At mı önemli ülke mi?
Mustafa Kemal için ülkesinin bağımsızlığı ve geleceği çok önemliydi ama Sakarya Savaşı öncesi üstünden düştüğü atın yaşamı da önemliydi. Kaburgaları kırık haliyle gidip atın başını okşamıştı. Çünkü bunu yapmasa büyük ihtimalle yanındakiler ata kötü davranacaklardı.
“Tek bir at mı daha önemlidir, yoksa bir ülkenin, bir milletin geleceği mi daha önemlidir” şeklinde bir soru sorulsa hemen herkes ülkenin daha önemli olduğunu söyler. At önemlidir diyene tuhaf gözle bakılır. Ancak tarihte öyle kişiler vardır ki onlar için her ikisi de aynı düzeyde önemlidir. Günümüzden geçmişe doğru bir bakalım.
GÜLÜMSER HANIM
Nuri Genç başarılı bir iş insanıdır ancak aynı zamanda besteler yapan bir sanatçıdır. Genç’in eşi Nilüfer Hanım’ın 86 yaşındaki annesi Gülümser Hanım’a birkaç ay önce yolda yürürken kovalamaca oynayan on yaşında bir çocuk çarptı. Gülümser Hanım sırtüstü yere düştü. Ambülans çağrıldı. Çarpan çocuk bembeyaz olmuş bir yüzle, korku ve üzüntü içinde kenarda duruyordu. Ambülansı beklerken Gülümser Hanım çocuğu yanına çağırdı, yanaklarını öptü ve ona, “Kaza oldu, kendini üzme” dedi ve davacı olmadı. Bu olay bana bundan yüz yıl önceki Sakarya Savaşımızı hatırlattı.
SAKARYA’DA MUSTAFA KEMAL
Dünyanın en uzun süren meydan savaşına birkaç gün kala Başkomutan Mustafa Kemal Paşa maiyetiyle birlikte bir tepeye yürüyerek çıktı. Oradaki yüzbaşı ona kendi atını verdi. Başkomutan ata atladı ancak at ürküp şaha kalktı ve Başkomutan sırt üstü yere düştü. Herkesin yüzü kireç gibi olmuştu, başını çarpıp çarpmadığına baktılar, çarpmamıştı ancak daha sonra anlaşılacağı üzere kaburgaları kırılmıştı. Mustafa Kemal Paşa kendisini biraz toparlayınca “Beni kaldırın” dedi, kaldırdılar, atı getirmelerini söyledi, atı getirdiler ve o halinde ata,
“Senin suçun yok çucuğum (Rumeli şivesi çucuk derdi) ben kendim düştüm” dedi. Sonra da çevresindekilere, “Sakın ata kötü davranmayın” emrini verdi. Bunu niçin yaptı? Çünkü insanlar büyük bir ihtimalle ata kötü davranacaklardı. Savaşa beş kala komutanın yaralanmasına yol açan bir attan insanlar ister istemez tiksinirlerdi, onu vurmaları, en azından aç bırakmaları ihtimali yüksekti. Bunu bilen Mustafa Kemal o kritik anda atı korumak istemişti. O yüce gönüllü insan için ülkesi, milleti çok önemliydi ancak bir atın hayatı da önemliydi. Bu örnektekine benzer şekilde Mustafa Kemal, bir bütünü ve ayrıntıları aynı anda düşünme becerisine ve enerjisine sahipti; Kurtuluş Savaşı sırasında bir eğitim şurası toplamış meclisten arkeoloji yasasının çıkmasını sağlamış ve geleneksel Ankara evlerinin korunması çalışmalarını başlatmıştı. Yıllar sonra Yalova’da tek bir ağacın dalını kestirmemek için ahşap binayı kaydıracaktı.
KÖPRÜDE GENERAL PATTON
II. Dünya Savaşı sırasında Amerikalı General Patton efsanevî başarılar sergilemişti. Avrupa içlerinde yol alırken bir gün öncü birliğinin bir köprüyü geçemediğini fark etti. Dar köprüyü bir at arabası tıkamıştı, kalabalıktan panikleyen at kımıldamıyordu. Patton olay yerine geldi, “Bir piyade birliği bir at yüzünden yavaşlamaz” diyerek tabancasını çekip atı vurdu, ağlamakta olan at sahibinin gözleri önünde atın ölüsünü ve arabayı köprüden aşağıya attırdı. O sırada acil bir çatışma durumu yoktu ancak generalin beklemeye tahammülü yoktu. O köprüde Mustafa Kemal olsaydı ne olurdu? Bir ihtimal atın başını okşayıp onu sakinleştirmeye çalışırdı veya askerlerini tek sıra halinde geçirirdi köprüden. Büyük liderlerin amaçları önemlidir ancak onlar için tek bir at veya tek bir ağaç da önemlidir.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'