Şeyh Sait’i siyaset gündemine sokmak, bir karşıdevrim atağı!

15 Aralık 2023 Cuma

AKP’nin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne atadığı kayyumun, Silvan yolunu Elazığ’a bağlayacak “Şeyh Sait Bulvarı”na başlandığını duyurmasından sonra Diyarbakır surlarına Şeyh Sait’in fotoğrafı asıldı.

Yerel seçim öncesinde hem AKP’nin hem de CHP’nin DEM (eski HDP) ile işbirliği arayışını sürdürdüğü bugünlerde, bu konunun yeniden ısıtılması şaşırtıcı değil. AKP ile DEM, birçok kez örneğini gördüğümüz gibi, emperyalizmle işbirliği yapan gerici, etnikçi ve mezhepçi şeyhlere, şıhlara, tarikatçılara sahip çıkma konusunda adeta birbirleriyle yarışan iki parti. 

2014’te HDP ve AKP meclis üyelerinin oylarıyla Dağkapı Meydanı’na Şeyh Sait Meydanı ismi de verilmişti. AKP gericiliği nedeniyle, DEM de etnik kökeni nedeniyle bir şeyhi sahiplenebiliyor.

İŞBİRLİĞİ İÇİN YALPALAYAN SİYASET

Ancak kabul edilemez olan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, bu konudaki bir soruyu, “Şeyh Sait isyanının kendi konjonktüründe Cumhuriyete karşı bir ayaklanma olduğunu biliyorum. Bu ayaklanmanın bastırılması sırasında oluşmuş acılar, bugün bazı torunların kalbini acıtıyorsa, o acıya saygılı olmak gerekir. Cumhuriyetin herhangi bir evresinde yaşanmış acılar varsa o acıları tartışmanın sıcak siyasetin alanı değil, tarihçilerin alanı olduğunu değerlendiriyoruz” diyerek yanıtlamış olmasıdır. 

Öncelikle bu olay, tarihçilere bırakılacak belirsiz bir konu değildir, nasıl gerçekleştiği ve ne olduğu belgelerle ortaya konmuştur. Özel’in yeni kurulan Cumhuriyete karşı emperyalistlerin kışkırtmasıyla ayaklanan şeriatçı bir şeyh hakkında böylesine çekingen bir yanıt vermesi, laik Cumhuriyetin 100. yılında siyasal İslamcılar tarafından boğulmak istendiği bu dönemde net bir tutum göstermemesi, belli ki DEM ile yerel seçimde işbirliği yapma çabasının sonucudur. Herhalde 31 Mart’a kadar Özel’in bu tür yalpalamalarına tanık olacağız.

LAİK DEVRİM Mİ, ŞERİATÇI KARŞIDEVRİM Mİ?

Şeyh Sait olayı ile sosyal medyadaki dezenformasyonun kurbanı olmamak için Uğur Mumcu’nun 1919’da İstanbul’daki Kürt örgütlenmeleri ile başlayan, Şeyh Sait Ayaklanması ve Musul sorunu ile noktalanan süreci ayrıntılarıyla ele aldığı, yabancı arşivlerden ve çok sayıda önemli belgeden yararlanarak konuyu incelediği “Kürt-İslam Ayaklanması” adlı kitabını okumalarını öneririm.

Mumcu’nun 1991’in haziran ayı boyunca Cumhuriyet’te yayımlanan dizi röportajı vardır. 2 Haziran’daki ilk bölümü, İngiltere’nin 1919’da Bitlis ve Van illerini içine alan kendi korumasında Kürt devleti kurma planına atıfla “Majestelerinin Kürdistan’ı” başlığıyla yayımlanan o dizide, Şeyh Sait’in mahkemede açıkça şeriat istediklerini söylediği sorgu tutanakları, ayrı bir Kürt İslam devletinin kurulmaya çalışıldığını ortaya koyan belgeler de var. 

Bunları bilmeden konuyu tartışmak yüzeyseldir. Türkiye’de bir süredir kasıtlı olarak siyasette alevlendirilen Şeyh Sait tartışması, aynı Vahdettin tartışması gibi, siyasal İslamcı karşıdevrimin atağıdır. 

Bu açık saldırıya karşı net bir tutum gerekir: Ya laik Cumhuriyet Devrimi’nden yanasınız ya da emperyalizmin kışkırttığı dinci-etnikçi bir karşıdevrimin yandaşısınız. Bunun ortası yok!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları