Alev Coşkun

Soylu’nun çaresizliği ve Erdoğan’ın açık tehdidi

30 Mayıs 2021 Pazar

Son üç haftadır Türk siyasal yaşamını ve gündemi suç örgütü liderlerinden Sedat Peker’in video açıklamaları işgal ediyor ve sarsıcı etkisini sürdürüyor.

Birkaç yıl öncesine kadar AKP’yi destekleyen ve siyasal iktidar tarafından “makbul çete lideri olarak kabul edilen” Peker, şimdi iktidarın hedef tahtasına geçmiş bulunuyor.

Peker’in iddiaları özellikle İçişleri Bakanı Soylu’yu hedef almaktadır. Bu iddiaların içinde uyuşturucu trafiğinden siyaset ilişkilerine kadar birçok konu yer tutuyor.

“Eski bir sanık ya da suç örgütü liderinin açıklamalarına neden bu denli önem veriliyor?” diyen yandaşlar var! Bir suçlu, bir hırsız, bir katilin ceza yasasına göre hüküm giymesi başka, onun çeşitli önemli konularda açıklama ve itiraflarda bulunması başkadır... Bunlar birbirinden ayrı ve bağımsız konulardır.

Bir suçlunun önemli konularda açıklama yapması karşısında “Sen suçlusun, bu nedenle senin söylediklerine itibar etmiyoruz” denilemez. Peker’in açıklamalarını da böyle değerlendirerek hukuk kuralları içinde soruşturmak, hukuksal sonuçlara ulaştırmak zorunluluğu vardır.

İçişleri Bakanı, bu açıklamalar karşısında iki kez televizyona çıkarak yanıtlar vermeye çalıştı. Her iki programda da kendisi ile ilgili açık ve net yanıtlar vermek yerine işi siyasal hikâyelere bağladı...

Ancak Soylu’nun, AKP içinde önemli isimlerle ilgili geçmişte yaşanmış bazı iddiaları da yeniden gündeme getirmesi dikkat çekiciydi.

Örneğin; eski İçişleri Bakanı’nın oğlunun evinde çıkan para kasalarından söz etti. Eski başbakanlardan Binali Yıldırım’a ve Davutoğlu’na değinmelerde bulundu. Böylece “Ben çok şeyi biliyorum, benim arkamda durmazsanız bazı şeyleri açıklarım” mesajını vermiş oldu.

Soylu, her iki konuşmasında kendisi hakkındaki iddialara yer vermek yerine gazetemizi hedef almıştır.

Cumhuriyet gazetesi bu saldırılara gerekli yanıtları vermiştir. Yazarları ve manşetleri ile yanıt vermeye devam edecektir.

KİM OLUYORSUN?..

İçişleri Bakanlığı, Türk siyasal sisteminde çok önemli bir makamdır... Bu makamdan Şükrü Kaya, Hilmi Uran, Faik Öztrak, Dr. Refik Saydam, Necdet Uğur gibi devlet adamları gelip geçmiştir. Soylu, bu makamın hukuksal yapısına sadık olmalıdır. İçişleri Bakanlığı; iddia makamı, hele hele yargıç gibi hüküm veren bir makam değildir.

Soylu, Atatürk’ün kuruluşuna bizzat destek verdiği 97 yıllık Cumhuriyet gazetesini terörle suçlayamaz. Cumhuriyet gazetesi, 97 yılda ne iktidarlar ne siyasetçiler ne bürokrat ve bakanlar gördü. Hepsi birer birer giderken asırlık çınarımız Cumhuriyet dimdik ayakta ve yaşıyor...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Netanyahu’ya benzeten İYİ Parti lideri Akşener’e, Erdoğan’ın memleketi Rize’de saldırı girişiminde bulunuldu. Bu olayın ardından açıklama yapan Erdoğan’ın, “Daha neler olacak neler. Bunlar iyi günler” şeklindeki sözleri tepki çekti

ÇOK TEHLİKELİ YOL...

Türk siyasal yaşamı gittikçe tehlikeli ve karanlık bir yola doğru gidiyor. Tek adam yetkilerine sahip Erdoğan’ın geçen salı günü AKP grubunda yaptığı konuşma tek kelime ile “vahimdir.”

Erdoğan, açıkça “Daha neler olacak neler, bunlar güzel günler” diyerek tehdit siyasetine başlamıştır. Tüm ülkeye gözdağı vermiştir.

Erdoğan, Türk siyasal yaşamını tehdit ederek karanlık günler yaşayacağımızı en üst düzeyde açıklamış bulunuyor.

Bu tehdit cümlesi hukuk devletine aykırıdır ve demokrasi ile bağdaşmaz. Erdoğan hiç vakit geçirmeden bu cümleyi geriye almalıdır. Hatta tüm halktan özür dilemelidir. Tersi durumda bu hareket, demokrasi karşıtı kara bir tehdit olarak siyasal tarihe geçecektir.

97 yıldır basın özgürlüğüne, halkın haber alma hakkına saygı gösteren, hukuk devletini ve demokrasiyi savunan Cumhuriyet gazetesi, bu yeni ve tehlikeli siyasal koşulları Türk halkına yansıtmaktan geriye durmayacaktır.

Dünyanın en saygın gazetelerinden, Türkiye’nin referans gazetesi Cumhuriyet, korkmadan, yılmadan, geri adım atmadan hukuk devletini ve demokrasiyi savunmaya devam edecektir...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları