Türkiye Sınıfta kaldı!

09 Ekim 2014 Perşembe

“Türkiye’de son bir yıl içinde hapisteki birçok yazar ve gazeteci serbest bırakıldı. Bunlar, yargı öncesi uzun süren gözaltılarıyla, adil olmayan yargılamalarla, özel yetkili mahkemelerle, anti-terör yasasıyla, sağlıklı deliller olmadan tutuklanan, hüküm giymeden dört - beş yıl hapiste kalan yazar ve gazeteciler ile Türk ve Kürt aydınlardı...”
Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te toplanan Uluslararası Yazarlar Birliği PEN’in 80. Kongresi’nde son gün. Herkes PEN Uluslararası Hapisteki Yazarlar Komitesi Başkanı Marian Fraser’in okuduğu raporu dinliyor.

İfade özgürlüğü tehdit altında
Kongre’de 58 ülkeden 200 kadar yazar, şair ve gazeteci var. Türkiye PEN Merkezi yönetiminden üç kişiyiz: İkinci Başkan Halil İbrahim Özcan, Sayman Tülin Dursun ve ben. Kongre dört gün sürüyor. Ama bu rapor Birleşmiş Milletler’e sunulmak üzere bir yıl boyunca hazırlanıyor. Dünyadaki savaşlar ve hükümetlerin tutumları 58 ülkenin PEN merkezlerinin temsilcilerine sunuluyor. Düşünce ve ifade özgürlüklerine tehditler, baskılar paylaşılıyor; edebiyatın, yazının ve sözün özgürleşmesi için güç birliği yapılıyor.
Rapor, Türkiye’de son bir yıl içinde yazar ve gazetecilerin serbest bırakılmasını; kimi yasal düzenlemelerin sevindirici olduğunu vurguladıktan sonra “Ancak” diyor: “Ancak bu olumlu adımlara karşın, yazar ve gazeteciler hâlâ tehdit altında.”
Raporda bu tehdidin ayrıntıları ve nedenleri paylaşıldıktan sonra, sonuç olarak Türkiye’de ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, haber alma ve iletişim özgürlüğünün büyük ölçüde çiğnendiği vurgulanıyor.
İfade özgürlüğü açısından sınıfta kalan elbet yalnız Türkiye değil. Rusya, Çin, Ukrayna, Vietnam, Küba, Meksika, İran, Irak, Tibet, Honduras, Kuzey Kore ve Etiyopya, bizimle birlikte sınıfta kalan diğer ülkeler...

MİT Yasası’ndan gazete patronlarına
Raporda vurgulanan ifade ve düşünce özgürlüğü ihlallerini şöyle özetleyebilirim:
Türkiye’nin, ifade özgürlüğü açısından sınıfta kalmasına en büyük neden 2014 Şubatı’nda getirilen internet yasaları. YouTube ve Twitter’ın, birçok web sitesinin uzun süre yasaklı kalmış olması. Yasanın daha geniş sınırlarla da olsa yeniden getirilmesi. İnternet yasasının iktidarın elinde politik baskı aracı olması.
Bir başka neden: MİT yasası: Yargı kararı olmaksızın MİT’e verilen soruşturma yetkisi... Raporda bu yetkinin hem özel yaşamı ihlal, hem de hükümetin elinde bir yasağa dönüştüğü vurgulanıyor.

Erdoğan’dan karalama ve hakaret
Raporda önemli bölümlerden biri Erdoğan’ın en ufak bir eleştiri karşısında yazar, gazeteci ya da sanatçılara yönelttiği karalama, iftira ve hakaretlere ayrılmış. Bu karalama sonucunda yazarların, çizerlerin, karikatüristlerin, yayıncıların hakkında soruşturma ve dava açıldığı vurgulanıyor.
Son yıllarda Ceza Yasası’nın 301. maddesinin pek uygulanmasa da yine de tehdit oluşturduğu bildiriliyor.
Türkiye’nin sınıfta kalmasına bir başka neden de medya patronlarının ve gazetecilerin, kendi çıkarlarını gözetmek adına uyguladıkları oto-sansür... Raporda TMSF’nin rolüne ve iktidarı eleştiren gazetelerin el değiştirmiş olmalarına da dikkat çekiliyor.
Evet, daha önce de söyledim. Sınıfta kalan yalnız Türkiye değil. Ama inanın, bu beni hiç ama hiç teselli etmiyor. Aksine dünyadaki yerimizi gördükçe utancım daha da büyüyor! (Öteki ülkelerdeki durum bir başka yazıya kaldı!)  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları