Muhakkak okunması gereken Shakespeare kitapları


William Shakespeare, oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren bu efsanevi yazarın 1606 ya da 1607 yılında yazdığı Antonius ve Kleopatra’da ise, Roma (Batı) ve Mısır (Doğu) ekseninde, denebilirse, hem aşkın hem de tarihin yıkıma uğradığı çifte bir tragedya işleniyor.

Aşk ve Anlatı Şiirleri’yle oyunları arasında söz, duygu, ruh, ihtiras, inanç bakımından çeşitli yakınlıklar bulunuyor. Bu şiirlerde de lirik cazibe, heyecanlı olaylar, sürükleyici yaşantılar, billur özdeyişler bulunuyor, şairin anlatı ustalığına ve imge yaratıcılığına hayran olmamak, mekân, görüntü, doğa ve nesne betimlemelerini başarılı bulmamak mümkün değil. “Venüs ile Adonis” güzellik tanrıçasının isteksiz bir genci baştan çıkarmak uğrundaki ısrarlı çabalarının küçük bir mitolojik destanı, “Lükres’in İğfali” kocasına sadık soylu bir kadına şehvetten gözü dönmüş bir prensin tecavüzünün öyküsü, “Anka ile Kumru” felsefi ve vicdani gücü ağır basan bir “saf” şiir, “Bir Âşıkın Yakınması” sevgiye güvendiği için bir çapkının tuzağına düşen bir kadının haklı şikâyeti. Aşk ve Anlatı Şiirleri’nde Shakespeare’in yazdığı sanılan “Coşkulu Yolcu” ve “Ölsem mi?” adlı şiirler de yer alıyor.

Shakespeare, Aşkın Emeği Boşuna’da oyunun omurgasını sistemli karşıtlıklardan oluşturuyor. Shakespeare’in lirik dönemine ait eserlerden sayılan bu oyunun hem kurgusunda, hem olay dizisinde “Rönesans bireşimi” olarak kabul edilen uyum, denge, simetri ve disiplin dikkati çekiyor. Oyun “eşlerin karşı karşıya dizildiği bir açık hava dansı” gibi görünüyor. Adından da anlaşılacağı üzere Aşkın Emeği Boşuna evlenmeyle sonuçlanmıyor. Bu oyunun yazarın kayıp olan Aşkın Emeği Kazandı (Love’s Labour’s Won) adlı oyunuyla devam ettiği tahmin ediliyor.

Shakespeare, Atinalı Timon’da talih perisinin herkesin kul köle olduğu gözdesini bir anda alaşağı edebileceğini ve o zamana kadar talihli adamın önünde yerlere kadar eğilenlerin onu nasıl yüzüstü bırakacaklarını anlatıyor. Birçok eleştirmene göre, eserde göze çarpan bezginlik, umutsuzluk, insanlara yabancılaşma, tiksinti ve kin duyguları bu oyunu yazdığı sırada Shakespeare’in çektiği kişisel acıların yansıması.

Shakespeare, Bir Yaz Gecesi Rüyası adlı komedyasında bir aşk öyküsünü o dönemde pek revaçta olan cin ve peri masallarını kullanarak anlatıyor. Ancak Shakespeare Bir Yaz Gecesi Rüyası’nda çağdaş oyunlara parmak ısırtacak imgesel tasarımlar ve sınırsız bir hayal gücünün yaratabileceği fanteziler üretti. Oyun aşk üzerine kurulmuş olsa bile, bu eserinde de birey ve toplum eleştirisini ihmal etmeyen Shakespeare, kendi dönemindeki amatör oyuncuların bir taşlamasını da oyun içinde oyun halinde Bir Yaz Gecesi Rüyası’na yerleştirdi.

Shakespeare, Cardenio’yu Cervantes’in Don Quijote adlı eserindeki Cardenio’nun öyküsünden esinlenerek yazdı. İktidar, zorbalık, aşk, iffet ve ölüm öğeleriyle şekillenen tragedyada kadınların sahip olduğu değerlerin üstünlüğü vurgulandı. Eser sahnelendiğinde, ustaca düşünülen olay dizisi, canlı tabloları ve mükemmel oyun kurgusu ile övgü topladı. Cardenio Shakespeare’in yardımcı yazarı John Fletcher ile birlikte yazdığı iki oyundan biri.

Shakespeare, Plutarkhos’un Lives of the Noble Grecians and Romans (1579) adlı kitabındaki “Coriolanus’un Yaşamı” bölümünden esinlenerek yazdığı Coriolanus’un Tragedyası’nda, Roma’ya yaptığı büyük hizmetlerle anılan büyük general Coriolanus’un zaaflarının ve büyük tutkularının hikâyesini anlatıyor. Oyun, Roma atmosferi içinde 1600 başlarında İngiltere’de buğday yetersizliği ve kıtlık nedeniyle çıkan halk ayaklanmasının izlerini taşıyor. İlk kez 1623 yılında basılan bu tragedyanın 1607-1608 yıllarında yazıldığı tahmin ediliyor.

Shakespeare, Cymbeline’de antik Britanya’nın masalsı atmosferinde, bir iddia etrafında şekillenen olayları ustaca resmediyor.
Shakespeare romans olarak nitelenen son dört oyunundan biri olan Cymbeline’i Boccacio’nun Decameron’undan, Holinshed’in romantik tarihsel yazılarından ve kendi epik şiirlerinden esinlenerek yaratmıştır. Cymbeline kişilerden ziyade beklenmedik olayların ön plana çıkması ve teatral unsurların zenginliği sebebiyle Shakespeare’in deneysel oyunlarından biri olarak kabul edilir. İlk sahnelendiğinde büyük ilgi gören Cymbeline kurgusu, iç estetiği ve büyüleyici atmosferiyle günümüz okur ve seyircisinin de beğenisini toplamaya devam etmektedir.

Shakespeare’e ait olduğu yakın zamanda kabul edilen Çifte İhanet ya da Dertli Âşıklar, ilk kez 1727’de Lewis Theobald tarafından sahnelenip 1728’de de yayımlandı. Oyun Shakespeare’in, John Fletcher ile birlikte yazdığı ve 1613’te sahnelenen The History of Cardenio adlı eserin kayıp olan ikinci metni. Büyük bölümü Shakespeare’in, son perde ise Fletcher’ın imzasını taşıyor. Yapılan son araştırmalar Theobald’ın oyuna katkısının pek az olduğunu gösterdi. Bir trajikomedi sayılabilecek oyunun olay dizisi, Cardenio gibi Cervantes’in Don Quijote’sine dayanıyor.

1611 yılında yazıldığı tahmin edilen ve Shakespeare’in tek başına yazdığı son oyun olduğu düşünülen Fırtına; yazarın son dönemine ait dört romanstan (Pericles, Cymbeline, Kış Masalı, Fırtına) biri. Bu mucizevi oyun; On İkinci Gece gibi ana olay örgüsünün bir parodisini sunan bir alt olay örgüsüne, Aşkın Emeği Boşuna gibi masque ve oyun-içinde-oyunlara; Bir Yaz Gecesi Rüyası gibi doğaüstü öğelere, ahengi temsil eden bir müziğe sahip. Bu son oyunla Shakespeare’in bütün eserleri Türkçede ilk kez Hasan Âli Yücel Klasikleri’nde tamamlanmış oluyor.

Shakespeare, Hamlet’de aşk, akrabalık ve iktidar ilişkileri ile intikam arzusunu birbirini izleyen cinayetlerin örgüsünde ele alıyor. Kaynağı eski kuzey masallarına kadar uzanan bu tragedya sadece Shakespeare’in değil, dünya tiyatro tarihinin de en tanınmış eserlerinden. Üzerine binlerce kitap yazılan Hamlet, çağımızda en çok sahneye konulan oyunlardan biri oldu.

Shakespeare, Hırçın Kız adlı komedyasında daha yazarlığının ilk dönemlerinde bile karakter oluşturma konusunda tartışılmaz bir ustalığa sahip olduğunu gösteriyor. Shakespeare’in birçok açıdan İtalyan komedyasından esinlendiği Hırçın Kız; birbirini geliştiren iki önoyunla başlayarak, entrikalar, farklı kimliğe bürünmeler ve bir aşk hikâyesi ile “oyun içinde oyun” halinde sürüyor. Aksi bir kadının uysal bir eşe dönüşmesini anlatan komedya, o dönemde erkek gözüyle kadına nasıl bakıldığını da açıkça sergiliyor.

Shakespeare, III. Richard’da en çok ilgilendiği temalardan iktidar hırsı ve bunun getirdiği zincirleme suç dizisini işliyor. Richard, Shakespeare’in ayrıntılı bir biçimde ele aldığı, gerçek dünya ile trajik hesaplaşmasını yapan, tarihsel deneyimle donatılmış ilk büyük oyun kahramanı.

Shakespeare, İki Soylu Akraba’da soylulukta birbirine eşit, iki yakışıklı delikanlı ve bunların hangisini seçeceğini bilemeyen bir genç kız arasındaki olayları konu alıyor. İki Soylu Akraba Shakespeare’in yardımcı yazarı John Fletcher ile birlikte yazdığı iki oyundan biri. Eserde Shakespeare’in yazdığı bölümler zengin bir fantezinin ürünü olan güçlü düşünce ve duygularla yüklü. Fletcher’in yazdığı bölümler ise tartışan ve çatışan kişilerin ifadelerinin aynı ölçüde derin değil, daha fazla retorik oluşuyla ayırt ediliyor.

Efsanevi yazar ilk kez 1599 sonlarında sahnelenen ve Roma İmparatorluğu’na odaklanan ilk oyunu olan Julius Caesar’da ise, bir kez daha kişi ve toplumunun ortak yazgısına ışık düşürdü.

Kısasa Kısas’ı İtalyan öykü yazarı Giraldi’nin bir eserinden esinlenerek kaleme aldı. Genel olarak cinsel ahlak konusunu ele alan oyunun şiirsel atmosferini din ve çözümsel ahlak oluşturuyor. Eserde zamanının anlayışına dayalı yargılara varılıyor olsa da, Shakespeare’in insan tabiatına ilişkin dâhiyane kavrayışı ile Kısasa Kısas günümüzün sorunlarına ışık tutacak cevheri de içeriyor. Kısasa Kısas trajik ögelerle örülmüş, gerek ahlak, gerekse psikolojik açıdan derinlik taşıyan bir komedya.

Konusunu Robert Greene’in ilk kez 1588’de basılan Pandosto adlı yapıtından alan Kış Masalı, ilk üç perdede dramatik bir yoğunluğa, son iki perdede ise fantastik bir gerçekliğe sahip. Tür açısından sınıflandırılması oldukça zor olan bu oyunun ilk temsili 1611 yılında sarayda gerçekleşti. Oyunun başkişisi Kral Leontes’in Shakespeare’in yazınsal evrenindeki diğer kralların kaderlerine benzemeyen kaderinde, I. James’in tahta geçişiyle başlayan mutlak monarşi döneminin izleri görülüyor.

1596-1597 yıllarında yazıldığı ve sahnelendiği tahmin edilen Kral IV. Henry, Shakespeare’in en büyük tarihi oyunlarından biri kabul ediliyor. İlk bölümünde kişisel ve toplumsal yaşamda onur, büyük bir lider olmanın gerekleri ve zamanından önce olgunlaşmak zorunda kalmış genç bir adamın seçimleri işleniyor. Yazar bu konuları, kralın oğlu Hal aracılığıyla bir araya getirdiği iki dünya görüşü üzerinden anlatıyor: Kral IV. Henry ve onun danışmanlarının dünyası ile günlerini Eastcheap’teki bir barda geçiren hırsızların dünyasının.

Shakespeare, Kral John’un Yaşamı ve Ölümü’nde İngiliz kralı “Yurtsuz John”un hüküm sürdüğü 1199-1216 yılları arasında meydana gelen önemli olayları ele alıyor. Bu olaylar, İngiltere’nin Fransa’daki toprakları konusunda İngiltere ile Fransa arasındaki bu anlaşmazlık: Kral John ile Roma Kilisesi arasındaki anlaşmazlık ve kral ile soylular arasında patlak veren ve Manga Carta’nın imzalanmasıyla sonuçlanan anlaşmazlık. Ancak Shakespeare her zamanki gibi kişilere de ilgi gösterir ve Kral John’un yanı sıra, Arthur ile annesi Constance’ın trajedilerini, yaşadıkları çaresizlikleri çok çarpıcı bir biçimde aktarıyor.

Shakespeare, Kral Lear’de yozlaşan dünyanın çaresi olmayan çöküşünü ele alıyor. Bu oyunun kurgusu, karakterleri, felsefeli konuşmaları, evrenselliği ve zaman aşımına uğramayacak insani boyutuyla ortaya çıkan görünüm, Shakespeare’in hiçbir tragedyasında görülmeyen ölçüye ulaşıyor. Bu tragedyanın yapısına iyice kaynaşmış olan grotesk özellikler, tragedya-komedya ikilemi, Kral Lear’in kendine özgü niteliklerinin başında yer alıyor.

Efsanevi yazar; Romeo ve Juliet’de birbirinden farklı pek çok toplumda benzerleriyle karşılaşılan trajik bir ilişkiyi; düşman ailelerin çocukları arasında doğan aşkı ele alıyor. Romeo ile Juliet’in umutsuz aşkını romantik örgüsünün yarı karanlık örtüsüyle sarmalayan eser; buna rağmen insan ilişkilerini gerçekçi bir anlayışla gözler önüne seriyor.
En Çok Okunan Haberler
-
Üşümezsoy ve Şengör arasındaki 'deprem' kavgası büyüyor
-
AYM Başkanı: Hassas teraziler bir gün kurulacak
-
4.3 büyüklüğünde deprem panik yarattı
-
'Çok çekinilecek bir durumla...'
-
'Cumhurbaşkanının bıyık takıntısı var...'
-
'Diplomasız Erdoğan' sloganı atan 5 genç için karar
-
Dev teknoloji şirketinin yeni adresi belli oldu
-
'1 Mayıs' ve 'Ümit Özdağ' kararını açıkladı!
-
Anket sonuçlarını paylaştı
-
Bülent Uygun'un kızı yaşamını yitirdi