Bu teknik 1970'lerde Jon Kabat Zinn‘in Massachussets Tıp Okulu’nda aldığı eğitimi ve Budist rahiplerle geçirdiği süre sonrası nörolojik olarak üzerinde çalışılmış, bir psikoloji teorisidir.
Mindfulness, kişinin dikkatini “anda” var olan içsel ve dışsal süreçlere odaklamasıdır. Şu örnek çok hoşuma gidiyor: “Bir saatiniz olduğunu düşünün, akrebi ve yelkovanı yok ve kadranda yalnızca ‘şimdi’ yazıyor. İşte mindfulness budur.”
Bilincimiz, akış sırasında araya zihnimizin girmesiyle var olan anların dışına çıkabilir. Geçmişe veya geleceğe yönelik düşüncelerimiz veya fikirlerimiz bir anda belirebilir. Bu doğal bir süreçtir ancak söz konusu fikirlerin zihni istila etmesi ve varlıklarını uzun süre sürdürmesi ruhsal dengeyi bozabilir, genel olarak iyi hissetmeyi engelleyebilir.
ALTI ADIMDA MINDFULNESS UYGULAMASI
1) Yargılamaktan uzaklaşmak: Bir düşünceyi veya duyguyu, iyi ya da kötü şeklinde düşünmemek. Olanı olduğu gibi kabul ederek, yargılamayı durdurmak.
2) Sabırlı olmak: Yaşamın akışına uyumlu yaşayabilmek ancak aceleci olmamak.
3) Acemilik hali: Yaşamdaki deneyimleri, onlarla ilk kez karşılaşıyor gibi yaşamak.
4) Güven: Kendimize, deneyimlerimize, eylemlerimize ve hislerimize güvenmek. İçsel bilgeliğimizi fark etmek.
5) Zorlamamak: Bir şeyi oldurtmak için gereksiz bir çaba sarf etmemek.
6) Kabullenmek: Aklımıza gelenleri kovmamak. Duygularımızı, düşüncelerimizi, olduğumuz durumu, özümüzü olduğu şekliyle kabul etmek.
Görüldüğü üzere mindfulness temelli uygulamalar, yaşamla beraber akmayı ve onun zaman zaman getirdiği olumsuzlukların gelip geçici olduğunu görmemizi sağlıyor. Böylece onları uzaklaştırmak için özel bir çabaya girmiyoruz. Önceki deneyimlerin olumsuz duygusal yüklerinden arınmış, yeni bir bakış açısıyla var oluyoruz. Anda kalarak gelecek veya geçmişle ilgili kaygıya girmiyoruz.
Mindfulness’ın psikoterapiye getirdiği en önemli yeniliklerden biri iyi hissetmek üzerine yol almaya yardım etmesi. Genellikle tedavi dediğimiz şey, olumsuz olanı etkisiz duruma getirmek üzerine kuruludur. Oysa kötü hissetmemek iyi hissetmekle aynı şey değildir. Mindfulness, anın içinde ve akışta olmaya, yani iyi hissetmeye yardımcı olur. Olumsuz duyguların gelip geçiciliğini kişiye göstererek bunlara takılıp kalmayı engeller. Yaşamla ve duygularla çatışmalarımızı azaltarak dinginlik sağlar. Stres seviyemizi düşürerek yaşamı kolaylaştırır.
BÜTÜNSEL ODAKLANMA
Her konuya tam anlamıyla dikkatimizi vermek. Bir yemeği yerken önce ona bakmak, koklamak, tadını hissetmek... Bir müzik çalarken tüm bedeninizle, tüm duyularınızla onu dinlemek, duygusunu hissetmeye çalışmak... Bilişsel, duygusal, ve fiziksel olarak bütünsel anlamda hayatın içinde ki “anları” deneyimlemek... Bunları artırmak için meditasyon, beden taraması ve nefes pratiklerini kullanmak oldukça yararlı olur. Aynı zamanda bu pratikler beyin işlevlerini düzenleyerek, sinir sistemimizi de düzenliyor.
Biliyorum her an bu farkındalığı korumak kolay değil. Ancak bu pratikleri uyguladıkça tıpkı kaslarımız gibi beynimizdeki “farkındalık” kasımız da artıyor.
Bol farkındalıklı ve az stresli günler dilerim! Esin kaynağı oldukları için Ekşisözlük yazarı İntihal’e ve Mindfulness Eğitmeni Ali Erhan Yılmaz‘a teşekkürler.