Oysa geldiğimiz duruma bakın: Yeniden padişahlığa karşı mücadele eder olduk. Monarşiye ve teokrasiye karşı, cumhuriyet ve laiklik mücadelesi, Aydınlanma mücadelesi, “muasır medeniyet” mücadelesi, “akıl ve bilim yolunu seçme” mücadelesi vermek zorunda kalıyoruz!

Yarın ise 1 Eylül Dünya Barış Günü (1 Eylül 1939-Faşizmin yükselişi Hitler Almanya’sının Polonya’ya saldırması). 1981’de Birleşmiş Milletler tarafından ilan edildi. Ancak sonradan 2001’de 1 Eylül yerine 21 Eylül Dünya Barış günü olarak kabul edildi. Öyle ya da böyle ne fark eder ki!

Kin, öfke ve nefret dili azdırıldıkça... Irkçılık, ayırımcılık, hamasi bir milliyetçilik, oy ve rant çıkarlarına dönüştürüldükçe... Paylaşım yarışında iştahlar kamçılandıkça... Geçmişin intikamını alma tutkusu, geleceğin umudunu yok ettikçe... Bitmeyecek bir savaş hep sürecek. 

Biz PEN Yazarlar Derneği olarak yılın sadece bir günü değil, “Yılın her günü Dünya Barış Günü olmalı” diyoruz. 

İşte bu yılın 1 Eylül açıklaması, Haydar Ergülen’in kaleminden: 

PEN’DEN AÇIKLAMA 

“Dünyada savaşsız günler de olacağının umudunu asla yitirmiyoruz. Ancak en yakın sınırlarımızdan başlayarak her yerde savaş var, Türkiye de bir savaşın içinde, vaktiyle atıldığı, şimdi kendisini kurtaramadığı bir savaş bu. Savaş ağaları, lordları, büyük devletler, savaştan beslenen büyük bir yapı varken barış olur mu?

Dünyada barış yok, ülkede de toplumsal barış yok! Uzun yıllardır ayırıcı, kutuplaştırıcı bir dille Türkiye’yi getirdikleri durum bu, en tehlikeli olan şey, laik ve dindar ayrımı.

Laikler, sekülerler, beyazlar diye yazıyorlar, konuşuyorlar, böyle niteledikleri kesimler de onlara dinbazlar diyor. İki tarafın da birbirleri için kullandıkları daha ağır sözcükler de var!

Şimdi de okulları ayırmaya çalışıyor bu ötekileştirici, bölücü dil. Karma 

eğitim bu millete dayatılmışmış, taciz olurmuş, tarikatlarda, cemaatlerde, yurtlarda çocuklar hocaların, şeyhlerin tacizine uğrarken bunu söylemek hangi kitaba sığar?

Yeni eğitim bakanı ilk işareti verdi karma eğitime son verilebileceği konusunda. Yarın bir başka bakan, yetkili, Diyanet’in başındaki kişi toplumu iyice gerecek, bölecek bir şey daha söyler, olmadı bu ülkede özgürce yaşamamız için savaşan, Cumhuriyeti kuran Atatürk’ün adını anmaz, biraz daha oynar sinirlerimizle, devleti yönetenler de bir şeycik demez!

Daha muhafazakâr oldukça daha ahlaklı olacağını söyledikleri memlekete bakın, deliler panayırı gibi, çıldırmış haldeyiz hepimiz, çocuklar, gençler birbirlerini öldürüyor artık!

O nedenle bize bir gün barış yetmez, biz her günün barış günü olmasını istiyoruz! Bunun için mücadeleye devam ediyoruz. Ve edeceğiz. PEN Türkiye-31 Ağustos 2023”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları