Haziranın son günlerinde yalnızca yaza değil aynı zamanda doğayla ilişkimize de yeniden bakma zamanına giriyoruz. Her yıl temmuz ayında, dünya genelinde milyonlarca insanın katıldığı bir hareket yeniden yaşam buluyor: Plastiksiz Temmuz (Plastic Free July). Bu kampanya yalnızca bir çevre hareketi değil aynı zamanda gündelik seçimlerimizin sistemsel etkilerini sorgulama ve dönüştürme çağrısı. Plastiksiz Temmuz, Avustralya kökenli çevre aktivisti Rebecca Prince-Ruiz tarafından başlatıldı. Ancak kısa sürede küresel bir harekete dönüştü. Bugün 177 ülkede 120 milyondan fazla kişi bu farkındalık kampanyasına destek veriyor. Amaç basit: Tek kullanımlık plastik ürünleri reddetmek ve sürdürülebilir alternatiflere yönelmek. Yalnızca bireysel kararlarla sınırlı kalmayan bu hareket, plastikle örülmüş sistemleri de sorguluyor. Çünkü plastik artık sırf bir malzeme değil petrokimya endüstrisinin, hızlı tüketim kültürünün ve doğayla kurduğumuz kopuk ilişkinin bir sembolüne dönüşmüş durumda.
OKYANUSLARDA İÇ ACITAN TABLO
Plastik üretimi 1950’lerden bu yana katlanarak arttı. Bugün her yıl yaklaşık 400 milyon ton plastik üretiliyor. Bunun yüzde 36’sı yalnızca ambalaj sektöründe kullanılıyor ve çoğu, birkaç dakikalık kullanımın ardından atık haline geliyor. Üstelik bu plastiğin yalnızca yüzde 9’u geri dönüştürülebiliyor.
Toplanan plastiğin yüzde 15’i geri dönüşüm amacıyla ayrılıyor olsa da bunun yalnızca yüzde 40’ı gerçekten geri kazanılıyor. Geri kalan kısmın yüzde 19’u yakılıyor, yüzde 50’si çöplüklere gidiyor ve yüzde 22’si kontrolsüz biçimde doğaya ya da yoksul ülkelerdeki düzensiz çöp alanlarına bırakılıyor. Bugün okyanuslarda 150 milyon tondan fazla plastik olduğu tahmin ediliyor.
MİKROPLASTİKLER HER YERDE
Mikroplastikler yalnızca deniz canlılarının değil insan kanının, anne sütünün ve plasentanın bile içine sızmış durumda. Görünmeyen bu plastikler artık yalnızca ekosistemin değil bedenimizin de bir parçası hâline geldi.
PLASTİKSİZ YAŞAM: GERÇEKÇİ Mİ?
Bu kadar yoğun üretim ve tüketimin olduğu bir dünyada, plastikten tamamen uzak bir yaşam mümkün mü? Belki “tamamen plastiksiz” bir gündelik çoğumuz için zor. Ancak Plastiksiz Temmuz, mükemmeliyeti değil farkındalıkla atılan küçük adımları önemsiyor. Plastik atıklarını azaltmak için atılabilecek bazı adımlar: - Bez çanta, termos, cam şişe gibi tekrar kullanılabilir ürünler edinmek. - Ambalajlı ürünler yerine açık veya yerel üretim gıdaları tercih etmek. - Katı sabun ve şampuan, ambalajsız bakım ürünleri kullanmak. - Paket servislerde “Plastik istemiyorum” notu eklemek. - Sosyal medyada deneyimleri paylaşarak farkındalık yaratmak Bu küçük gibi görünen eylemler yalnızca plastik tüketimini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda tüketim kültürünü sorgulamak için de bir kapı aralar. Plastiksiz Temmuz, çevreci bir duruşun ötesinde, politik bir farkındalığın da ayıdır.
DAİRESEL DÜŞÜNMEK: ATIK DEĞİL DÖNGÜ
Plastiğe karşı çıkarken yalnızca “reddetmek” değil onun yerine ne koyduğumuz da önemlidir. Plastiksiz yaşama geçiş, aynı zamanda doğayla uyumlu dairesel sistemleri yeniden düşünmek anlamına gelir. Doğada atık yoktur, her şey başka bir sürecin başlangıcıdır. Bizim de yeniden kullanımı, onarımı, dayanıklılığı ve yavaşlığı merkeze alan bir kültürü inşa etmemiz gerekiyor. Haziranın son günleri, yılın geri kalanına nasıl devam etmek istediğimizi düşünmek için bir eşik olabilir. Küçük adımların büyük dönüşümlere yol açtığı bu çağda, her birey fark yaratabilir. Çünkü sorun yalnızca plastik değil, nasıl bir dünyada yaşamak istediğimiz. KUTU
Plastiksiz Temmuz’un 2024 etki raporu
Plastiksiz Vakfı’nın yayımladığı 2024 etki raporuna göre Plastiksiz Temmuz geçen yıl 174 milyon katılımcıyla gezegendeki en büyük plastik atık önleme kampanyası oldu. Toplulukları, şirketleri ve hükümetleri harekete geçiren bu davranış değişikliği kampanyası sayesinde son altı yılda 12 milyon tondan fazla atığın -bunun 1.7 milyon tonu plastik olmak üzere- oluşması engellendi. Bu etki, dünya çapındaki birçok temizlik kampanyasından daha büyük bir fark yaratmış durumda.