İki buçuk savaş!

Türkiye 'milli askeri stratejik konsepti'ni yeniledi, 'savaş konsepti'ni değiştirdi.

İki buçuk savaş!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.10.2012 - 07:47

Komşularıyla “sıfır sorun” politikası öncesinde yalnızca bölge ülkelerinden Yunanistan’ı “dış tehdit” olarak kabul eden ve PKK terörüyle mücadele eden TSK, bu kapsamda uyguladığı “1.5 savaş konsepti”ni değiştirmek zorunda kaldı. Suriye sınırında “savaş durumu”na geçen Türk Silahlı Kuvvetleri, “İki buçuk savaş konseptine” döndü. Bu konsept, terörle mücadelenin yanı sıra aynı anda Suriye ve Yunanistan olmak üzere iki cephede savaşı öngörüyor.

Türkiye, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanması ve Suriye ile Adana Mutabakatı’nın imzalanmasının ardından, Soğuk Savaş döneminde uyguladığı 2.5 savaş konseptini sonlandırmış ve 1.5 savaş konseptine geçmişti. Suriye’nin 22 Haziran’da Türk RF-4 uçağını düşürmesi ve bu ülkedeki iç çatışmalar nedeniyle Türkiye topraklarına bombalar düşmesi, TSK’nin Suriye sınırına yığınak yapmasıyla noktalandı. Suriye’den Türkiye’ye yönelik her ateşe “misliyle” karşılık veren TSK’nin milli askeri stratejik konseptini de (MASK) yeniledi.

Türkiye’nin yeniden döndüğü 2.5 savaş konseptinde, Suriye bir numaralı, Yunanistan ise iki numaralı tehdit oldu. Terörle mücadele ise konseptin “buçuk” ayağını oluşturuyor. Konsept değişikliğinin ilk sinyalini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Harp Akademileri Komutanlığı’nda yaptığı konuşmada vermişti. Gül, Suriye’de akan kanın devam ettiğini, Irak’ta mezhepsel temelde siyasi istikrarsızlık yaşandığını, İran’ın nükleer programı çerçevesinde odaklanan gerilimin sıcak bir çatışmaya dönüşme ihtimali bulunduğunu belirterek “Stratejilerimiz bakımından yeni yansımaları olması kaçınılmazdır” vurgusunda bulunarak şunları söylemişti:
 


‘Askeri hazırlık zorunluluk’

“Yakın komşularımızda cereyan eden bu istikrarsızlık ortamı, bölgesel ve küresel güç mücadelesinin provasının yapıldığı yeni bir Soğuk Savaş sahnesine dönüştürülmek istenmektedir. Bölgedeki gerilimin sıcak çatışmalara veya iç savaşa sebep olması durumunda, yeni bir belirsizlik ve kaos ortamının doğması yüksek bir ihtimaldir. Bu şartlar altında, Türkiye’nin gelişmeleri uzaktan izleme lüksü de yoktur. Türkiye için diplomatik aktivizm ve askeri hazırlık bir seçenek değil, zorunluluktur. Yakın bölgemizde cereyan eden bu tehdit ve risklerin güvenlik stratejilerimiz bakımından yeni yansımaları olması da kaçınılmazdır. Bu nedenle, gelişmeleri sınırlarımızın ilerisinde yönlendirebilecek strateji ve yeteneklere sahip olmak mecburiyetindeyiz.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon