'AB dışındaki pazarlara çok önem vermeliyiz'
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin AB'ye olduğu kadar Orta Doğu ve Afrika'ya mal satar duruma geldiğini belirterek, "AB dışındaki pazarlara çok önem vermemiz gerekiyor" dedi.
CNR EXPO'da düzenlenen "EVTEKS-İstanbul Ev Tekstili Fuarı" açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, tekstilin dede ve baba mesleği olduğunu belirterek, fuarda kendini evinde gibi hissettiğini söyledi.
Babacan, ilk tekstil fuarının 69 katılımcı ile gerçekleştiğini anımsatarak, açılışını yaptığı "EVTEKS-İstanbul Ev Tekstili Fuarı"nda ise 1000 katılımcının yer aldığını bildirdi. "EVTEKS-İstanbul Ev Tekstili Fuarı"nın dünyanın ikinci büyük fuarı olduğunu ifade eden Babacan, şöyle konuştu: "Bu fuarlar Türkiye'nin ve ev tekstili sektörünün nereden nereye geldiğini gösteren en iyi örnekler. Bir zamanlar, 'Tekstil sektörü ölecek mi, Türkiye tekstili bırakmalı mı?' tartışması çok yaşandı bu ülkede. Ancak işini iyi yaptıktan, değişen dünyaya ve şartlara ayak uydurduktan sonra başarının nasıl devam edeceğini bütün dünyaya ispatladık."
'İhracatımızın hızla artmasında fuarcılığın büyük katkısı var'
Babacan, tekstil sektörünün 10 yıl öncesiyle aynı olmadığını belirterek, "Tekstil, kabuk ve teknoloji değiştirdi. Ürün olarak artık dünyada ne üretiliyorsa, en gelişmiş teknoloji ne ise o, Türkiye'de var. Artık fuarlara gittiğimizde 'Bu adamalar bunu ne güzel, nasıl yapıyor?' demiyoruz. 'Bunlar ne ki, ben daha iyisini yaparım. Daha kalitesini daha ucuza yapıp, dünyaya satarım' düşüncesiyle fuara bakıyorlar" diye konuştu.
Tekstil sektöründe elde edilen gelişmelerin gurur verici düzeyde olduğuna vurgu yapan Babacan, fuara yurt dışından 35-40 bin civarında rekor seviyede bir katılım beklendiğini kaydetti.
Babacan, özellikle alım heyetlerinin organize bir şekilde Türkiye'ye getirilmesinin büyük önem taşıdığına dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Bu işler 'Biz dükkan açalım da gelen gelir' şeklinde ilerlemiyor. Uğraşmak ve adam adama markaj gerekiyor. İşte bunu da öğreniyoruz. Eskiden fuarcılık denince ayrı bir sektör olarak bakılmazdı. Artık başlı başına bir sektör haline geldi. Bir çok alanda ihracatımız hızla artıyorsa bunda fuarcılığın çok büyük katkısı var."
'Dünyanın en büyük dördüncü ev tekstili ihracatçısıyız'
Babacan, Türkiye'nin dünyanın en büyük dördüncü ev tekstili ihracatçısı olduğunu belirterek, "Türkiye, ev tekstilinde dünyada yüzde 4,4'lük bir paya sahip. Buna Laleli bavul ticaretini ne kadar katabiliyoruz emin değilim. Muhtemelen yüzde 4,4'ün üzerinde bir ticaret söz konusu" diye konuştu. Türkiye'nin geldiği noktanın iyi olduğunu ancak, yüksek katma değerli ve markalı ürünler üretmesi gerektiğini söyledi.
Babacan, markanın ne kadar önemli bir faktör olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eskiden reklama verilen paraya çöpe atılan para olarak bakılırdı. Ama daha sonra markalaşmanın bir yatırım olduğu gerçeğini Türkiye de öğrendi. Geçenlerde bir söz duydum; 'Marka nedir? Marka verilen sözdür. Peki iyi marka nedir? Tutulan bir sözdür' Bu söz aklıma yattı. Çünkü marka ile bir söz veriyorsunuz. Malınızın arkasında duruyorsanız işte o zaman iyi markasınız demektir. İşte bu marka ve yüksek katma değerli üretim konusunu ihmal etmememiz lazım."
'Teknolojik ürün konusuna ağırlık verilmeli'
Babacan, yüksek katma değerin teknoloji ve Ar-Ge ile olacağını vurgulayarak, "Tekstilde teknolojik ürün konusuna özellikle ağırlık vermemiz lazım. Tüketicinin hassasiyeti ve ne tür mal üretirsek daha çok talep görürüz gibi konulara daha çok kafa yormak gerekir" dedi.
Türkiye'nin 2002'de toplam ihracatının 36 milyar dolar olduğunu hatırlatan Babacan, bu dönemde toplam ihracatın yüzde 60'ının AB'ye yapıldığını belirtti. Babacan, AB ve Gümrük Birliği'ne girmenin bir dönem tartışıldığını dile getirerek, "Bana göre Türkiye'de üretim kalitesinin yükselmesi ve bilinçli üretimin oturmasında Gümrük Birliği ve AB son derece önemli oldu. Gençlik yıllarından hatırlıyorum, iş yapma hevesi vardı ama kaliteye gelince çok büyük sorunlar vardı. İhracat Türkiye'ye kaliteyi öğretti. İyi mal, iyi ürün nosyonunu öğretti" şeklinde konuştu.
AB'ye mal satarak, teknolojinin yenilendiğini ve kalitenin artırıldığını belirten Babacan, şunları kaydetti: "2008-2009 krizinden sonra AB pazarlarının eskisi gibi olmayacağını görmemiz lazım. AB pazarında bir büyüme olacağını görmüyoruz. Ancak toplam pastadan alacağımız payı artırabiliriz. Pastanın toplamı fazla büyümeyecek. Geçen yılki 152 milyar dolarlık ihracatımızda AB'nin payı yüzde 39'a düşmüştür. Orta Doğu ve Afrika'nın tümüne baktığımızda yüzde 37'ye çıkmış. Artık Türkiye AB'ye sattığı kadar Orta Doğu ve Afrika'ya mal satar duruma gelmiş bulunuyor. AB dışındaki pazarla çok önem vermemiz gerekiyor."
'Çaba göstermemiz lazım'
Babacan, ticari temsilciliklerin sayısını artırdıklarını belirterek, temsilciliklerin sayısını 70 küsürden 250'ye çıkarmak için Ekonomi Bakanlığı'na izin verdiklerini kaydetti. Türkiye'nin özellikle dış politika konusunda Amerika ve Avrupa Birliği (AB) ile sağlam adımların atılmasının yanı sıra hızla başka coğrafyalara açılmasının ihracatçılar için önemli olduğunu ifade eden Babacan, şunları söyledi: "Pek çok ülke ile iyi ilişkilerimiz var. Türkiye'nin kendi içinde yakaladığı başarı ve istikrar bütün dünyada takdir ediliyor. 1990'ları hatırlayın. Türkiye'de bir koalisyon hükümetinin bozulup, bir başka koalisyon hükümetinin kurulduğu günleri hatırlayın. 1994 krizini, 2001 krizini hatırlayın. O dönemlerde Türkiye'den Avrupa'ya, Rusya'ya giden bir iş adamı olarak gitmek farklı bugün gittiğinizde farklı. Bunu korumak için çaba göstermemiz lazım."
'IMF'ye borcu ödemekle üzerimizden büyük bir yük kalktı'
Babacan, 1994 krizinin hafızalardan yavaş yavaş silindiğini anlatarak, "Unutmayalım ki borç kayıtlarımıza baktığımızda daha dün o hafızaları silme tuşuna bastık. 5 Nisan 1994'te Türkiye'yi kriz vurdu. Hemen temmuzda IMF'den kredi kullanma ihtiyacı doğdu. O günden başlıyor, Türkiye düne kadar hep IMF'ye borçlu olmuş. Hamdolsun dün itibariyle bunu halletik ve üzerimizden bir yük kalktı" şeklinde konuştu.
Ekonomide başarı için güven ve istikrarın önemine dikkati çeken Babacan, güvenin tırnaklarla kazıya kazıya, adım adım oluştuğunu, ancak kaybetmenin çok hızlı olduğunu söyledi.
'Büyüme kontrolsüz olsaydı, istihdamda düşüş bile yaşayabilirdik'
Babacan, geçen yıl yüzde 2,2 oranındaki büyüme olduğunu, ilave oluşan istihdamın 1 milyon 88 bin olduğunu anımsatarak, "Herkes biliyor ki geçen yılki büyüme kontrolsüz bir şekilde gerçekleşseydi, istikrarsızlık ve güvensizlik ortamında yüzde 2,2'yi görseydik, bırakın 1 milyon 88 bin ilave istihdamı, istihdamda düşüş bile yaşayabilirdik" diye konuştu.
Babacan, Türkiye'deki güven ortamını korumanın önemini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Avrupa'dan baktığınızda birçok ülke devlet bütçesinden büyük açıklar veriyor. Avrupa Merkez Bankası karşılıksız parayı basıyor, devletlere, bankalara 'aman siz batmayın' diye veriyor. Avrupa'nın ekonomisinde geçen sene daralma vardı, bu yıl da daralma devam edecek. Türkiye'de halkımızın geleceğe bakış açısı çok olumlu. Harcamalar konusunda vatandaşlarımız o kadar istekli ki geçen sene bir soğutma politikası uyguladık. Bankadan aşırı harcamaya dayanan bir ekonomik yapıyı biraz önledik. Bankalarımız kredi verme konusunda son derece iştahlı. Bankacılarla konuştuğumuzda en çok problem; 'keşke kredi talebi biraz daha fazla olsa' diyorlar."
Konuşmaların ardından Babacan'a katılımlarından dolayı plaket takdim edilirken, Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TETSİAD) onur üyesi kartı da verildi.
Hava-İş grevi
Babacan, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, Hava-İş grevine ilişkin sorusuna Babacan, "Ulaştırma sektöründe, hele THY gibi çok kritik bir kuruluşumuzda grev yapılmasına karşıyız. Orada yapılacak bir grev sadece THY'nin kendisini değil, Türkiye ekonomisini etkiler. Ekonominin tümündeki dengeleri gözetmek zorundayız. Böyle bir hareket kesinlikle tasvip edeceğimiz şekilde olmaz" yanıtını verdi.
Merkez Bankası reeskont kredilerinin vadesinin uzatılmasına ilişkin soruya Babacan, "Onu bize daha önce ihracatçılarımız söyledi. Merkez Bankamız bunun üzerine çalışıyor. Ama 'talepleri yüzde 100 karşılanır' diye bir şey yok" diye konuştu.
"Üçüncü çocuğa çok yüksek bir teşvikin verileceği doğru mu?" sorusu üzerine Babacan, çalışmanın sürdüğünü ve tamamlanmasının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bunu açıklayacağını belirterek, "Çalışma bitip de Başbakanımızın açıklamasını duymadan hiçbir dedikoduya inanmayın" dedi.
'Fuarların Anadolu'da yaygınlaşması lazım'
Bu tür fuarların neden Ankara'da yapılmadığına ilişkin soruya Babacan, tekstil sektörünün geleneksel ve güçlü bir sektör olduğunu belirterek, bunun kendisi için baba mesleği olmasından dolayı yerinin ayrı olduğunu kaydetti.
Babacan, fuarcılığın İstanbul'da hala yeterince gelişmediğini, daha da geniş mekanlara ihtiyaç duyulduğunu ifade ederek, Ankara'da Akyurt'ta geniş bir araziyi konuyla ilgili tahsis ettiklerini, inşaatın başlayacağını ve Ankara Ticaret Odası'nın bu çalışmayı takip ettiğini söyledi.
Bu tür fuarların İstanbul ve Ankara'nın dışında Anadolu'da yaygınlaşması gerektiğini aktaran Babacan, her bir sanayi şehrinin fuar alanına sahip olması gerektiğini dile getirdi.
Babacan, fuar yatırımlarını, sanayi yatırımları ile eş tuttuklarını ve sanayi yatırımlarına verdikleri teşviki aynen fuar yatırımına da verdiklerini anımsattı.
Ürün kalitesi olarak bundan sonra en iyisinin hedeflenmesi gerektiğini belirten Babacan, şunları kaydetti: "Markalaşma çok önemli. Devlet olarak destek de veriyoruz. Asla ihmal etmeyeceğiz. İyi yaptıktan sonra her meslekte para var, ekmek var."
Zorlu: Desen çalmak için makasla elimi kestim
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu da kaliteli ürün yapılmasının önemli olduğunu belirterek, "30 sene önce 'bu malları nasıl yapıyorlar' diye gider bakardık. Desen çalmak için elimi arkadan makasla kestiğimi itiraf edeyim. Şimdi onlar da 'ne güzel şey yapmışlar' diye bize geliyorlar" diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu