Erdoğan: Biz aklımızı kiraya vermedik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kobani’yi bu kadar önemseyenler, Hama’yı, Humus’u niye önemsemediler? Türkiye atacağı adımları dikkatli atabilecek kadar bir yönetim kabiliyetine sahiptir. Kusura bakmasınlar, biz aklımızı kiraya vermedik. Bizim ne aklımız, ne de irademiz ipotek altında değildir” dedi.

Yayınlanma: 02.11.2014 - 17:26
Abone Ol google-news


















Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kobani’yi bu kadar önemseyenler, Hama’yı, Humus’u niye önemsemediler? Türkiye atacağı adımları dikkatli atabilecek kadar bir yönetim kabiliyetine sahiptir. Kusura bakmasınlar, biz aklımızı kiraya vermedik. Bizim ne aklımız, ne de irademiz ipotek altında değildir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Esenler Belediyesi’nin toplu açılış töreninde bir konuşma yaptı. Fransa ziyaretinde, Batı medyasının asparagas haberlerle, yalan yorumlarla Türkiye’yi karaladığını gördüğünü söyleyen Erdoğan, şunları ifade etti:

“Soru, ‘Siz peşmergeye niçin müsaade etmiyorsunuz, ÖSO’ya niçin müsaade etmiyorsunuz?’ Dedim ki, müsaade etmediğimizi siz kim söylüyor? Bak, şurada siz bana bu soruyu sorarken, bir defa yalan bir soru üretiyorsunuz. Şu anda peşmergeler, Türkiye toprakları üzerinden geldi ve Kobani’ye girdi. ÖSO geldi, girdi. Senin daha bunlardan haberin yok ve tam aksine, PYD denilen bir terör örgütü, bunları almıyordu, sonunda almak zorunda kaldı. Niye? Dert başka. Bir üst akıl bunları farklı yönlendiriyor. Şu anda Kobani… Kobani niye bu kadar önemli? Kobani’yi bu kadar önemseyenler, Hama’yı, Humus’u niye önemsemediler? Burası düşündürücü. Irak’ın şu an yüzde 40’ı DEAŞ’ın işgali altında. Orayı niye önemsemiyorlar, Musul’u niye önemsemediler? Burası da düşündürücü. Türkiye atacağı adımları dikkatli atabilecek kadar bir yönetim kabiliyetine sahiptir. Kusura bakmasınlar, biz aklımızı kiraya vermedik. Bizim ne aklımız, ne de irademiz ipotek altında değildir. Otururuz, değerlendiririz, istişare yaparız, ona göre adımlarımızı atarız. Şu ana kadar da yaptığımız budur.”

-“BASİT DÜŞÜNENLER, NE KADAR BAŞARILI BİR YOL İZLEDİĞİMİZİ GÖREMEZLER”-

ABD’nin Kobani’ye yardım yaptığını belirten Erdoğan, “İndirilen silahların bir kısmı DEAŞ’ın eline düşüyor, bir kısmı da PYD’nin eline… Böyle bir yanlış olabilir mi? Biz uyarımızı yaptık; yanlış yapıyorsunuz, bu göndereceğiniz mühimmatlar ya terör örgütü DEAŞ’ın eline giderse ne olacak? Musul’a verdiniz, Irak’ın merkezi ordusu kaçtı, verdiğiniz bütün silahlar DEAŞ’ın eline kaldı. İşte biz bu yanlışlara düşmeyiz” diye konuştu.

Türkiye tarih boyunca mazlumlar için umut ışığı olduğuna dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

“Türkiye asırlar boyunca mağdurlar, muhtaçlar için sığınılacak güvenli bir ülkeydi, bugün de aynı şekilde güvenli bir ülke. Şu anda komşumuz Irak ve Suriye’de yaşanan gelişmeleri çok dikkatle, çok büyük bir hassasiyetle izliyor, büyük devlet refleksiyle olaylara müdahalemizi yapıyoruz. Basit düşünenler, belli kalıplar içinde düşünenler şu anda bizim bölgede ne kadar aktif olduğumuzu, ne kadar başarılı ve barışçıl bir yol izlediğimizi göremezler ve göremiyorlar. Ama biz büyük devlet refleksiyle, usta bir satranç oyuncusu tecrübesiyle bölgedeki ateşi düşürmenin, söndürmenin mücadelesini veriyoruz ve bunda da başarılı oluyoruz.”

