Cesaretin simgesi B.B. efsanesi...
Yaşayan efsane Brigitte Bardot’nun 75. doğum günü Fransa’da kendisine ithaf edilen bir sergiyle kutlanıyor. Bir kuşağın özgürlüğünün ve seksapelinin simgesi B.B. bugün hayvanseverlerin de baş tacı.
Fransa’nın dünyaya armağanı Brigitte Bardot, yaşadığı aşkları, giysileri, oynadığı filmleri, söylediği şarkılarıyla bir özgürlük neferi oldu 60'lı yıllarda. Emekli olduktan sonra kendini hayvanlara adayan ünlü yıldız artık enerjisini bunun için harcıyor. Bardot'nun doğumunun 75. yılı Fransa’nın Boulogne’da yer alan Musée des Années 30’da bir sergiyle kutlanacak. Sergi, B.B. efsanesini birbirinden güzel fotoğraflar ve anılarla anlatacak...
“Ve Tanrı Kadını Yarattı” deyince akla gelen dünyanın gelmiş geçmiş en güzel kadınlarından biri, Brigitte Bardot’dan bahsediyoruz elbette. Hayatı boyunca hep içgüdülerinin, içindeki arzularının peşinden gidebilmiş, kimseye hesap vermemiş bir kadın Bardot. Kiminle isterse onunla aşk yaşayan, 60’lı yıllarda çok az kadının cesaret edebileceği rollere hayat veren, peşinden kitleleri sürükleyen ve kendine bir nesli âşık etmiş bir kadın. Kariyerinin zirvesindeyken, üstelik Marlon Brando ile oynaması için 1 milyon dolar teklif edilmişken “ben çekiliyorum” demeyi başarmış bir insan aynı zamanda. B.B. efsanesi artık güzelliğiyle olduğu kadar hayvan sevgisi, sansasyonel açıklamaları, Müslüman düşmanlığı ve aldığı yüklü para cezalarıyla da anılıyor. Hâlâ içinden geleni cesurca söyleyebilen bir kadın olduğunun bir kanıtı da bu belki de...
Brigitte Bardot 28 Eylül 1934’te Paris’te zengin bir ailenin kızı olarak doğdu. Henüz çok gençken klasik dans tutkunu olan Bardot, 1949’da Paris konsevatuvarına girdi. 15 yaşında ELLE dergisinin kapağına çıkan Bardot bu sayede Marc Allégret tarafından fark edilir ve bir rol teklifi alır. Film çevrilmez ancak Bardot bu sayede Allegret’nin genç asistanı Roger Vadim’le tanışır. Ve aralarında ailelerinin onaylamadığı bir aşk başlar.
Sinemaya ilk adımlar
1952’de Jean Boyer ona küçük bir rol teklif eder. O gün daha sonra nefret edeceği bir dünyaya girdiğinden habersizdir Bardot. Yine 1952’de Le Trou Normand adlı filmde ilk rolünü canlandırır.
Bu sırada 18 yaşını tamamlayan Bardot’nun babası Vadim’le evlenmelerine izin verir. 1952’de Paris’in ünlü kilisesi Passy’de evlenirler. 1956’ya dek pek çok filmde rol alan Bardot, “L’invitation au chateau” adlı oyunda ilk ve tek tiyatro deneyimini de 1953’te yaşar.
1956 yılı ise Brigitte Bardot’nun dünyada bir seks sembolü, yaşayan bir efsaneye dönüşmesinin yılıdır. Kocası Roger Vadim’in çektiği “Et Dieu créa la femme” yani “Ve Tanrı Kadını Yarattı” filminden sonra B.B.’nin ünü dünyanın her yanına yayılır. Vadim, Bardot’nun filmdeki karakterini şöyle anlatıyor: “Bu filmde Brigitte’in üzerinden, bir çağın iklimini yansıtmak istedim. Juliette zamanın kadını, tüm suçluluk duygusundan, toplum tarafından bastırılan tabulardan kurtulmuş, cinselliğini yaşayabilen bir kadın. Savaştan önceki edebiyat ve sinemada olsaydı bir fahişeyle kıyaslanırdı. Ama bu filmde genç, cesur, anlaşılmaz biraz da dengesiz bir kadın.” Bazı ülkelerde yasaklanan film oldukça büyük sansasyonlara neden olduysa da B.B’nin zaferinin simgesi. Bu film Vadim’in Bardot’ya bir veda hediyesiydi. Birkaç ay sonra ayrıldılar.
Bu sırada B.B. efsanesi doğmuştu. Açık sarı uzun, bukleli saçlar, siyah eye-liner’lı gözler, kırmızı ya da açık pembe dudaklar, seksi giysiler, jeanler, mini elbiseler ve hayatımıza soktuğu bikiniyle dönemin seksapeli B.B. idi.
Bu kainatı kaplayan başarısı karşısında Hollywood’dan aldığı reddedilemez teklifleri de bir Fransız değeri olarak kalmak istediği için sürekli reddediyordu. Bu arada Sacha Distel’le ilişkisi ortaya çıktığı için kendisine sefih ve flörtöz bir kadın tipi yakıştırılmıştı. Paparazziler yakasını bırakmıyordu. 1957’de rol aldığı “Une Parisienne” ve “Voulez vous danser avec moi” büyük sükse yapan filmleri arasındaydı.
1959’da Jacques Charrier’nin çektiği “Babette s’en va-t-en guerre” filmi sırasında Charrier ile aşk yaşamaya başlayan Bardot, yönetmenden bir de çocuk sahibi oldu. Fotoğrafçılar yüzünden bebeğini evde doğurmak zorunda kalmıştı.
1960’ların seks sembolü
1960 yılında en iyi filmim dediği La Verité’de rol alır. Ancak çocuğuyla ilgilenmekteki yetersizliği, basına pek çok sırrını açıklayan sekreterinin ihaneti, kötüye giden ilişkisi, hayranlarının aşırı ilgisi Bardot’yu uca itti, doğumgününde intihara kalkışan yıldız komadan bir mucize eseri çıktı ve yaşamına devam etti.
1962’de hayvan hakları konusundaki ilk mücadelesini verdi. Mezbahalardaki vahşi kesimlere karşı çıkan Bardot, ziyaret ettiği mezbahalardan sonra vejetaryen olarak yaşamaya başladı. Mezbahalardaki koşulların düzenlenmesine de önayak oldu.
1963’te ise sinemanın başyapıtlarından biri olan Jean Luc Godard’ın Le Mepris’inde rol alır. Daha sonra Bardot, Godard’ın ruhunu tam olarak anlamamasına karşın film çekimi sırasında çok eğlendiğini de itiraf ediyordu. Rol arkadaşı Michel Piccoli, “B.B., filmin başında Godard gibi bir yönetmen tarafından tercih edilmeken dolayı çok mutluydu. Korkmasına karşın kendisini neyin beklediğini çok iyi biliyordu. Onun kendisi olması, çabasız ruh hali, duruşuyla onunla çalışmak yeterince çarpıcıydı” diyordu. 1964’te Brezilya’nın bir köyü olan Buzios’a tatile çıkan Bardot, Buzios’a St. Tropez’ninki kadar ün ve popülerlik kazandırır. Buna karşılık Motta, Bardot’nun bir heykelini yapar.
1965 yılında rol aldığı Viva Maria ile büyük bir başarı daha kazanır. Özellikle ABD’nin bağrına bastığı Bardot bu filmiyle bir Hollywood starı gibi karşılanır. Filmle BAFTA’da en iyi yabancı kadın oyuncu ödülüne de layık görülür. Bu yıllarda B.B. güzelliği ve başarısının zirvesindedir.
1966 yılında Alman playboy Gunter Sachs, evlenme teklif etmek için helikopterden gül yağdırır Bardot’nun üzerine. 14 Temmuz 1966 yılında evlenirler ve birliktelikleri 2 yıl sürer.
1967’de Serge Gainsbourg’la aşk yaşamaya başlayan Bardot ünlü müzisyenin ilham perisi olur. Gainsbourg Bardot’ya aralarında Harley Davidson, Bonnie&Clyde, Contact, Comic Strip, Bubble Gum, La Bise aux hippies (BB bu şarkıda Sacha Sistel’le düet yapar), L’appareil a sous, le me donne a qui me plait encore gibi çok ünlü şarkıların da olduğu onlarca şarkı yazar. “Je t’aime moi non plus” adlı şarkıyı da Bardot için yazmıştı ama Bardot o sırada hâlâ evliydi. Ve şarkıyı bu isimle çıkartmamasını istedi Gainsbourg’tan. Ayrıldıklarında ise Gainsbourg, “Initials BB” adlı bir şarkıyı ithaf eder Bardot’ya.
1968’de Charles de Gaulle, Brigitte Bardot’nun Fransa’ya Renault’dan daha fazla döviz getirdiğini söyler. De Gaulle, B.B.’ye Fransa’nın ünlü sembolü Marianne’ın büstü için model olmasını teklif eder. Bardot kabul eder ve bu Fransız sembolüne hayat veren ilk kadın olur.
Ünlü olmak
1973’te 21 yıllık kariyerine sığdırdığı 50 film ve 80 şarkının ardından son filmi L’histoire tres bonne et tres joyeuse de Colinot trousse chemise’i çektikten sonra 7. sanattan emekli olduğunu ve artık kalbinde yatan asıl tutkusu için yaşayacağını kendini buna adayacağını açıkladı; hayvan sevgisi. Birkaç yıl sonra Bardot, “Ben de herkes gibiyim. İki kulağım, iki gözüm, burnum ve ağzım var. Duygularım, düşüncelerimin yanında üstelik de bir anneyim. Ama artık yaşamam imkânsızlaşıyor. Ruhum artık bana ait değil. Benim için ünlü olmak bir kâbus. Varlığım tamamen yerin altında. Temiz hava almak istesem penceremi açamam, çünkü biliyorum, hemen karşımdaki çatıya tünemiş bir fotoğrafçı olacak elinde objektifiyle. Hayatımda pek çok güzel şey var ama hiçbiri için bana ait diyemem” diyordu.
Hayvanlar sevilmek içindir
1977’de çevreci arkadaşı Franz Weber’le birlikte Kanada’nın kuzey kısmına giderek kürkleri için avlanan kutupayıları için geniş bir medya kampanyası başlattı B.B. Beş gün boyunca süren kampanyadan sonra Fransa’ya dönüşünde fok avından elde edilen ürünlerin ticaretinin yasaklanması konusunda da bir kampanya organize etti. 1978’de çocuklar için resimli bir kitap bastıran Bardot, 1982’de de stüdyoya girerek hayvanlar için “Tüm hayvanlar sevilmek içindir” adlı bir şarkı söyledi.
1986 yılında mücevher ve objelerinin satışından elde ettiği 3 milyon frankla kurduğu dernekle birlikte savaşımını daha da hızlandırdı. Derneğin etkinlikleri arasında vahşi hayvanların avlanması ve alıkonulması, kasap hayvanlarının taşınma koşulları, at eti yenmesi, hayvan denekliği, kürk, av, hayvan dövüşleri, fok ve balina avı var.
1992’de Bernard d’Ormale’le dördüncü evliliğini yapar Bardot. 1993’te Hollywood’da “Brigitte Bardot International Award” adında her yıl en iyi hayvan hakları haberine verilen ödül başlatıldı. BB Amerikalıların bu jestinden çok etkilenmesine karşın hiçbir törenine katılmadı.En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'