Jerusalem Post: İsrail için 'sekizinci cephe' Türkiye

Jerusalem Post: İsrail için 'sekizinci cephe' Türkiye

22.12.2025 12:25:00
Güncellenme:
Jerusalem Post: İsrail için 'sekizinci cephe' Türkiye

Jerusalem Post’a göre İsrail, yedi cepheli güvenlik tehdidine ek olarak Türkiye’yi “sekizinci ve daha tehlikeli bir cephe” olarak değerlendirmeye başladı.

Jerusalem Post’un aktardığına göre, 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’in siyasi ve askeri liderliği, ülkenin yedi farklı cepheden tehdit altında olduğunu savunuyor. 

Ancak bu tehditlere, adım adım şekillenen ve giderek daha tehlikeli hale gelen sekizinci bir cephe ekleniyor: Türkiye.

Gazeteye göre, yaklaşık 20 yıl öncesine kadar İsrail’in yakın müttefikleri arasında yer alan Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidara gelmesiyle birlikte İsrail açısından “açık bir hasım” konumuna sürüklendi.

Jerusalem Post analizinde, Türkiye’nin İsrail, GKRY ve Yunanistan’a yönelik sert tutumunun üç temel unsura dayandığı belirtiliyor: dini dünya görüşü, milliyetçi yaklaşım ve bölgesel güç olma iddiası. Ancak bu tutumun “yalnızca Erdoğan’ın kişiliğiyle açıklanamayacağı, köklerinin yüzyılı aşkın bir tarihsel arka plana uzandığı” vurgulanıyor.

Gazeteye göre, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından çöken Osmanlı İmparatorluğu’nun mirası, bugünkü Türk dış politikasının şekillenmesinde hâlâ belirleyici. “1923 Lozan Antlaşması’yla Türkiye’nin bugünkü sınırlarını kabul etmek zorunda kaldığı, ancak bu sınırların Türk devlet aklı tarafından hiçbir zaman tam anlamıyla içselleştirilmediği” ifade ediliyor.

Jerusalem Post’ta yer alan yazıda, İsrail ordusunda korgeneral rütbesiyle görev yapmış olan yazarın, geçmişte Türk askeri yetkililerle yaptığı görüşmelere de yer veriliyor.

“TÜRKİYE'NİN DOĞAL SINIRLARI GENİŞLEMELİ” GÖRÜŞÜ

Gazeteye göre, Türk generaller özel sohbetlerde şu görüşleri dile getirdi:

  • Güney sınırının, Suriye’de Halep ile Irak’ta Musul hattına kadar uzanması
  • Ege Denizi’nde, Türkiye kıyılarına yakın çok sayıda adanın Yunanistan’a ait olmasının “adil olmadığı”
  • Kıbrıs’ın kuzeyinin tamamının Türkiye’ye ait olması gerektiği

Bu bakış açısının, Erdoğan döneminde daha ideolojik ve iddialı bir çerçeveye oturtulduğu belirtiliyor.

Jerusalem Post’a göre, uzun yıllar boyunca Türkiye’nin İsrail’e yönelik sert tutumu büyük ölçüde sözlü düzeyde kaldı.

Haberde, ancak son iki yılda, “Ankara’nın İsrail karşıtı pozisyonunda askeri çatışma ihtimalini de barındıran bir radikalleşme gözlendiği” ifade ediliyor.

“ERDOĞAN'I CESARETLENDİREN 3 GELİŞME”

Gazetenin analizine göre Erdoğan’ı “daha agresif bir çizgiye iten” üç ana faktör bulunuyor:

  • Gazze'ye yönelik saldırılar sonrasında İsrail’in uluslararası alanda yaşadığı yalnızlaşma
  • Türkiye’nin Suriye’de etkisini artırması ve Şam yönetimi üzerinde nüfuz kazanması
  • ABD Başkanı Donald Trump ile kurulan kişisel yakın ilişki

Bu gelişmelerin, Ankara’nın bölgesel risk alma iştahını artırdığı savunuluyor.

OLASI ÇATIŞMA SENARYOSU

Jerusalem Post, “İsrail’in Türkiye’den kaynaklanabilecek bir tehdidin farkında olduğunu, ancak ABD’nin dengeleyici rolü nedeniyle doğrudan çatışma ihtimalinin şimdilik düşük görüldüğünü” aktarıyor.

Buna rağmen, böyle bir çatışmanın sonuçlarının “son derece ağır” olacağı vurgulanıyor. Haberde, “Türkiye’nin güçlü ve modern bir donanmaya sahip olduğu, bu kapasiteyle İsrail’e yönelik bir deniz ablukası uygulayabileceği” ifade ediliyor.

Ayrıca ”İsrail’in, İran’a karşı operasyonel serbestliğini sürdürebilmek için Suriye’nin güneyinde hava üstünlüğünü korumak zorunda olduğu, bunun da Türkiye ile hava sahasında sınırlı bir çatışma riskini beraberinde getirebileceği” belirtiliyor.

Gazeteye göre İsrail’in, Türkiye’den kaynaklanan olası tehditlere karşı GKRY ve Yunanistan ile askeri ve stratejik işbirliğini derinleştirmesi gerektiği görüşü öne çıkıyor. 

GKRY ve Yunanistan'ın da Ankara’nın politikalarına dair benzer güvenlik endişeleri taşıdığı ifade ediliyor.

“STRATEJİK TEHDİTLER: İRAN VE TÜRKİYE”

Jerusalem Post analizinde, İsrail açısından stratejik düzeyde en ciddi iki tehdidin İran ve Türkiye olduğu savunuluyor. 

Bu çerçevede, İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki çatışmaları yeniden tırmandırmaktan kaçınması gerektiği, bu cephelerde askeri üstünlüğe sahip olduğu için kaynaklarını daha büyük ve uzun vadeli risklere yönlendirmesinin rasyonel olacağı ifade ediliyor.

İlgili Konular: #savaş #israil