Hüseyin Çapkın: FETÖ'cü polisler beni sırtımdan bıçakladı
15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklanan Eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile Eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın da aralarında bulunduğu 14'ü tutuklu 15 eski vali ve kaymakam hakim karşısına çıktı. Hüseyin Çapkın'ın da aralarında bulunduğu 15 sanığın yargılamasında 5 eski kaymakam ve valinin savunması tamamlandı. Duruşmaya yarın devam edilecek.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu karşısında bulunan salondaki duruşmada 13 sanık hazır bulundu. Mutlu ile Çapkın sanık sandalyesinde ön sırada yan yana oturdu. Mahkeme başkanı, kimlik tespitinin ardından sanıklar hakkında iddia edilen suçlamaların özetini okudu. İlk savunmayı, Eski Kadıköy Kaymakamı Birol Kurubal yaptı.
FETÖ'nün mülkiye yapılanmasına yönelik Eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile Eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın da aralarında bulunduğu 15 sanığın yargılamasında 5 eski kaymakam ve valinin savunması tamamlandı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu karşısında bulunan salonda başlayan duruşmada 13 sanık hazır bulundu. Duruşmada sanıklar iddianamedeki sıraya göre savunmalarını yaptı. İlk savunmayı Eski Kadıköy Kaymakamı Birol Kurubal yaptı.
Mahkeme başkanı daha sonra sanıklara “Biz burada kimse hakkında önyargıya sahip değiliz, bundan emin olabilirsiniz. İddianamedeki suçlama neyse savunmalarınızı ona göre yapınız. Savunmanızı detaya boğmayınız” dedi.
"O DÖNEM SUÇ SAYILMAYAN DERNEĞE YAPILAN BAĞIŞ, BUGÜN SUÇ SAYILIYORSA, DEVLETİN VATANDAŞA TUZAK KURDUĞU ANLAMINA GELİR"
Tutuklu sanık Kurubal, 25 yıllık görev hayatı boyunca herhangi bir ceza ve idari soruşturma geçirmediğini aksine takdir belgeleriyle ödüllendirildiğini söyleyerek Kadıköy Kaymakamlığı'na atanmasının da kendisinin talebi doğrultusunda gerçekleşmediğini söyledi. FETÖ ile iltisaklı derneklere bağışta bulunduğu yönündeki suçlamaya yönelik şunları söyledi;
"Eşim, Kimse Yokmu Derneği'ne 2011 yılında 2 adet SMS atarak bağışta bulundu. Ancak o tarihte söz konusu dernek, Bakanlar Kurulu Kararıyla 'kamuya yararlı dernekler' statüsünde bir dernekti ve resmi gazetede de yayınlanmıştı. Ayrıca, dönemin yöneticileri de bağışta bulunulması konusunda teşvik edici açıklamalar yapıyordu. O dönem terör örgütü ile bağlantısı ortaya konulmamış bir derneğin bugün terör örgütü olarak gösterilerek bizlerin suçlanması, devletin vatandaşına tuzak kurması anlamına gelir" dedi. Kurubal, HTS kayıtlarında görüştüğü kişilerin ise tamamının meslektaşı olduğu çoğunun da şuan burada olduğunu söyledi.
AVUKATI KAPALI DURUŞMA TALEP ETTİ
Çapkın, savunmasına başlamadan önce avukatı Fahrettin Karagöz mahkemeye, görüntülü ve sesli delil dinleteceği gerekçesiyle duruşmanın kapalı görülmesini talep etti. Mahkeme avukat Kocagöz'ün bu talebini CMK'nın 182 ve 206/2 a-b maddeleri gereğince reddine karar verdi. Daha sonra savunmasını yapan Çapkın, MİT krizinden 17 Aralık kumpasının nasıl erkene çekildiği ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
"TIPKI YAVERLERİN GENERALLERİ DERDEST ETTİĞİ GİBİ FETÖ'CÜ EMNİYET MÜDÜRLERİ DE BENİ SIRTIMDAN BIÇAKLADILAR"
Hakkında yeterli delil ve ifade olmadığı halde örgütün hiyerarşik yapısında yer aldığı iddiasıyla hakkında ağır ceza istendiğini belirten Çapkın, şunları anlattı: "Bylock kullanmadığım, çocuğumu iltisaklı okullarda okutmadığım, Bank Asya'ya para aktarmadığım net bir şekilde ortaya çıkmıştır. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimi yaşandıktan sonra FETÖ ile ilgili elde edilen bilgi ve birikime bakılarak, benim 17 Aralık 2013'ten önce bunları bilmememin hayatın olağan akışına aykırı diye suçlanmamı anlamış değilim. 15 Temmuz'da görüldü ki en tepedeki generalin yılarca yanlarında çalıştırdığı yaverler, subaylar tarafından silahla zor kullanarak derdest edildiler. Tıpkı beni de sırtımdan bıçaklayan FETÖ'cü polis müdürleri gibi. Ben bunları neden tespit edemedim diye suçlanıyorum hem de en ağır şekilde" dedi.
Çapkın, "Mehmet Yeşilkaya (FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu KOM dairesi eski başkanı) ifadesinde 17 Aralık operasyonun olduğu sabah beni aradığını ancak telefonumun kapalı olduğunu söylemiş. Meslekten gelen bir alışkanlıkla telefonum aldığım günden itibaren 24 saat hep açıktır. 17 Aralık'tan sonra Yakub Saygılı ve Nazmi Ardıç (FETÖ'den tutuklu eski emniyet müdürleri) "Biz yolsuzluk operasyonu yaptık, darbe yapmadık. Hatta operasyonları haber vermediğimiz müdürümüz bile bize hak verdi" diye kendi kanallarında açıklamalar yaparak beni de kendi yanlarındaymış gibi göstermeye çalıştılar. Benim, "Bunlar beni sırtımdan vurdular" diye yaptığım açıklamam manşetten yayınlanınca ise Nazmi Ardıç, 'Sen öyle yaparsan al sana… Biz zaten batmışız, seni de yakarız' şeklinde tutuklandıktan sonra resmi ifadeler vermeye başladılar. Kim bilir hangi abilerinden emir aldılar" dedi.
Çapkın, "Mehmet Yeşilkaya bunların hemen görevden alınması gerektiğini asla söylemedi. 'Bunlar böyle böyle bir şey yapacaklar hemen görevden alalım' dese alırdım, niye almayalım ki? Almazsam o zaman bana FETÖ'cü de desinler başka bir şey de desinler" diye konuştu.
Mahkeme başkanının, "Sizin bunları görevden alma yetkiniz yokmuydu?" şeklindeki sorusuna Çapkın, "Var. FETÖ'cü olduklarını o dönem bilmiyoruz ki. Ne yaptıklarını da bilmiyoruz" cevabını verdi.
"MUAMMER GÜLER İLE YAKIN OLDUĞUM İÇİN OPERASYON BİLGİSİNİ VERMEDİLER"
Çapkın, "Neden operasyon bilgisini bana vermediniz diye sorduğumda, 'mevzuat öyleydi, savcı öyle talimat verdi' diyorlar. Çünkü kendilerinden olmadığımı biliyorlar. Ben İçişleri Bakanı Muammer Güler ile çok eskiden tanışırım. Gaziantep'te birlikte çalıştık. Çocukları elimde büyüdü. Bunların bir yanlışını görürsem çocukları çağırır tokatlayacağımı bilirler. O kadar yakınım. Telefonlarımızı mutlaka dinledikleri için bunları biliyorlardı. O nedenle operasyonun bilgisini vermediler. Şimdi bunları dinlediklerini hiç bana söylerler mi? Geldiğimiz noktada bakıyorum kripto bir örgüt, bir yapı çıkıyor karşımıza. Hiç klasik polis gibi değillerdi" şeklinde konuştu.
Çapkın, 17/25 Aralık kumpas soruşturmasına ilişkin şöyle dedi:
"17 Aralık öncesiydi. İçişleri Bakanı Muammer Güler aradı. 'Rıza Sarraf denilen iş adamının kendisini arayarak, etrafında kılıksız şahıslar gördüğünü, hayati tehlike derecesinde korktuğunu' söylediğini aktararak bu durumu araştırmamı istedi. Ben de İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal'a söyledim. O da ekipleriyle Sarraf'ın gittiği yerlerde araştırma yaptı. Meğer Mali Şube de Rıza Sarraf'ı o günlerde takip ediyor ve operasyona hazırlık yapıyorlardı. Mali şube, İstihbarat şubesindeki polisleri görünce düşman görmüş gibi olmuşlar. Sonra da bu kripto operasyonları bozulacak endişesi ile operasyonu erken yapmaya karar verdiler. İstihbarat Müdürü hakkında da soruturmayı sekteye uğrattığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundular. İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal da görevi benim verdiğimi söyledi. Ona bu görevi ben verdiğim için de sonrasında bana ulaşarak beni de tutuklamak istediler. Alelacele operason yapmalarının sebebi istihbarat ekiplerini fark etmeleriydi"
"MUAMMER GÜLER BENİ ARADI"
Operasyon olduğunda İçişleri Bakanı Muammer Güler'in kendisini aradığını dile getiren Çapkın, "Ben de şaşkınım bilgim yok dedim. İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal'ı aradım onun da bilgisi yoktu. Nazmi Ardıç'ı aradım 'bizim operasyonumuz' dedi. bağırdım çağırdım, yanıma gelmelerini söylerim. O ve Yakup Saygılı, olayın patlayacığını tahmin etmişler ki takım elbise ile yanıma gelmişlerdi hatta bilgi notunu bile hazırlamışlardı" diye konuştu.
Çapkın, burada eski İçişleri Bakanı Güler'in tekrar kendisini aradığını, sorulan sorulara söz konusu iki şube müdürlerine sorarak Güler'e cevaplar verdiğini belirterek, şöyle devam etti: "İkisine 'bu durum sizi yakacak' dediğimde, Nazmi Ardıç, 'Herşeyi göze aldık' dedi. Saygılı da başını salladı. Herşeyi göze alarak, amirlerinden habersiz savcılarla birlikte dar bir kadro ile bunu yaptıkları ortala çıktı. Tarihte ilk kez poliste bir paralel bir yapılanmayla yüzyüze geldiğimizi anladık. Daha sonra tüm Türkiye'de karşılaştık"
"ERDOĞAN 'İDRİS'E SÖYLEYİN ÜÇÜNÜ DE GÖREVDEN ALSIN' DEDİ"
Çapkın, "Başbakanımız ikinci ameliyatına gireceği gün Erol Demirhan ile Yurt Atayün ellerinde bir kararla geldiler. Savcılık mı mahkeme mi hatırlamıyorum. MİT krizinden bir gün önceydi. Kararda Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu üst düzey MİT görevlilerinin telefonlarının dinlenmesi isteniyordu. Bunu görünce çıldırdım... 'Siz iki kurumu birbirine mi düşüreceksiniz. Bu aklı savcıya yoksa siz mi verdiniz' diye bağırdım. Sonra da savcıya gidip nasıl aldıysanız o şekilde bu kararı kaldırın dedim. Ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kısıklı da görüştüm. Konuyu anlattım. Dinleme kararını gösterdim, şaşırdı. 'İdris'e söyleyin (Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin) üçünü de yani Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün ve Erol Demirhan'ı görevden alsınlar' dedi. Ancak o dönem FETÖ ile mücadele sert olmadığı için bu üç müdür de Ankara'da farklı görevlere getirildi. Bir süre sonra Yurt Atayün İstanbul'a idari kararla geri döndü" dedi.
FETÖ'cü olmadığını belirten Çapkın, "Dört buçuk yıl İstanbul Emniyet Müdürlüğü yaptım. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yan yana çalıştım. FETÖ'cü olup olmadığımı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sorsunlar. Eğer FETÖ'cü derse savunma yapmayı bırakacağım. 1984 yılından beri beni kim hangi göreve getirmiş bellidir. Şükür hepsi yaşıyor. Tanık olarak dinlenebilirler" dedi.
"BEN MÜLKİYELİ DEĞİLİM Kİ, MÜLKİYE YAPILANMASI İÇİNDE OLAYIM"
"Hüseyin Avni Mutlu ile 3 yıl vali emniyet müdürü olarak çalıştım. 3 yıl içinde bayramda kandilde 7-8 kez telefon görüşmüşüm. Bence az bile yapmışız. Benim ihmalimin olduğunu düşünüyorum. Ben mülkiyeli değilim ki, mülkiye yapılanması içinde olayım. Çocukluğumdan beri polisim. FETÖ parlatması bir kaymakam hiç olmadım hep polistim" dedi.
DURUŞMA ERTELENDİ
Eski emniyet müdür Hanifi Avcı'nın bir televizyon programında kendisiyle ilgili FETÖ ile ilgisinin olmadığını söylediğini beliren Çapkın, Avcı'nın bu ifadelerinin dosyaya delil olarak girmesini talep etti. Çapkın, savunmasını sonunda tahliyesini ve beraatini istedi. Duruşma yarına ertelendi.
İDDİANAMEDEN...
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosu savcısı Emine Koçak tarafından hazırlanan iddianamede 15 sanık hakkında, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. Sanıklar hakkında ayrıca "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan ise 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
İddianamede, Hüseyin Avni Mutlu'nun, 7 Şubat'ta MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılmasından bir gün sonra, FETÖ üyesi kamu görevlilerini İstanbul emniyetinin İstihbarat, Terör ve KOM gibi kritik birimlerinin başına getirilmesini sağladığı, yapılan bu atamaların da örgüte üye kamu görevlilerinin devlet aleyhine başlatmış oldukları 17/25 Aralık kumpas soruşturması ile Selam Tevhid kumpas soruşturmalarını devam ettirmeye yönelik olduğu, ayrıca soruşturmaların sızmamasını sağlamaya çalışıldığı belirtiliyor.
İddianamede Hüseyin Çapkın da, FETÖ üyelerinin emniyetin kritik birimlerinin başına getirilmesine onay vermekle suçlanıyor. Çapkın, 3 Eylül 2016'da tutuklanmış, avukatının itirazı üzerine 8 Kasım 2016'da tahliye edilmişti. Hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulan Çapkın, iddianamenin tamamlanıp gönderildiği 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yeniden tutuklanmasına karar verilmişti.
İddianamede şüphelilerden eski Bağcılar Kaymakamı Fatih Şahin, eski Rize ve Çorum Valisi Nurullah Çakır ve eski Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşcan'ın Bylock kullandığı tespitine yer verildi.
Sanıkların isim listesi ise şöyle :
1-Eski Kadıköy Kaymakamı Birol Kurubal
2-Eski Bağcılar Kaymakamı Erdal çakır
3-Eski Muğla Valisi Fatih Şahin
4-Eski Sancaktepe Kaymakamı Feyzullah Özcan
5-Eski Mülkiye Başmüfettişi Gürkan Polat
6-Eski İstanbul Vali Yardımcısı Haluk Nadir
7-Eski İstanbul Emniyet müdürü Hüseyin Çapkın
8-Eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu
9-Eski Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Mürteza Balcı
10-Eski Artvin ve Hakkari Valisi Necmettin Kalkan
11-Eski Rize ve Çorum Valisi Nurullah Çakır
12-Eski Pendik Kaymakamı Osman Tunç
13-Eski Mülikye Başmüffettişi ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Genel Sekreteri Yılmaz Kurt
14-Eski Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşcan
15-Eski Denizli Valisi Abdülkadir Dem
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Emekliye iyi haber yok!