Belçika Federal Milletvekili Darya Safai, 29 Temmuz Pazartesi günü sosyal medya platformu X’te yaptığı açıklamada, Belçika polisinin ve güvenlik servislerinin kendisine yönelik “alarm verici bir durum” hakkında bilgi verdiğini duyurdu.
Safai, “İran İslam Cumhuriyeti'nin beni kaçırmak ve Tahran’a götürmek istediğine dair ciddi bilgiler alındı. Bu, yalnızca bir milletvekilini kaçırmak değil, aynı zamanda işkence etmek ve infaz etmek anlamına geliyor” dedi.
Safai, İran istihbaratının kendisini Türkiye’de kaçırmayı planladığını belirtti ancak detay vermedi. Türkiye’den ise şu ana kadar resmi bir açıklama gelmedi.
Olası planın, İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun (IRGC) Belçika parlamentosu tarafından "terör örgütü" olarak tanınmasının ardından devreye sokulduğu öne sürülüyor.
Today, the Belgian police and security services contacted me regarding an alarming situation concerning my safety.
— Darya Safai MP (@SafaiDarya) July 28, 2025
They had received worrying information indicating that the Islamic regime in Iran wants to kidnap me and take me to Tehran.
They plan to do this via Turkey. I have… pic.twitter.com/zceYV5D2qY
“SİZİ ÇOK İYİ TANIYORUM”
Safai, İran rejimini doğrudan hedef alarak şu ifadeleri kullandı:
“25 yaşındayken sizin korkunç hapishanenizdeydim. Canavar olduğunuzu çok iyi biliyorum. Tecavüz ettiğinizi, işkence ettiğinizi ve öldürdüğünüzü biliyorum.”
Safai, İran’da kadın olarak “ikinci sınıf insan” muamelesi gördüğünü ifade ederek, Batı’da ise “dinsel özgürlük adı altında radikal İslamcıların kadın düşmanı ideolojilerini sürdürdüklerini” söyledi.
"GERÇEK MÜTTEFİK HALKTIR"
Safai, İran rejimine hitaben yaptığı açıklamada, “Bugün en zayıf halinizdesiniz. Sizin terörünüze yer olmayan bir Batı için mücadele ediyorum” ifadelerini kullandı.
Safai ayrıca, İran’daki mevcut rejimin devrilmesi gerektiğini savunup, “Gerçek müttefik halktır, terörist rejim değil. Ne olursa olsun biz kazanacağız” dedi.
"REHİNE DİPLOMASİSİ" Mİ?
Safai’nin açıklamaları, İran’ın son yıllarda özellikle Avrupa'daki çifte vatandaşları hedef alarak yürüttüğü "rehine diplomasisi" tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.
Tahran yönetiminin muhalif figürleri kaçırarak uluslararası pazarlık aracı haline getirdiği yönünde birçok suçlama bulunuyor.