AKP iktidarından aldığı kamu ihaleleriyle adını duyuran ve Akbelen Ormanı’ndaki katliamın ortaklarından Limak Holding, zeytinliklerin söküldüğü gün Balıkesir Balya’daki projesinde sona yaklaştı.
Limak Holding bünyesinde yer alan ve yönetiminde Nihat Özdemir’in oğlu Batuhan Özdemir’in yer aldığı Altınordu Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin projesine ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı nihai karar verildiğini duyurdu. Daha önce Cumhuriyet’in de gündeme getirdiği projeye yakın zamanda onay çıkacağı düşünülüyor.
Nihai kararın ardından son şekli verilen çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporu da yayımlandı. Raporun bu halinde projeye ilişkin yeni ayrıntılar da ortaya çıktı. 8 bin 720 sayfalık rapora göre, şirket 1724 hektarlık ruhsatının bulunduğu alanın 276.93 hektarında projeyi altın ve gümüş madenini yapacak. Açık ve yeraltı ocaklarından oluşacak maden, 390 futbol sahası büyüklüğüne denk geliyor. Kuru tarım, mera, orman ve fundalık vasfındaki arazilerde dinamit patlatılacak. 2025’in son çeyreğinden itibaren sahanın hazırlanması ve altyapı çalışmaları başlayacak. Proje için 3 milyar 865 milyon TL harcanacak.
ZEHİR HAVUZU OLACAK
Alandan çıkarılan maden ilk olarak kamyonlarla geçici cevher stok sahasına taşınacak. Burada bekletilen cevher, tesis içerisinde kurulacak olan zenginleştirme talanında siyanürle yıkanacak. Zenginleştirme aşamasında açığa çıkan atıklar, önce kimyasal bozundurma tesisine gönderilecek. İçeriğinde bulunan siyanür kimsayal parçalanacak. Şirket yıllık 370 ton siyanür kullacak.
Akbelen Ormanı ve çevresindeki köylerde bulunan zeytin ağaçlarını söken şirket, burada da katliama yol açacak. Projenin yaşama geçirilebilmesi için en az 19 bin 729 ağaç kesilecek. Bu ağaçların içerisinde fıstıkçamı, karaçam, sahilçamı, kızılçam, gürgen, macar meşesi ve saçlı meşe bulunuyor.
Bölgedeki hayvan ve bitki türlerine de ÇED raporunda yer verildi. Rapora göre, beş bitki tür bölgesel endemik listesinde yer alıyor. Ayrıca beş diğer bitki ise endemik kategorisinde. Dört tür de nadir kategorisinde bulunuyor. Benzer bir şekilde yapılan çalışmalarda da 79 kuş türü de bölgede gözlemlendi. Bu türlerin 72’si Türkiye’nin de taraf olduğu Bern Sözleşmesi’ne göre koruma altında. Aynı şekilde bölgedeki 31 memeli türünün de 18 tanesi bu sözleşmede yer alıyor.