Yobaz imamlar görev başında

31 Ağustos 2022 Çarşamba

Geçen gün bir arkadaşım dedi ki; “Pazar günü Cumhuriyet’in tüm köşe yazarlarını sırayla okudum. Ülkede durum o kadar kötü ki insan dehşete kapılıyor.”

Çünkü yandaş medya halkı uyutmaya çalışırken gazetemiz gerçekleri yazıyor.

Bazen bir yazar olarak hayata dair güzel olaylardan da söz etmek istiyorum. Aslında bugün de niyetim oydu ancak ülkenin gündemi izin vermiyor.

Çünkü gün geçmiyor ki bir gerici konuşup toplumun sinir uçlarına dokunmasın!

Geçenlerde TV’lerde pek gözde olan ve Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, “Müslüman kadına, İslamın dışı bir dinden kadın aynı yabancı hükmündedir. Müslüman kadın, kâfire kadınların yanında da erkek varmış gibi oturacak” dedi. Böylesine bir yobazlığı, 21. yüzyılda savunabilmesinin ardındaki neden, olsa olsa cahil cesaretidir. 

Sonra bir başka imam çıktı piyasaya, “Sokaklar kasap dükkânı gibi. Et görmekten içimiz dışımıza çıkıyor artık” diyerek örtünmeyen kadınları “et” olarak niteledi!

İsmailağa Cemaati’ne yakınlığıyla bilinen FM TV’de programa çıkan ve “hoca” diye anılan Mehmet Akdemir ise “Müzik ve müzik aletleri şeytanidir, insanları zinaya iter” diyerek “yasaklanması gerekir” şeklinde vaaz verdi.

DİZGİNLENEMEYEN GERİCİLİK

Bu gerici koroya son katılan isim, Şanlıurfa Mevlana Halid Camisi’nin imamı Mehmet Şükrü Dörtbudak oldu. Hedefindeki kesimler, yine kadınlar ve çocuklar...

Gazetemizde Mehmet Oflaz’ın imzasıyla yayımlanan haberden öğrendiğimize göre Dörtbudak, eşi ile dolaşmaya çıktığında, sokakta gördüğü tayt giymiş kız çocuğu hakkında şu utanç verici ifadeleri kullandı:

“Kız çocuğunu görüyorum, zavallı eğitilmemiş, ana-baba öğretmemiş. Bacağında bir tayt, ince, ten rengi, başında da başörtüsü. ‘Kızım günah değil mi? Niye ayağına bir pijama, bir etek giymedin?’ dedim. ‘İşte pijamam var’ dedi. Onu pijama zannediyor. Onu örtü zannediyor. Bütün vücudunun hatları, avret yerinin her tarafı ortada belliyken daracık ve sımsıkı olan, ten renginde olan bir şeyi Allah aşkına söyleyin giysi olabilir mi, örtünme olabilir mi?”

Bir kız çocuğunun vücut hatları belli olsa ne olur, bir kadının vücut hatları belli olsa ne olur? Çok açık ki birileri, ruhlarındaki yobaza dizgin vuramadıkça, kadınların örtünmesini istiyor! 

Hızını alamayan aynı imam, pedofili suçunu gerekçelendirerek suç niteliği taşıyan ifadelerde bulundu: 

“Çocuğun kolu, göğsü, her tarafı açık. Atlet gibi elbiseler, mini etek bacak açık. Ondan sonra pedofili suçtur. Pedofili akımı sen körüklüyorsun” şeklinde ifadelerinin yer aldığı görüntüleri sosyal medya hesabından paylaştı. 

Bu pedofiliye kılıf uydurmaktır. Hiçbir gerekçe, cinsel saldırıyı, tecavüzü meşrulaştıramaz. Bu ifadeler açıkça suçtur. Buradan bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunuyorum!

BİR PLAN DEVREDE...

Ardı ardına medyaya yansıyan bu skandallar rastlantı değildir. Diyanet İşleri Başkanlığı, AKP’nin gericilik üssü haline gelmiştir. Bünyesindeki imamlar, anayasal suç olan ifadeleri dile getirirken yetkililer bu vahim durumu izlemekle yetiniyor. 

İmamların peş peşe infial yaratacak şekilde kadınları hedeflemesi, bunun, seçim öncesi girilen son virajda toplumdaki kutuplaşmayı artırması için planlı olduğunu düşündürüyor.

Konser ve festival etkinliklerinin yasaklanması, Gülşen’in önce tutuklanıp sonra ev hapsi ile cezalandırılması, AKP ile şaha kalkan siyasal İslamın kadınları cendereye alma amacının açık kanıtıdır ancak bu hedef, laik Cumhuriyet devrimini yaşayan Türkiye’de mutlaka geri tepecektir.

Asıl önemli soruyu yazımın sonunda sorayım: Ağızlarından “iffet, ahlak” sözcüklerini düşürmeyen imamlar, bazı tarikat ve cemaat yurtları ile Kuran kurslarında çocukların maruz kaldığı cinsel istismar ve tecavüzler hakkında niye sessiz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları