Hakan Günday "Daha" romanı ile Economist'te

İnsan Tacirleri hakkında öngörülü bir roman: Hakan Günday’ın Türkiye’deki insan tacirlerini konu alan Daha romanının; hayatı erken tanımış, huzursuz anlatıcısı, daha ergenlik çağlarında olmasına rağmen, bir depoda kilitli otuz üç Afgan mültecinin kontrolünü eline alır. Yarattığı bu küçük ülkenin tanrısı haline gelerek otorite ve kontrolün, insan çaresizliği ile karşılaştığında nelere evrildiğini gözlemler. Gözlemlerinin sonucunda anladığı, bir liderin etkin olabilmesinin sürdürülebilir kriz ortamı yaratmaktan geçtiği olur. Bir liderin gücü elinde tutmasının formülü, hiç tükenmeyen umut ve hiç tükenmeyen korkunun birleşimi ile oluşur.

Hakan Günday
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.12.2016 - 17:30

Hırslı, sürükleyici fakat taviz vermez bir biçimde kasvetli Daha’nın ileri sürdüğü fikir, Asya’nın ve Ortadoğu’nun savaşlarda harap olmuş ülkelerinden Avrupa’ya kaçan göçmenlerin de bir tür sürdürülebilir kriz haline gelmiş olduğu. Türkiye’de 2013’te basılmış olmasına rağmen, Günday’ın bir insan tacirinin ağzından anlattığı romanı geçmişte geçiyor. Mart 2001’de Bamyan Buda heykellerinin Taliban tarafından yıkıldığını öğrendiğinde ise çoktan bu meslekten kurtulmuş durumda.

Romanın yara almış anti-kahramanının ismi Gazâ. Gazâ, dokuz yaşındayken baba mesleğine yani kamyonlarla Türkiye’nin bir ucundan öbür ucuna insan hayatı taşımaya başlıyor. Günümüzün gazete manşetlerinden alınmış bir hikayeden ziyade bir tarihi kurgu olarak ilerleyen roman, Gazâ’nın şahit oldukları aracılığı ile mülksüz bırakılmışların göçlerinin, Afganistan’daki kaos ortamının gibi dünyanın demirbaşları haline geldiğini gösteriyor. Bu sonu gelmez tehlike ortamında ise her zaman, Gazâ gibi ve Gazâ’nın şeytani babası gibi figürler “cehennemden kaçanları” cennete taşıma vaadi ile bekliyor olacak.

Hakan Günday, yaşadığı travmalar sonucunda duygusal çöküntü yaşayan bu genç karakter ile kurtlar arasında yetiştiğinden kurda dönüşmek zorunda kalmanın, zeki bir oğlana ne kadar zarar verebileceğini ölçüyor. Çevirmen Zeynep Beler ise bu karaktere gücü ve yoğunluğu ile yakan bir ses ödünç vermiş. Şiddet betimlemeleri ve kamyonda taşınanlar arasında hırsızların, katillerin, tecavüzcülerin ve çocuk tacizcilerinin de olduğuna dair yapılan vurgu ile Daha, moralinizi yükseltmeyi reddediyor. Günday’ın sert, saldırgan dili ve bir yazar olarak marifetini gözler önüne serdiği paragraflar – örneğin, Gazâ’yı bir ceset yığının altında bırakam kamyon kazası – akla Oliver Twist’i değil de Irvine Welsh’i veya William Burroughs’u getiriyor. Gazâ, asla bir melek değil fakat o da, etrafımızı sarmış savaşın göbeğindeki talihsiz bir çocuk asker olarak; taşıdığı “et” kadar mağdur.

http://www.economist.com/news/books-and-arts/21711858-prescient-novel-about-pressing-problem-people-smugglers


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon