'Canavarlar Sofrası'nda haz ve tüketim
Bu hafta vizyona girecek filmler arasında yer alan ''Canavarlar Sofrası'', yalnızca haz ve tüketimin önem taşıdığı bir dünyayı resmediyor.
Bu hafta vizyona 7 yeni film girecek. ''Siyah Giyen Adamlar'' (Men In Black) serisinin üçüncü filmi, Türkçe dublaj ve altyazılı seçenekleriyle üç boyutlu olarak bu hafta sinema salonlarında yerini alacak.
Barry Sonnenfeld'in yönettiği filmin başrollerini Will Smith, Tommy Lee Jones, Josh Brolin, Jemaine Clement, Michael Stuhlbarg ve Emma Thompson paylaşıyor.
Filmde, Ajan K (Tommy Lee Jones) 1969 yılında, zamanda geriye giden bir uzaylı tarafından öldürülür ve dünya bir tehlikenin içine atılır. Bu durumda Ajan J'nin (Will Smith) zamanda geriye yolculuk yaparak, cinayetin öncesine geri dönmesi ve Ajan K'nın genç hali (Josh Brolin) ile onu, dünyayı ve insanlığı kurtarmak için çalışması gerekmektedir.
Bir Bosna Savaşı hikayesi
Angelina Jolie'nin senaryosunu yazdığı, yönettiği ve yapımcılığını üstlendiği ''Kan ve Aşk'' (In the Land of Blood and Honey), 1990'larda Bosna Savaşı sırasında yaşananları konu ediyor.
Rade Serbedzija, Zana Marjanovic, Goran Kostic, Branko Djuric'in rol aldığı film, Boşnakça ve İngilizce olarak iki kez çekilen filmin konusu şöyle:
''Sırp milisi Danijel ve Müslüman bir ressam olan Ajla çatışmalar başlamadan önce beraberlerdir. Ancak şiddet dalgasının ülkeyi yutarak yok etmesiyle ilişkileri değişir. Aylar sonra Danijel babası Nebojsa Vukojevich'in kumandasındaki Sırp milis güçlerinde bir subaydır. Danijel ve Ajla'nın yolları, Danijel'in komutasındaki milislerin Ajla, kız kardeşi Lejla ve Lejla'nın bebeğinin birlikte yaşadıkları daireyi basıp onları esir aldıklarında tekrar kesişir.''
''Kan ve Aşk'', savaşın kişiler üzerinde yarattığı duygusal, ahlaki ve fiziksel yüklerin yanı sıra, ayrılıklar yüzünden parçalanan bir toplumda arabuluculuk yapmaya isteksiz politik iradenin sebep olduğu acıları da resmediyor.
İki çocuğun doğaya kaçış hikayesi
Bruce Willis, Edward Norton, Bill Murray ve Tilda Swinton'ın rol aldığı ''Moonrise Kingdom'', 1965 yılında geçen bir ilk aşk hikayesi.
Wes Anderson'ün yönetmenliğini üstlendiği dram türündeki filmin konusu şöyle:
''12 yaşındaki iki çocuğun birbirlerine aşık olup, gizlice anlaşarak vahşi doğaya kaçışmasının ardından yetkililer onları yakalamaya çalışırken, kuvvetli bir fırtına da kıyıda patlamak üzeredir. Barış dolu ada halkı hiç kimsenin baş edemeyeceği biçimde alt üst olmuştur.''
Sevimli kedi ve çetesinin, evlerini koruma mücadelesi
Haftanın animasyon filmi, sevilen çizgi filmin uzun metrajlı uyarlaması ''Sevimli Kedi İş Başında'' (Top Cat).
Yönetmenliğini Alberto Mar'ın üstlendiği, Meksika, Arjantin ve İngiltere ortak yapımı çizgi filmde, Top Cat ve haşarı çetesi, eski düşmanları polis Dibble ve tehditkar yeni bir komiser ile karşılaşırlar. Top Cat'in oyunlarını engellemek ve çeteyi çok sevdiği mahallelerinden çıkarmak için, her ikisini de hiçbir şey durduramayacaktır. Ancak çete, evlerini korumak için hızlıca harekete geçer ve yollarına çıkan güçleri daima akıllıca alt edeceklerine şüphe yoktur.
Gerilim sevenler için ''Şeytanın Yüzü''
Gotik yazar Matthew Gregory Lewis'in 1796 tarihli romanının yeni uyarlaması olan ''Şeytanın Yüzü'' (The Monk), bu hafta gerilim sevenleri salonlara çekmeyi hedefliyor.
Yönetmenliğini Dominik Moll'un üstlediği, Vincent Cassell ve Deborah Francois'nın başrollerini paylaştığı film, doğa üstü öğeler içeren dini bir gerilim filmi görüntüsü altında bir ahlak hikayesi anlatıyor.
Fransız aktör Cassel'in, inancı sorgulanan dindar, çalışkan ve saygıdeğer rahip Ambrosio rolünü canlandırdığı filmin konusu şöyle:
''Doğduğunda bir Kapuçin manastırının kapısına terk edilen Ambrosio, dürüstlüğünden çekinilen çetin bir vaizdir, fakat kör edici baş ağrıları ve yinelenen kabuslardan mustariptir. Asla baştan çıkarılamayacağından emin olsa da gizemli bir çırağın gelişiyle inançları sarsılacak ve günaha sürüklenecektir.''
Sadece haz ve tüketimin önemli olduğu bir evren
İranlı bir baba ve Türk bir annenin oğlu olan Ramin Matin'in ilk uzun metraj filmi ''Canavarlar Sofrası'', Giyotin Film tarafından tamamen kendi imkanlarıyla ve dijital formatta çekildi.
İran asıllı yazar Kamdine Khosrowkhavar'ın senaryosunu yazdığı, İbrahim Selim, Pınar Töre, Tuğrul Tülek ve Gizem Erdem'in rol aldığı filmin konusu şöyle:
''Herhangi bir ülkede, herhangi bir akşamda, herhangi bir evli çift, misafirlerini ağırlamaktadır. Sıradan görünen akşam yemeğinde bir süre sonra karakterlerin yaşadığı çarpık evren kendini hissettirmeye başlar. Sanatla ilgili her şey yasaklanmıştır, kibir ve nefret dolu sözler normal kabul edilmektedir ve gözlerinin önünde polisin kapı komşularını öldürmesi hiç kimseyi şaşırtmaz. Her duygu, her söz ve davranış yüzeyseldir. Önemli olan sadece iki şey vardır: Haz ve tüketim.''
Sıra dışı gençlerin kaçış hikayesi
Abe Sylvia'nın yönettiği ''Edepsiz Kız'' (Dirty Girl) filmi, 1987 yılında Oklahoma'da geçiyor.
Juno Temple, Milla Jovovich, William H. Macy, Mary Steenburgen'in rol aldığı filmde aykırı tavırlarıyla okuduğu lisenin ''edepsiz kızı'' olarak yaftalanan Danielle, uyumsuz öğrencilerin bulunduğu sınıfta özel eğitime mahkum edilir.
Filmde, utangaç, eşcinsel eğilimli ve hiçbir arkadaşı olmayan Clarke ile Danielle, bir ev ödevinde bir araya gelir. Clarke ve Danielle, ödev için bir çocuğu temsil eden, Joan adını verdikleri bir ''un paketi''nin isteksiz ve bir o kadar da tuhaf anne babası olurlar. Bu sıradışı aile, asla oldukları gibi görünmelerine izin vermeyen küçük kasabadan kaçarak, Kaliforniya'ya doğru yola koyulur.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı