Hak ettiğim için bu noktadayım

Nefise Karatay, sabahları Yeşil Aşkı, akşamüstleri de Afiş programıyla ekranlarda. Her iki programda da sunuşundan röportajlarına dek her aşamasında bulunmaktan keyif aldığını söyleyen Nefise Karatay, bu koşturmadan hiç yorulmuyor. Çünkü amacı günü kurtarmak değil, uzun vadedeki hedeflerini tek tek yerine getirebilmek.

Hak ettiğim için bu noktadayım
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.07.2010 - 17:00

Nefise Karatay, CNN Türk’te iki programın sunuculuğunu yürütüyor. Sadece sunmakla kalmayıp, her röportaja bizzat koşuyor, kendi deyimiyle “Hem öğreniyor, hem de öğrendiklerini aktarıyor”. Bu ona göre büyük bir lüks. Çünkü her sabah sunduğu Yeşil Aşkı’nda doğayla bütünleşiyor, sorunları dile getirip bireysel olarak çözümleri sunuyor. Akşamüstleri de Afiş programıyla kültür sanat haberlerini aktarıyor. Zaten “Hobilerinin mesleğe dönüşmesi kadar keyifli bir şey yok hayatta” diyerek anlatıyor hayatındaki yeni dönemi. Sade, yalın ve içten bir yaklaşımı var Karatay’ın. Belli ki bilgi açlığıyla tutunuyor hayata. “Her şeyi en iyi ben bilirim” gibi bir ifadeyi ne sözlerinden ne de beden dilinden okuyorsunuz. Kırılgan göründüğü bir gerçek. Ama görüntüsünün aksine çok da dirençli olduğunu, düştüğü gibi kalkmasını bilecek kadar sağlam durduğunu söylüyor. Hayatının fonunda hep müziği tuttuğundan, amatör olarak resim yaptığından, zaman zaman da güncesine yazarak rahatladığından söz ediyor. İşte “Mutlu bir hayat yaşıyorum” diyen Karatay’ın hayatındaki yeni dönem…

- İki farklı türde programla ekrana geliyorsunuz. Sunuculuk nasıl bir alan artık sizin için? Hayatınıza nasıl etki ediyor?

- En büyük etkisi algıda seçicilik. Artık çok daha dikkatliyim. Afiş programını yaklaşık 10 aydır sunuyorum ve insanın hobilerinin mesleğe dönüşmesi kadar keyifli bir şey yoktur herhalde. Yeşil Aşkı’na başlayalı ise iki ay oldu. Güven İslamoğlu, doğa başlığı altında resmin daha geneline bakarken, benim bölümümde de işin bireysel kısmına dokunuyoruz. Bireysel olarak çevre sorunlarına karşı ne yapabiliriz kısmını tartışıyoruz. Sonuçta doğa her geçen gün hızla tükeniyor ve aslında biz dünyayı el birliğiyle tüketiyoruz. Bu noktada yer almak da benim için çok önemli.

- Herkesin bireysel birtakım farkındalıkları var elbette. Ancak siz bu çevre sorunlarına dokundukça nelerle tekrar yüzleştiniz?

- Hep organik ürünleri kullanmaya gayret ediyordum. Ama açıkçası organiğin ne demek olduğunun bile bilincinde değilmişim. Tohumdan toprağa bütün süreçlerin nasıl olması gerektiğini öğrendim. Bu işin içine girdikten sonra çok daha fazla birikimim oldu. Aslında trend olarak görülen bu organik kavramının ne kadar geniş bir çerçeveye sahip olduğunu bilmek bile çok önemli. Hakikaten ülkemiz çok zengin kaynaklara sahip. Ama tükeniyor, dünya da tükeniyor. Artık çöplerimi de ayırıyorum, çok daha sorumluyum. Çünkü daha fazla okudukça, daha fazla belgesel izledikçe büyük bir dehşete düşüyorum.

- Peki birey olarak en temelde nasıl bir farkındalık edinmek gerekiyor sizce?


- Her şeyi hızlıca tüketmemek ve sürdürülebilir bir bilinç kazanmak gerekiyor. Bencillikten uzaklaşmak lazım. Evet, ben çok bencil bir insan değildim. Ama yine de bu programla o bencillikten uzaklaşmanın nasıl olabileceğini gözlemliyorum. Bizden sonraki kuşakları da düşünmemiz gerekiyor. Yarın çok uzakmış gibi gelse de, bizim sorumluluğumuzda. Çocuk dünyaya getiriyoruz. Peki, ona nasıl bir dünyayı miras bırakacağımızı ne kadar düşünüyoruz? Kaplumbağa hızında olsa da birtakım ilerlemeler oluyor. Umudum var. Suyun içine parmağınızı soktuğunuzda dalga dalga yayılmaya başlar. Önemli olan parmağınızı o suya sokabilmek. O mutlaka bir yerlere gidip, dokunacaktır.

Egoma yenilmem

- Mankenlik, oyunculuk ve şimdi de sunuculuk. Hangisine daha ait hissediyorsunuz kendinizi?

- İlk defa televizyonda tam da istediğim gibi programlar yapıyorum. Bu işi bırakmayı hiç istemem. Ama oyunculuğun da yeri ayrı, çok da uzakta değil. Ancak bu işi bırakıp tekrar setlere dönebilmem için programdaki gibi bir heyecanı duyabileceğim proje gelmesi gerekiyor. Kapılarımı kapatmış değilim ama artık mutlaka aynı tatmini arıyorum.

- Haberciliğe kaymayı düşünüyor musunuz?


- Hiç öyle bir planım ve hayalim yok. Zaten o işi yapan çok başarılı isimler de var.

- Peki “Nasıl olur da Afiş programını sunar?” diyen bir kitle de var, sevgilisi Cüneyt Özdemir sayesinde orada” diyen de. Eleştirileri nasıl karşılıyorsunuz?

- Eleştiriler var, zaten olması da gerekiyor. Ama ben kendime inanıyorum. Gerçekten çok emek harcıyorum ve çok çalışıyorum. Herkes için her şey söylenebilir, hele ki göz önünde bir insansanız. Bense olumlu şeyleri görerek yaşıyorum hayatımı. Çünkü siz ne yaparsanız yapın, isterseniz ağzınızla kuş tutun, kötü düşünecek insan düşünür, önüne geçemezsiniz.

- Benim derdim kendimle diyorsunuz yani.

- Evet, ben tatmin olayım yeter. İnsanların ne söylediği elbette önemli ama asıl önemlisi kafamı yastığa koyduğumda içimin rahat olmasıdır. Hak ettiğim için burada olduğumun farkındayım. Ben kendi sorumluluğumu taşıyorum.

- Bir röportajınızda “Artık daha güçlüyüm” demişsiniz.


- Tabii ki her geçen gün yaşadığınız iyi kötü tecrübelerle daha da güçleniyorsunuz. Ne kadar kırılgan görünsem de içimde çok dirayetli ve sağlamımdır. Düşersem de hemen kalkmasını bilirim. İçimde çatışmalarım yoktur. Egoma yenilmem. Sahip olmaya çalıştığınız şey, gün gelip sizin sahibiniz olmamalı. Bu da iç dengenizin sağlam olmasıyla alakalı. Ben çok mutlu bir hayat yaşıyorum.

- Hayatınızda, hele de bu yaşlarda neyi yakalamanın peşindesiniz?


- Kariyerim çok önemli. 5-10 yıl sonrasını düşünerek hareket etmek durumunda olduğumu hissediyorum. Günü kurtarma derdinde değilim. Zaten öyle olsaydı bugün bu kadar çalışıyor olmazdım. Uzun vadede düşünüyorum ve artık daha seçici olmak gerektiğine inanıyorum. Özel hayatımda da çok planlı hareket etmiyorum. Çünkü duyguların hesabı olmaz.

- Peki yarına dair hayalleriniz?


- Güzel ve mutlu bir aile kurmayı isterim. Ama onun için de evlenmem şart değil. Mesela B planı olarak kız arkadaşlarımla beraber adada bir taş evde yaşayabileceğimi dahi düşünüyorum. Önemli olan insanın kendi mutluluğudur. Artık çok farkındayım. Çaba göstermek başka şey, kendinden ödün vererek hırslanmak başka. Kalpten hissetmeyi önemsiyorum.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler