AYM'den karar: Çocuklar artık annelerinin soyadlarını taşıyabilecek
Anayasa Mahkemesi, boşandıktan sonra velayeti kendisine geçen; çocuğuna kendi soyadını verme talebi mahkeme tarafından reddedilen anneyi haklı bulmuş ve dosyayı yeniden yerel mahkemeye göndermişti. 3 yılın sonunda karar verildi. Çocuklar artık annelerinin soyadlarını taşıyabilecek.
Anayasa Mahkemesi, 2015 yılında verdiği kararla; 2012 yılında Diyarbakır Adliyesi’nde gerçekleşen bir boşanma davasının ardından çocuğunun velayetini alan annenin ‘soy isim’ mücadelesinde emsal bir karara imza atmış ve annenin çocuğuna soyismini verememesini Anayasa’ya aykırı bularak yerel mahkemeye göndermişti.
‘TARİHİ KARARIMIZ’
3 yıllık hukuki sürecin ardından ‘anne soyadı’ ile Yargıtay son sözünü söyledi. 9 Nisan 2018 tarihli karar göre; boşanmış kadın velayeti kendisine verilmiş olan çocuğuna kendi soyadının verilmesini isteyebilecek.
Karar, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan sosyal medya hesabından “Tarihi kararımız” başlığıyla duyurdu.
DAVANIN TARİHÇESİ
Eşinden, Diyarbakır 1. Aile Mahkemesi’nin kararıyla boşanarak çocuğunun velayetini alan Özdemir, Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak, velayeti kendisinde bulunan çocuğuna boşandığı eşinin soyadı yerine kendi soyadı olan “Özdemir”in verilmesini talep etti.
Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesi önce 16 Nisan 2012’de aldığı kararla Özdemir’in yaptığı 24 Şubat 2012 tarihli başvuruyu kabul edilebilir buldu.
Mahkeme kararına gerekçe olarak 21 Haziran 1934’ten beri yürürlükte olan 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadını alır” ifadesinin AYM’nin 8 Aralık 2011 tarihli kararıyla feshedildiği gösterildi.
Ancak temyize götürülen bu karar Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 6 Haziran 2012 tarihli kararıyla bozuldu. Gerekçeli kararda, bozma gerekçesi olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 321. maddesi gösterildi.
Söz konusu maddede “doğru nesepli çocuğun; babanın (ailenin) soyadını taşıyacağı, boşanma ve ölüm üzerine velayetin annede olmasının soyadında herhangi bir değişikliğe neden olmayacağı, babanın soyadı ve çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı, usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek bir kararla değişmedikçe çocuğun soyadının da değişmeyeceği” ifadesi yer alıyor.
BİREYSEL BAŞVURU HAKKINI KULLANDI
Bunun üzerine Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin bozmasını gerekçe göstererek, 24 Eylül 2012’de davanın reddine karar verdi. Özdemir, bu kararın Yargıtay 18. Hukuk Dairesince 17 Ocak 2013’te onanması ve kararın düzeltilmesi talebinin yine aynı Dairenin 8 Nisan 2013 tarihli kararıyla reddedilerek, kendisine kararın 3 Mayıs 2013’te tebliğ edilmesinin ardından 20 Mayıs 2013’te AYM’ye bireysel başvuru hakkını kullandı.
2015’TE AYM DOSYAYI YEREL MAHKEMEYE GÖNDERMİŞTİ
AYM’nin 2015 yılında verdiği gerekçeli kararda, 2525 Sayılı Soyadı Kanunu’nun 4. maddesinin 2 fıkrasının AYM tarafından feshedilme gerekçesine atıfta bulunularak, kadın ve erkeğin evlilik süresince evliliğin sona ermesinde eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gerektiğine ilişkin uluslararası sözleşme hükümleri bulunduğu hatırlatılmıştı.
Gerekçeli kararda söz konusu maddenin, eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının cinsiyete göre ayrım yapılması sonucunu doğuracağı, bunun da Anayasa’nın 10. ve 41. maddelerine aykırı bulunduğu gerekçesiyle iptal edildiği vurgulanmıştı.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?