53 yıl önce bugün!

16 Haziran 2023 Cuma

1970 yılının 15 ve 16 Haziran günleri, Türkiye’de işçi sınıfının direnişi tarihine dönüm noktası olarak geçti. 

53 yıl önce bugün işçiler, örgütlülüklerini engellemek isteyen sermaye sınıfına unutulmayacak bir ders verdi.

16 Haziran 1970 tarihli Cumhuriyet gazetesinde aşağıdaki çağrı yayımlandı.

“Bağımsız, devrimci sendikacılar!

İş hayatında faşist bir dikta ve Anayasa dışı bir baskı rejimi kurulmaması için sizleri birliğe çağırıyoruz.

1- Hemen olağanüstü kongre kararı alınız.

2- Kongre gündeminde yalnız DİSK’e (Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na) katılma maddesine yer veriniz. 3- Katılma kararınızı mühürlü, imzalı tutanağa geçiriniz ve 3 nüshasını hemen iadeli taahhütlü olarak DİSK adresine postalayınız.

İşçilerin Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerini çiğnetmeyelim, hep beraber koruyalım.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Yürütme Kurulu Adına 

Genel Başkan Kemal Türkler”

DİRENEREK GERİ ALINAN HAKLAR

14 Haziran’da işçi temsilcilerinin ve sendika yöneticilerinin katıldığı İstanbul Merter Sitesi’ndeki Lastik-İş Binası’ndaki toplantıda direniş kararı alınmıştı.

15 Haziran’da sayıları 70 bini bulan işçiler, TBMM’den geçen Sendikalar Kanunu’nu geri aldırmak için yurt çapında direnişe katılmıştı. Büyük fabrikalarda üretim durdurulup kamu iktisadi teşebbüslerinde oturma eylemleriyle iş yavaşlatılırken, bazı işyerlerinde işgal eylemleri devam ederken on binlerce işçi de yürüyüşe geçti.

Ertesi gün eylemlere katılanların sayısı yaklaşık iki katına çıktı, polis yolları keserek eylemi engellemeye çalıştı, saldırı başladı. Kanlı çatışmalarda Yaşar Yıldırım, Mustafa Bayram ve Mehmet Gıdak adlı işçiler ile Yusuf Kahraman (toplum polisi) ve Abdurrahman Bozkurt (esnaf) can verdi, yüzlerce kişi yaralandı.

Başbakan Demirel, “Devlet her güçten daha kuvvetlidir. Bu gibi hareketlerin içine girenlerin tahriklere alet olduğu bir gerçektir” diyerek işçileri tehdit ederken direniş komitesince yapılan açıklamada “27 Mayıs Anayasası’nın temel esprisi olan direnme hakkımızı, tasarılar Meclislerden alınıncaya kadar kullanmakta kararlıyız. Sizi uyarmayı tarihsel ve ulusal ödev sayarız” denildi. 

İstanbul ve İzmit’te 60 günlük sıkıyönetim ilan edildi, sendikacılar gözaltına alındı. Ancak sonunda Anayasa Mahkemesi, TİP’in başvurusunu kabul ederek yeni sendika yasasını “anayasaya aykırılık” gerekçesiyle iptal etti.

GÜN ÖRGÜTLENME GÜNÜDÜR!

İşçi sınıfı, 53 yıl önce örgütlenme hakkını savunmak için direnmiş ve geri almıştı!

Bugün tarikat ve cemaatlerin ülkenin her hücresine sızdığı, neoliberal politikalarla gericiliğin el ele verdiği, emekçilerin iktidar ile işbirliği halindeki sermaye sınıfı tarafından açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edildiği, eşitsizliğin toplumun tüm alanlarına nüfuz ettiği bir dönemde, bu karanlık tablonun bir sınıf sorunu olduğu çok açıktır. 

Dincilik ve etnikçilik odaklı siyaset, sınıf siyasetini geri plana iterken halkın gerçek sorunlarının da üstü örtülmektedir.

Bu ortamda işçi sınıfının eşitlik, özgürlük ve aydınlanma mücadelesi için hızla örgütlenmesi şarttır. Direnişi güçlü kılmanın tek yolu budur. 

Direnme ruhunu azimle yaşatmak, 15-16 Haziran Direnişi’ne omuz verenleri anmanın en anlamlı yoludur!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları