İstanbul’un rayları ondan soruluyor

İBB Raylı Sistem Daire Başkanı Doç. Dr. Pelin Alpkökin: Raylı sistemle sadece insan taşımak değil, istasyon çevrelerini ve yol güzergahlarını da düzenlemek, güzelleştirmek istiyoruz.

İstanbul’un rayları ondan soruluyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.05.2021 - 16:02

Fotoğraf: Vedat Arık

"En büyük merakım tüneller, altyapı projeleriydi. Bu nedenle inşaat mühendisi oldum” diyor İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Raylı Sistem Daire Başkanı Doç. Dr. Pelin Alpkökin. Sonrası raylı sistemlerin merkezi Japonya'da yüksek lisans ve doktora. İTÜ’de uzun yıllar öğretim üyeliği. Şimdi ise İstanbul'daki metro hatlarına yön veriyor. En büyük hayali İstanbul’un 12 ilçesinden geçecek, doğudan batıya saatte 160 kilometre sürat yapacak Hızray projesini hayata geçirmek. 233 kilometre ile aldıkları raylı sistemleri 2 yıl dolmadan 263 kilometreye çıkarmışlar, şu anda 75 kilometrelik inşaat ise sürüyor.

“Ray işi gönül işi” diyen, Doç. Dr. Pelin Alpkökin ile İstanbul’un metro ağını ve hayallerini konuştuk.

- İnşaat mühendisliği, ardından ulaştırma yüksek mühendisliği, Japonya’da doktora hayalinizdeki iş mühendislik miydi?

Tüneller, köprüler, zeminin altına meraklıydım. Yine dünyaya gelsem inşaat mühendisi olurdum. Sonra bu işin stratejisini, planlarını, fizibilitesini, mekanik analizlerini yapmaya ilgi duydum. Master ve doktorada bu şekilde ilerledi. Farklı kültürlere dillere meraklı olduğum için Japonya'da eğitim almayı tercih ettim.

- Zor olmadı mı Japonya?

Raylı sistemlerin en gelişmiş teknolojileri görmek istiyorsanız Japonya’ya gitmeniz lazım. Giderken tek kelime Japonca bilmiyordum. Kendi sınırlarımı da görmek zorlamak için Japonyayı tercih ettim. 6 yıl orada kaldım. Sona İTÜ beni çağırınca ağlayarak geri döndüm.

Akademisyenken iyi derece Japonca bildiğim için Marmaray projesinin boğazın altından geçen tüp tünel kısmı dahil birçok projede danışmanlık yaptım.

- Sonra danışmanlık yaptığınız projelerin başına geçmek... İBB’den teklif gelince karar verme süreciniz zor oldu mu?

Çok zor oldu tabi ki. Daha önce de belediyelerle bazı projelerin planlanması ve fizibilitelerinde danışmanlık yapmıştım. Tabi işin birebir içinde olmak çok farklı bir şey. Buradaki projeleri sıkıntılarını, teknik finansal sorunlarını vs. Bilmiyorduk, korkulan bir tablo ile karşılaşmak da var. Akademisyen olup bir anda o şapkayı değiştirip tamamen birebir faaliyetin içine girmek var. Başarısız olmak gibi şansınız da yok. Tüm bunları çok düşündüm. Çalışmaktan korkan biri değilim. Temmuz 2019’da başladım.

Pelin Alpkökin, Şehriban Kıraç'a konuştu.

- Geldiğinizde korktuğunuz gibi bir tablo var mıydı?

Korkularımızın çok ötesinde daha kötü bir tabloyla karşılaştık. Geldiğimizde sadece 2 projenin kredisi vardı. Onlar da teknik sorunlardan dolayı çok az ilerliyordu. Tüm projeler durmuştu. Şantiyelerin etrafları çevrilmiş, imalat yok. Hiç finans yoktu. Ciddi bir borç vardı ve motivasyon da yoktu.

RAYLI SİSTEM GÖNÜL İŞİ

- Sonra nasıl aştınız o zorlukları?

Vakit nasıl geçti hiç anlamadım. Ben genel sekreter arkadaşımla İBB’nin kapısından ilk içeri girdim kimsiniz dediler, adımızı söyledik nereye geldiniz daire başkanı ve genel sekreter dedik. Bizi yolladılar diğer genel sekreter yardımcısının odasına. Gelen giden soruyor kimsiniz diye. Söyleyince herkes şaşırdı. Sonra kolları bir sıvadık gerçekten o gün bugündür gün gece demeden çalışıyoruz.

Raylı sistem gönül işi. Bunun gecesi, gündüzü, tatili, pandemisi yok. Başladığınız sahaların, tünellerin işlemesi lazım. Ekrem başkan geldiği günden beri metrolara çok önem verdi. Kısa sürede krediler bulundu. Buradaki arkadaşlarla bir gönül bağı oluşturup bir hedefe kilitlendik.

- 2 yılda kaç istasyon bitirdiniz?

Mecidiyeköy-Mahmutbey hattını, Eminönü- Alibeyköy tramvayının da bir bölümünü açtık. 29 Mayıs’ta Ataköy-İkitelli’nin 2 istasyonunu açıyoruz. Rumelihisarı-Aşiyan füniküler hattını açacağız. Mevcut projelerle kalmadık. İstanbul’a Hızray diye bir vizyon projesi geliştirdik. Doğu batı arasında 12 ilçeden geçen çok önemli bir proje. Yeni füniküler projeleri, Sefaköy-Beylikdüzü metro projesine çalışıyoruz.

Pandemide bunları yapmak çok daha zor. Durmuş şantiyeleri tekrar ayağa kaldırmak, ekibi tekrar motive etmek zor oldu. Hedefe kilitlendik. Şimdi her şantiyeye keyifle gidiyoruz.

HERKES HOCAM DİYOR

- Şantiyelerde kadın olarak nasıl tepkilerle karşılaşıyorsunuz?

Kadın olmanın ötesinde akademisyenlikten gelmem nedeniyle herkes beni hoca olarak görüyor. Ekip arkadaşlarımızın içinde de öğrencilerim var. Üniversitedeyken öğrencilerimle de hep sıcak ilişkiler kurardım. Buradaki arkadaşlarla da arkadaş dost gibi ilişkiler kurdum. Hepimiz aynı hedefe kilitlenmiş dost ortamı içinde çalışıyoruz. Gücümüzü de bundan alıyoruz. Merkezdeki odamda hiç oturmam hep şantiyelerdeyim.

- Kaç kilometreye çıkardığınız raylı sistemi?

233 kilometreyken aldık şu anda 263 kilometreye ulaştık. İstanbul’da raylı sistemlerin toplu taşıma içindeki payı yüzde 17-18 bandında. Şu anda 75 kilometre inşaatı devam eden 10 raylı sistem hattımız var. Bunlar da tamamlandığı zaman bu oranların yüzde 30’un üstüne çıkması lazım. Şehir hatlarıyla raylı sistemlerin entegrasyonu için çalışıyoruz.

- Raylı sistemlerde İstanbul ile ilgili hayaliniz ne?

En büyük hayalimiz şu anda devam eden projelerin devreye alınması. Hızray İstanbul için çok önemli. Raylı sistemlerde ortalama hızımız 30/35 kilometrelerde. İnsanları özel otomobillerinden raylara geçmelerini sağlamak için daha yüksek hızlı ve konforlu bir sisteme ihtiyacımız var.

Raylı sistemle sadece insan taşımak değil, istasyon çevrelerini ve yol güzergahlarını da düzenlemek, güzelleştirmek istiyoruz.

- Ekrem İmamoğlu ile çalışmak kolay mı?

Ekrem başkanı daha önceden tanımıyordum. Hakikaten olduğu gibi bir insan. Bizlerin düşünce ve görüşlerine çok değer veriyor. Çok hızlı ve enerjik. Onun yaptıklarından çok şey öğreniyoruz.

ŞANTİYELERDE KAHVALTIYI ÖZLEDİK

- Zor bir iş yapıyorsunuz, şantiyeler, testler, metro... tatil günlerinizde ne yaparsınız, var mı bir hobiniz?

Eskiden internete girer hangi şehire ucuz bilet var, alır sırt çantasıyla giderdim. Şimdi bunu yapamıyoruz. En büyük hobim dalgıcım. Pandemi dolayısıyla da yapamıyorum, ama işim de çok yoğun.

Her şantiyede çardaklarımız var. Şantiyelerin geleneğidir; proje belli bir başarıyı yakaladığında sabah kahvaltıları olurdu, mangallar yapılırdı. Pandemiden sonra umarım bunları yine yaparız.

- Şantiyeler kadın istihdamının düşük olduğu yerler bu anlamda kadınlara neler önerirsiniz?

Şantiyelerde kadınları görünce mutlu oluyorum. Kadınlar kafalarındaki şantiye algısını yıksınlar. Mutlaka saha tecrübeleri olsun. Bu iş sadece kazmak ve beton dökmekten ibaret değil. Mevzuat, sözleşme, raporlama tasarım da bilmek gerekiyor.

- Göreve geldiğinizden bu yana birçok ödül aldınız neye borçlusunuz?

İşi bilip doğru yapmanız önemli olan. İstanbul dünyanın en fazla inşaat halinde metrosunun olduğu şehir. O yüzden de göz önündeyiz.

GÖZ GÖZE GELMENİN MUTLULUĞU

- Yeni bir hat açtığınızda, ya da metroya bindiğinizde neler hissediyorsunuz?

Göz göze geldiniz yolcuların mutluluğunu görmek, iyi ki bu hatlar yapıldı diyen yolcuları görünce ben de çok mutlu oluyorum. Pandemiden önce Marmaray ile birlikte İBB 3 milyonun üzerinde yolcu taşıyordu. Burada insana dokunabilmeyi daha iyi anladım.

- Ne tür şikayetler canınızı sıkıyor?

Şu anda Mecidiyeköy’deki tünel çok canımı sıkıyor. 2016 da yapılmış bir tünelin 4 yıl sonra bir deformasyona uğraması, bunlar insanı üzüyor. Gereksiz gecikmeler beni çok daraltıyor. İşin durması işin yavaşlaması beni yoruyor. Benim orada tahammülüm yok. Tabi şehrin göbeğinde birden fazla inşaat yapıyorsunuz, toz, gürültü, görüntü kirliliği oluyor. Doğal olarak vatandaşlardan bazen şikayetler geliyor bunlara üzülüyorum. 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler