İnce: Vicdansız adam, utanıyorum!

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Antalya’da partisinin Konyaaltı Belediyesi’ne ait Siteler Kapalı Pazar Yeri ve Muratpaşa Belediye Başkan Adayı Ümit Uysal’ın seçim bürosunun açılışlarına katıldı. Başbakan Erdoğan’a 30 Mart’ta yüce divan yolu göründüğünü belirterek söze başlayan Muharrem İnce, asıl mesleğinin fizik öğretmenliği olduğunu belirterek, ‘uzun boylu’ olarak tanıttığı Başbakan Erdoğan’a bir öğretmen olarak karne vereceğini açıkladı. Uzun adam olarak nitelendirdiği Başbakan Erdoğan’ın camdan konuşunca kültürlü, candan konuşunca küfürlü biri olduğunu belirten Muharrem İnce, uzun adamın bir gün kürsüye çıkıp, prompterdan okurken bozulduğunu anlatarak, şöyle konuştu:

"Anlatıyor, ‘Romen Dyojen gülle gülle saldırıyordu Alparslan’a 1071’de, Alparslan da Allah Allah nidalarıyla saldırıyorlardı’ diyor. Ya 1071’de top var mı da gülle gülle olacak. Bu adamın tarih bilgisi sıfır. Gelelim beden eğitimine, bu adam eski futbolcuydu, beygire bindi düştü, beden eğitimi de sıfır. Yine prompter arıza yapmış bir gün, ‘ey CHP sen Çanakkale Savaşı’na karşı çıkmadın da Suriye’ye karşı çıkıyorsun’ diyor. Ya Çanakkale’nin yerini ya da tarihi bilmiyor. Çünkü Çanakkale Savaşı 1915, CHP’nin 1923. Coğrafya da sıfır. Meydan meydan geziyor diyor ki, ‘bu örgüt, paralel yapı, çete’ diyor, paralel iki doğru birbirini kesmezse, sonsuza keserse bu ikisi birbirine paraleldir. Ama sen cemaatle önceden kesişmiş, beraberdin. Hatta ‘ne istedin de vermedik’ diyordun. Demek ki sen paralelin ne olduğunu da bilmiyorsun matematikte, geometri de sıfır. Müzik? Sandıkta oyumuzu çaldılar, hazineden paramızı çaldılar, çocuklarımızın sınavda sorularını çaldılar, gazetelerin manşetlerini çaldılar, mitinglerde kalabalıkların ardına adam ekleyip görüntüleri çalıyorlar. Her şeyi çalıyorlar, acaba müzikte ne çalacaklar dedim, Dombra’yı çaldılar, seçim müziği de çalıntı çıktı. Müzik de sıfır. Dedim ki din kültürü ve ahlak bilgisinden kaç verelim buna? Evinde Eurolar çıkarsa, yetim hakkı yerse, ‘sıfırla çocuğum sıfırla’ derse, bu da kul hakkı var demektir, din kültüründen de sıfır. Kimya, milletin kimyasını bozdu. Zaten kimya deyince bunun aklına gelen tek şey biber gazı, kimyadan da sıfır. Türkçe, 60 yaşına geldi hala daha CHP demesini öğrenemedi, ’CeHaPe’ diyor. Biz sana ‘AKAPE’ diyor muyuz, Türkçe de sıfır. Yabancı dil 1, sıfır değil, one minute demesini biliyor. Fizik, bunun boyuna posuna aldanmayın çünkü içi kof, bunları ancak korkak yapar."

HARAM PARAYA EL SÜRMEZ PARA SAYMA MAKİNASI VAR

Diktatörler, faşistler, tek adamların kendileri şiddet uygulayabilmek için gençlerin şiddet uygulamasını isteyeceği yönünde uyaran Muharrem İnce, "Çünkü kendi elinde daha fazla şiddet vardır. O zaman kendi şiddetine bahane bulur. Sakın ha bunun oyununa gelmeyin, sağı solu kırar, cam çerçeve indirirseniz bu uzun adamın oyununa gelirsiniz. Bunu yapmayın. Faşistlerin, diktatörlerin en hoşlanmadığı şey mizahtır. Bir zeka işidir mizah ve çünkü faşistlerde zeka yoktur. Bunlarla kafa yapacaksınız. Bak mesela diyor ki, ‘bunların Müslüman olduğuna şahitlik ederim’ diyorum. ‘Nasıl edersin’ diyor. Diyorum ki, ‘ayakkabı kutu var, içinde dolar var, yatak odasında kasa var, içinde euro var, yanında da para sayma makinası var. Niye, Müslüman adam haram paraya el sürmez, çünkü yanında para sayma makinası var" dedi.

BAŞI DİK ÇÜNKÜ BOĞAZINA KADAR PİSLİĞE BATMIŞ

Yolda gelirken uzun adamın bir afişini gördüğünü ve üzerinde ‘başı dik’ yazdığını anlatan Muharrem İnce şunları söyledi: "Başı dikmiş, bir insan boğazına kadar pisliğe battı mı başı dik durur. Oğlanla konuşuyor sabah 8’de, başlarken ve biterken selamün aleyküm, ama arada dolarlar, Eurolar, arsa ihale. ‘Ne yaptın’ diye soruyor, ‘anlamadım babacığım’ diyor. 7 dakikada zor anlattı derdini, ömrünü yedi. Bakanın oğlu öyle mi? Bakan telefon açıyor bir dakikada anlıyor. Eğer küçük olsaydı, kesin onu caminin avlusuna bırakırdı. ‘Sıfırladın mı’ diyor, ‘neyi babacığım, oğlum işte şeyi, Ahmet’e, Faik’e, eniştene, amcana verdin mi’ diyor. ‘Arttı küsuratlar var’ diyor, ‘onlarla da villa al’ diyor. Çocukken anam beni bakkala gönderir, ekmek, gaz yağı alırdım, 25 kuruş artardı onla da sakız al derdi. Geriye ne kadar artmış 30 milyon Euro, 90 trilyon."

30 milyon Euro’yu fizik öğretmeni olarak hesapladığını anlatan İnce, "200 liralık banknot yapsak, 100 tanesi bir paket yapar ve toplam 4 bin 500 paket. 100 liradan olsa 9 bin paket. Tanesi 100 gram olsa toplam 900 kilogram. Eşek yüküyle çalmışlar diyordum ama hesaplayınca değiştirdim. Eşek 900 kiloyu taşıyamaz kamyonla çalmışlar. Biraz dişimizi sıkarsak bunları elvedacı yaparız. Bunlarda her numara var. Ayakkabı mağazası gibi 34’den 53’e kadar her kalıba giriyorlar, bir adam olamıyorlar" dedi.

‘SENİNLE AYNI MEZHEPTEN OLMAKTAN UTANIYORUM’

Berkin Elvan’ın, Tunceli’de kalp krizi geçiren polis Ahmet’in, İstanbul’da vurularak öldürülen Burakcan’ın da bu ülkenin evladı olduğunu belirten Muharrem İnce, "Hepsi bu ülkenin evladı. Biz bunların hepsine gözyaşı döker üzülür, yüreğimiz dağlanır. Biz o uzun adam gibi değiliz. O vicdansız uzun adam 14 yaşındaki çocuktan bile intikam almaya çalışıyor. Ailesine başsağlığı bile dilemedi bu vicdansız adam. Bu cüzdanı kabarık, vicdanı şımarık adam, 14 yaşındaki çocuğun ailesine neden başsağlığı dilemiyorsun, Alevi olduğu için mi? Bu soruyu soralım, sormaktan korkmayalım. Bu soruyu Aleviler değil Sünniler sorsun, ‘sen utanmıyor musun’ desin. 34 genç, çocuk Uludere’de öldü bombayla, Kürt çocukları öldü. Onlar bu memleketin evladı. İsterse Alman, Rus, İngiliz, Alevi veya Sünni olsun hiç farketmez insan bunlar, çocuk bunlar. Vicdansız adam. 14 yaşındaki çocuğun, 16 kiloya düşmüş, 269 gün komada kalmış bu çocuğun ailesine başsağlığı dilemiyorsun. Mezhebinden dolayı mı dilemiyorsun? Seninle aynı mezhepten olduğum için utanıyorum" diye konuştu.

BİZ SANA SUCUK MÜDÜRÜ DEDİK Mİ?’

Muharrem İnce, Muratpaşa’daki konuşmasında ise Başbakan Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik 'genel müdür' sözlerini hatırlatarak konuşmasını şöyle tamamladı: "Sen sucuk fabrikasında muhasebeciydin, biz sana ‘sucuk müdürü’ dedik mi? Hatta o sucuk fabrikası da battı. Uzun adamın bir görevi daha var İETT’de. O zamanlar 45 yaşın üzerindekiler bilir, asansör hayatımıza yeni girdiğinde, bir görevli vardı asansörde ve millet düğmeye basmasını bilmez, asansörün başındaki adam düğmeye basar, yukarı çıkar inerdi. Bu arkadaş o zamanlar asansörde düğmeye basan adamdı, asansör müdürüydü."