'Atatürk Yörük Türkmen'
Anıtkabir Komutanlığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Yüce Önder Atatürk’ün soybağını, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” için özel olarak hazırladığı “Atatürk ve Çocuk” isimli kitapta anlattı.
Kitapta "Baba tarafından dedesi Kızıl Hafız Ahmet Efendi 14. ve 15. yüzyıllarda Karaman’dan Makedonya’ya, Kocacık’a yerleşmiş Kızıl Oğuz (Kocacık) Yörükleri’ndendir. Annesi Zübeyde Hanım ise Selanik yakınlarındaki Lazgana kasabında yerleşmiş köklü bir Türk ailesinin kızıdır. Annesinin dedesi de Karaman’dan gelen ve Rumeli’ de ‘Konyarlar’ diye bilinen Türkmenlerdendir” deniliyor.
Kitapta, Atatürk’ün çocuklara olan sevgisi de miniklerin kaleme aldığı mektuplar aracılığıyla yer alıyor.
Gençlik hayallerinden kitap tutkusuna: Atatürk’ün yaşamı boyunca çok kitap okuduğuna, okuduğu kitapların 3 bin 123 adedinin Anıtkabir Atatürk ve Kurtuluş Müzesi’nde sergilendiğine yer verilen kitapta, Atatürk’ün “Çocukluğumda elime geçen iki kuruştan birini eğer kitaplara vermeseydim, bugün yapabildiğim işlerin hiçbirini yapamazdım” sözleri de aktarılıyor.
Meclis’ten ‘okul ve eşitlik’ istiyorlar: Kitabın en dikkat çeken anlatılarından biri de İstanbullu çocukların 23 Nisan 1929 yılında, TBMM’ye iletilmek üzere bildirdikleri istekleri.
Kitapta çocukların o tarihli istekleri şöyle sıralanıyor: “Büyük Türk milletinin muhterem vekilleri, biz Çocuk Bayramı’nı kutlayan 4 bin çocuk, aşağıdaki ihtiyaçlarımızı kabul için milletin büyük vekillerine müracaat ediyoruz.
- Her çocuğa eşit gıda, sağlık ve hayat isteriz.
- Çocukların dilenmesini yasaklayan kanunların şiddetle tatbik edilmesini isteriz.
- Çocukları evlerde, okullarda, sokaklarda, her yerde dövenlere karşı tarafsız davranmanızı, çocuklara işkenceyi yasaklayacak ve cezalandıracak bir kanun çıkarmanızı isteriz.
- Küçük çocukların hamallığına, yük taşımasına mani olmanızı isteriz.
- Çocuk sinemaları isteriz.
- Fakir, zengin her çocuk için izci teşkilatı isteriz.
- Her çocuğa okul isteriz
- Fakir çocukları koruma için Çocuk Esirgeme Kurumu’nun her tarafa yayılmasını ve kuvvetlenmesini isteriz.
Türk çocuklarının bu isteklerinin TBMM’ye yaptığımız bu ilk müracaatımızın geri çevrilmemesini rica eder, hepinize hürmetlerimizi bildiririz.
Kitabın diğer bir ayrıntısı ise şöyle:
“Atatürk, yine bir yurt gezisine çıkmış ve özel treni ile İzmir’den Konya’ya geçerken, 16 Ekim 1925 günü, akşam üzeri Uşak’ta mola vermişti. Uşaklılar onu bırakmak istemiyorlardı.
Çay içmek üzere belediyeye geldi. Burada Haşim Tekin adında bir genç, özlü, duygulu bir konuşma yaptı. Kültür ve sanat alanında da atılımların yapılması gerektiğini belirten bu gencin konuşmasına Atatürk cevap verdi:
‘Bir millet, medeni duygularını gerçekten ifade edebilecek bir derece edebiyatını, müziğini iyileştirmez ve geliştirmezse o milletin çağdaş medeniyete dahil olduğu kabul edilemez.’
Daha sonra şehit çocuklarıyla yetimlerin barınıp, okutulduğu Şefkat Yurdu’na gidildi. Burada küçük, sevimli öksüz bir yavru birden Atatürk’ün kucağına atılarak, yaşından hiç de beklenmeyen içli, duygulu bir konuşma yaptı.
Atatürk, çocuğun bu davranışlarından ve konuşmasında çok duygulandı. Kendisini tutamayarak, gözlerinden akan birkaç damla gözyaşıyla çocuğu bağrına bastı, sevdi.
Sonra çevresindekilere dönerek, şöyle dedi: ‘Çocuğun sözleri ruhumda büyük bir heyecan yarattı, bunu anlatamam. Gözyaşlarım duygularımın açık ifadesidir. Ben hayatta çok az ağlayan bir adamım. O da Uşak’ta, burada oldu.’”
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?