Galatasaray'daki kombine bilet tartışmasında son gelişme

Galatasaray’da son günlerin en çok tartışılan konusu eski yönetici ve Avukat Sedat Doğan’ın öne sürdüğü, “Statta izlenemeyecek maç bedellerinin bir dilekçeyle Galatasaray Spor Kulübü Derneği’ne şartlı bağış yapılması” fikrine bu kez de Galatasaray 2’nci Başkanı Yusuf Günay’dan bir açıklama geldi.

Günay, “Maçların seyircisiz oynanması halinde kombine ve loca sahipleri açısından ortaya bir mağduriyet çıkmaz. Taraftarlar loca ve kombine alırken bir sözleşme, taahhütname imzalıyor. Bu konular orada yazıyor. Taraftarlarımızın böyle bir başvurusu yok. Loca sözleşmesinde, mücbir sebep durumunda kulüpten herhangi bir talepte bulunulamayacağına dair bir hüküm söz konusudur. Kombinedeki sözleşmede maçların seyircisiz olması durumunda herhangi bir hak talebi olmayacağı taahhüt edilmektedir. Kaldı ki bir tane taraftarımızın bile böyle bir başvurusu yok. Çünkü taraftarımız bu konuda hak sahibi olup olmadığını çok iyi bilmektedir. Yani bir işlem yapılmasını gerektirecek durum söz konusu değil” açıklamasını yaptı.

Bu arada Başkan Mustafa Cengiz ise seyircisiz oynanacak maçlardan dolayı kulübün kaybının 105 milyon lira olacağını ifade etmişti.

Tüm bu gelişmeler üzerine eski yönetici Sedat Doğan’a ulaşan gazeteci Serdar Dinçbaylı,  Yusuf Günay’ın açıklamalarını yorumlamasını istedi.  Aynı zamanda hukukçu da olan Doğan, "Konu çok açık, Galatasaray yönetimi bağış istemiyorsa onu bilemem" dedi.

İşte Sedat Doğan'ın gazeteci Serdar Dinçbaylı'ya yaptığı açıklamalar:

"- Galatasaray Spor Kulübü’nün, Galatasaray Sportif Anonim Şirketi’ne olan borçlarının azaltılmasına yönelik kombine bağışı önerinize yönetim cephesinden Yusuf Günay, “Böyle bir hak yok” diyerek karşı çıktı.  Günay’ın yorumunu çağrıyı yapan kişi ve bir hukukçu olarak nasıl değerlendirdiniz?

- Sayın Günay’ı 4-5 gündür izliyorum. Kendisi bence çok zeki bir insan ve karşısındaki insanların da en az kendisi kadar zeki olduğunu düşünerek olayları başka yöne çekmemesi lazım.

Biz bu çağrıyı yaptığımızda ne dedik? 

“Hiçbir Galatasaray taraftarı normal şartlar altında kombinelerden doğacak bir alacak hakkını geri istemez” dedik. 

Sayın Günay da beyanının sonunda “Zaten kimse talep etmedi ki” diyor.

Evet! kimse talep etmedi ve etmez normalde. Ama bugün bu hakkı kulüp lehine kullanma fırsatı var! Bir koyundan iki post çıkarabiliriz. Hem de kimsenin elini cebine atmasına gerek kalmadan.

Ancak anlaşılıyor ki Sayın Günay bu işi yapmak istemiyor. Kulübün borçlarını azaltmak isteyen bir yönetim veya bir yönetici karşısına çıkan fırsatı neden değerlendirmek istemiyor izah etmek zorunda. Adım gibi eminim ki Sayın Günay bu çağrının arkasından bazı mecralarda hukuken bu hakkın olmadığına yönelik iddialara, çok değerli Galatasaraylı hukukçuların vermiş olduğu, www.cumhuriyet.com.tr'deki haberlerle Galatasaray Spor Kulübü üyelerinin yazışma gruplarında da yayınlanan ve kendilerinin de takip ettikleri, hukuki görüşlere vakıf olmamış olamaz.

Sayın Günay gibi zeki bir insan Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tüketiciyi koruma kanunu içerisindeki amir hüküm olan 5’inci maddeyi, bir diğer değişle “Tip sözleşmelerde tüketici aleyhine konan maddelerin hükümsüz olduğuna” ilişkin maddeyi Galatasaraylı bir çok değerli hukukçu gündeme getirdikten sonra hâlâ “Efendim sözleşmede madde var” diyorsa bunun samimi bir iddia olduğuna inanmak sayın Günay’ın zekasına hakaret olur.

Burada konu hukuki bir konu değildir. Hukuk gerek kombinelerin kullanılmayan kısımları açısından alacak hakkının doğması, gerekse bu alacak hakkına sahip kişinin bu alacağı bağışlayabilmesi açısından son derece nettir ve sayın Günay’ın söylemlerinin aksi gibidir!

Sayın Günay 450 milyonu önceki yönetimden gelen ve yaklaşık 500 milyonluk kısmı da kendi bulundukları dönemde oluşmuş toplamda 950 milyon borcun, hele ki buna her yıl 140 milyon lira faiz eklenirken, bir bölümünün eksiltilmesi projesine neden karşı çıktığını inandırıcı bir şekilde anlatmak zorundadır.

Son olarak şunu belirteyim, Bu inisiyatif sayın yönetimin veya sayın Günay’ın biz istiyoruz/istemiyoruz demesine bağlı değildir. Bu kişilerin sahip olduğu ve özgür iradeleriyle kullanabilecekleri bir alacak hakkının bağışlanması durumudur. Sayın yönetim bağış kabul etmiyorum diyorsa onu da açıklamak durumundadır. Bu durumda da neden olacağı zararı tazmin etmek zorundadır.

Serdar Dinçbaylı

serdardincbayli@gmail.com