2026’nın rengi ‘cloud dancer’: Peki neden şimdi?

2026’nın rengi ‘cloud dancer’: Peki neden şimdi?

14.12.2025 10:58:00
Güncellenme:
Ayça Ceylan
Takip Et:
2026’nın rengi ‘cloud dancer’: Peki neden şimdi?

Pantone 2026’nın rengi cloud dancer (bulut dansçısı), sadeleşme, içsel dönüşüm ve gezegenle bağ kurma çağrısı yapıyor. Beyazın bu yeni yorumu estetikten ibaret değil, zamana ilişkin de bir işaret.

Yeni yıl ruhunu hissetmeye başlamışken 1999’dan beri her aralıkta açıklanan, çocukluktan beri merakla beklediğim bir duyuruyu bu hafta siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum. Çünkü bu duyuru bir şekilde hepimizin yaşamına dokunuyor. Modadan kozmetiğe, endüstriyel tasarımdan ürün ambalajına, ev tekstilinden mobilyalara, gastronomiden kültür sanata uzanan geniş bir yelpazede kendine yer bulan bu duyuru: Pantone’un yılın rengini belirlemesi.

Bu yılın rengi benim için ayrı bir anlam taşıyor: Cloud dancer (bulut dansçısı), yani bir tür bulut beyazı. Bu rengi seviyorum. Sırf estetik olarak değil, içsel bir yakınlıkla. Çünkü 2016’dan bu yana ürettiğim performatif yerleştirmelerde beyaz, sadeleşmek, kalbi ferahlatmak ve gezegenle yeniden bağ kurmakla ilgili kullandığım bir ifade dili ve onun etkilerini de gözlemleme olanağım bir hayli oldu. Beyaz her şeyin bizi sıkıştırdığı dünyada bir boşluk, bazen zihinsel bir korunak oluyor. Bazen de bedensel bir hafifleme. O yüzden Pantone’un 2026’da bu tonu seçmesi bana tanıdık bir alanı yeniden anımsatıyor: Sessizliği, nefesi, yavaşlamayı ve gezegen ile yeniden bağ kurmayı çağıran bir alan.

Pantone Renk Enstitüsü, bulut dansçısını “gürültülü bir dünyada sükûnet fısıltısı” olarak tanımlıyor. Enstitünün icra direktörü Leatrice Eiseman, “Geleceğimizi ve dünyadaki yerimizi yeniden tasarladığımız bu dönüşüm döneminde bulut dansçısı netlik vaat eden belirgin bir beyaz tonudur,” diyor ve ekliyor: 

“Çevremizi saran kakofoni bunaltıcı hale geldi ve içimizdeki sesleri duymayı zorlaştırdı. Bilinçli bir sadeleştirme ifadesi olan bulut dansçısı, odaklanmamızı artırarak dış etkenlerin dikkat dağıtıcı etkisinden kurtulmamızı sağlıyor.”

Başkan yardımcısı Laurie Pressman ise bu tercihin, dijital geleceğimiz ile insani bağlantıya duyduğumuz temel ihtiyaç arasında bir eşik alanı sunduğunu belirtiyor.

GÖKLERLE VE SAYILARLA UYUM

Tüm bu görsel ve kavramsal çağrışımların yanında, bulut dansçısının 2026’ya eşlik edişi zamanın sembolik dilinde de anlamlı. 2025 yılı nümerolojik olarak 9 sayısına karşılık geliyor. Yani tamamlanma, döngülerin kapanışı, vedalaşma anlamı taşıyor. 2026 ise 1 sayısıyla yeni bir döngünün, taze bir başlangıcın simgesi. Bu beyaz, sırf görsel bir duruluk değil, aynı zamanda geçmişle vedalaşmanın ve yeni olanı karşılamanın sade bir eşiği. Öte yandan birçok astrolog 2026’yı kova çağının hızla belirginleştiği bir dönem olarak görüyor. İletişimin, teknolojinin ve kolektif bilincin yeniden şekilleneceği bir çağ… Bulut dansçısı gibi hem ismiyle hem hissiyle “hava elementini” çağrıştıran bir tonun bu eşikte belirivermesi rastlantı sayılmamalı. Hafiflik, görünmezlik, geçirgenlik ama aynı zamanda bağlantı ve akış. Malum, kova burcu da hava elementidir.

BEYAZ HER ZAMAN ‘İYİ’ DEĞİLDİR

Yine de bu kadar “temiz” ve “sade” bir rengin seçimi tüm çevrelerde coşkuyla karşılanmadı. Moda ve kültür yorumcuları arasında bu tercihin fazla “boş” veya “güvenli” olduğu yönünde yorumlar yükseldi. Kimi eleştirmenler, beyazın bu şekilde yüceltilmesinin bir tür steril estetik yaratabileceğine hatta günümüzün uluslararası siyaset arenasındaki aşırı yaklaşımlar nedeniyle zaman zaman “öjenik minimalizm” gibi sınırları zorlayan idealleri besleyebileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca bazı içerik üreticileri, Pantone’un aslında “renk olmayan bir renk tonu” seçtiğini öne sürerek bu tercihi kavramsal açıdan sorguluyor. 

Biliyoruz ki beyaz her zaman iyiliğin, saflığın, ferahlığın ve yeniden başlamanın simgesi değildir. Bazı beyazlıklar alarm verir. İklim kriziyle birlikte dünyanın dört bir yanında beyazlayan mercan resifleri, canlılığın değil, ölümün sessiz sinyalidir. Renklerini kaybeden resifler, okyanuslardaki ekosistem çöküşünün habercisidir. Bu nedenle bulut dansçısı gibi bir beyaz, yalnızca sadelik ve dinginlik değil aynı zamanda bir uyarı işareti olarak da okunabilir: Gezegenin sesine daha dikkatli kulak verme çağrısı!

Pantone’un bulut dansçısını yılın rengi olarak seçmesi, bu beyaz alanı tekrar hatırlamak için güzel bir aracı olabilir. Belki de sorun bu tonu “takip etmek” değil, onun içindeki sessizliğe biraz yaklaşmak. Yeni bir şey almadan, yeni bir dil kurmadan, zaten içimizde var olan sadeliğe dönmek. Ve belki de, bu sefer o boş beyaz tuvale gerçekten yeni bir şey çizebilmek.

DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN BULUT DANSÇISI RUHU

- Van Kedisi (Türkiye)

- Pamukkale Travertenleri (Türkiye)

- Marilyn Monroe’nun “The Seven Year Itch” filmindeki ikonik beyaz elbisesi.

- Tac Mahal

- New York’taki Solomon R. Guggenheim Müzesi

- The Beatles’ın ünlü “White Album”ü

- Kazimir Malevich’in “Beyaz Üzerine Beyaz” tablosu

- Bolivya’daki Salar de Uyuni tuz gölü

- Santorini Adası

İlgili Konular: #pantone