Sosyal medya günlerdir yıkılıyor: Hile, hırsızlık, oy çalma, oy kaymaları, pazarlık komplo teorileri bombardımanı altındayız.

Olsun...

Karpuz gibi ortadan ikiye ayrılmış seçmenin kiminde “Hay aksi, bu kez devletin tüm mekanizmaları, olanakları, AA ve onca yandaş medya emrimizdeyken yine de atı alan Üsküdar’ı geçemedi” üzüntüsü...

Bu da geçer.

Kimi seçmende müthiş bir yılgınlık, bezginlik, düş kırıklığı, öldük bittik, çok yorulduk, yetti gayrı, benden bu kadar, artık yokum, nasılsa bunlar koltuğu bırakmazlar homurdanmaları...

Sakın ha! Derhal kesin bu homurtuları! Yılmak yok! “Öğretilmiş çağresizliğe” kapılıp karanlığa öncelik vermeyin! Onların istediği bu zaten! Derhal sıyrılın bu tutumdan! 

İKİ YANLIŞ 

Hayır, hayır çoğu çok bilmiş gibi şöyle olsaydı, böyle olsaydı diye keşkeler içinde debelenmeyeceğim. Seçmen davranışlarında beni çok tedirgin eden (hatta midemi bulandıran) tavırdan söz edeceğim. İkisi de muhalif kanatların tepkisi. Özetle: 

1) Deprem bölgesine onca yardım yap şu sonuca bak! Beyler hanımlar, siz o yardımları şu parti bu parti oy alsın diye yapmadınız. İnsan olduğunuz için yaptınız! Ayıptır! Susun! İnsanlığınızı inkâr etmeyin!

2) “Meclis’i onlar almış, kim seçilirse seçilsin fark etmez!” Ne kadar yanlış! Bunu söyleyenler başkanlık sistemi hakkında hiçbir şey bilmiyor demektir! Bu sistemde her şey başkanın elinde! Hükümeti o kuruyor. Kimin seçileceği elbet çok fark eder!

En azından, haksız yere hapiste yatanları, ülkeyi terk etmek zorunda kalan gençleri, umarı kalmamış esnafı işçiyi, emekçiyi, çocuklarımızın geleceğini düşünerek başkanı seçeceğiz! Ve bu ülkede hâlâ karanlığa karşı yüzde 50’nin üzerinde bir güç, bir dayanışma olduğunu ispatlayacağız. 

Önceki akşam PEN Yazarlar Derneği’nde kamuoyuna yönelik bir mesaj hazırladık. Daha neleri düşünerek sandığa gideceğimizi belirledik. Kayda geçsin diye “Seçim devam ediyor hâlâ” başlıklı açıklamamızı sizlerle paylaşıyorum: 

SEÇİM DEVAM EDİYOR HÂLÂ! 

Ey bu ülkenin demokrasiye, çağdaşlığa, eşitliğe, özgürlüğe, hakkaniyete, vicdana susamış insanları... Zorlu günlerden geçmekteyiz. Seçim henüz bitmedi, devam ediyor hâlâ! 

Asla umutsuzluğa kapılmayacaksın! Mustafa Kemal Atatürk’ün deyişini “Umutsuz durum yoktur, umutsuz insan vardır” sözünü gönlünde tut...

Cumhurbaşkanlığı seçimi 2. turunda 28 Mayıs’ta hem oylarımızı hem sandıklarımızı korumalıyız! Lamı cimi, öylesi şöylesi yok, Cumhuriyetin, çağdaşlığın, özgürlüğün, aydınlığın, kadın haklarının, laik devletin, demokrasinin, bilimsel eğitimin alternatifi yok! Yol belli! Ya karanlık ya aydınlık, ya geri ya ileri, ya sultanlık ya çağdaşlık, ya geçmiş ya gelecek! Hepsi 28 Mayıs’ta vereceğin oyla belirlenecek! Haydi bu işi ikinci turda bitirelim! Cumhuriyetimizin 100. yılında geleceği hedefleyelim. 

Bu şahıs meselesi değil, parti meselesi hiç değil, daha önemli, daha hayati bir mesele! Duygusallığa, karamsarlığa, umutsuzluğa kapılmak bizlere yakışmaz! Tam aksine daha çok çalışmak, cumhurbaşkanlığı seçimine daha çok asılmak zorundayız. Umutsuzluğa sakın geçit vermeyin. En karanlık gecenin sonunda bile güneş mutlak doğar. Bu inançla haydi seçim sandıklarına!

“Yaşasın hayat! Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın özgürlük!” diyebilmek için!