-“HALA ANLAMADIN MI, MESELE KOBANİ DEĞİL”-

Birkaç aydır hem Türkiye içinde hem Türkiye dışında bazı çevrelerin Kobani meselesine bu denli yaklaşmış olmalarının, üzerinde durmuş olmaları çok önemli olduğunu kaydeden Erdoğan, şunları ekledi:

“Ben buradaki mücadelede yerimizi aldığımızı söylüyorum. Kobani’de şu anda 2 bin savaşçı var ama Kobani’den 200 bin insan Türkiye’ye geldi. Birileri Kobani’den çıkan Kürt vatandaşları alıp ağırlamadılar, onlara destek vermediler. Yediren, giydiren Türkiye’dir. Şu anda Türkiye’de 1 milyon 600 bin sığınmacı var. Şu ana kadar bizim yaptığımız harcama 4,5 milyar doları buldu. Batı... sesi çıkmıyor. BM... sesi çıkmıyor. Siz ne işe yarıyorsunuz? Türkiye üzerine düşeni yapıyor, bir de utanmadan sıkılmadan diyorlar ki, ‘Türkiye bu işe sessiz kalıyor.’ Biz elimizden geleni yapıyoruz. Asıl sessiz kalan sizsiniz. Siz görevinizi yapmıyorsunuz. Türkiye, sınırında cereyan eden bütün bu olaylar karşısında bütün tedbirlerini kendi alıyor, elinden gelen bütün gayreti kendi ortaya koyuyor. Türkiye içeride bazı siyasi partilerin olumsuz yaklaşımlarına rağmen bu tedbirleri alıyor. Kobani üzerinden Türkiye’deki bölücü terör örgütünün temsilcisi durumunda olan siyasi parti, kendi tabanını sokağa davet ediyor. Sokakları ateşe verdiler, 40 kadar vatandaşımız öldü. Bunlar ne kazandılar? Sabah-akşam Kobani diyenler, Kobani için ne yaptılar? Sadece şov yaptılar. Ülkeyi kana buladılar. Oyun içinde oyun var ama hiç merak etmeyin, onların hesapları varsa, bizim de hesabımız var, Allah’ın da bir hesabı var. Türkiye, Kobani’ye yardım etsin diye sokakları ateşe verdiler, değil mi? ÖSO, Türkiye sayesinde Kobani’ye yardım etmeye hazır ve önlerini açtık, şimdi Kobani’deler. Peşmergeler, önlerini açtık, topraklarımız üzerinden geldiler, şimdi Kobani’deler. Gerçekten dertleri Kobani’yse, bu konuda samimilerse işte Türkiye’nin desteği… Ama bunların böyle bir derdi yok. Bunlar, Kobani üzerinden başka hesapların peşindeler. Hani 12 ağaç bir yerden sökülüp bir yere dikildiğinde İstanbul’u ateşe verdiler ya. Ne demişlerdi, ‘Hala anlamadın mı, mesele ağaç değil.’ Şimdi ne diyorlar, hala anlamadın mı, mesele Kobani değil.”

 -“ÖLEN KÜRT KARDEŞİM, ÖLDÜREN KÜRT”-

 Erdoğan, yaklaşık bir ay önce Kobani bahanesiyle yapılan sokak eylemlerinin, bir siyasi parti tarafından organize edildiğini vurgulayarak, “Ana muhalefet partisi, maalesef bu eylemlere çanak tuttu. Ne yazık ki hayatını kaybeden kardeşlerimiz, kamu mülküne, sivil mülke verilen zararlar… Ne yaptılarsa kendilerine yaptılar. Kendi siyasetlerine zarar verdiler. Güya haklarını savunduklarını iddia ettikleri Kürt kardeşlerimize, onların dükkanlarına, huzurlarına zarar verdiler. Ölen Kürt kardeşim, öldüren Kürt… Barışın, dayanışmanın, kardeşliğin peşinde değil; baskının, dayatmanın, şiddetin peşinde olduklarını gösterdiler. Kaybeden barış olmadı, kaybeden çözüm süreci olmadı; kaybeden etnik köken temelli, mezhep kökenli, ideolojik kökenli siyaset oldu. İşte kardeşlik, barış, özgürlük burada ve geleceğe böyle yürüyeceğiz” ifadelerini kullandı. 

 

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler