Jale Parla'dan 'Don Kişot'
Jale Parla “Don Kişot” ile La Mancha'lı Yartıcı Asilzade’nin edebiyat tarihi içindeki serüvenini anlatıyor okura ve bununla birlikte herhangi bir kitabın nasıl okunması gerektiğine dair ders niteliğinde önermeleriyle dikkat çekiyor.
‘Yaratıcı Asilzade’nin izinde...
Uzun uzadıya bir araştırmaya gerek yok; internet üzerinde gerçekleştirilen küçük bir gezintide dahi dünyada, hakkında en çok araştırma yapılan edebiyat eserlerinin başına Cervantes'in La Mancha'lı Yartıcı Asilzade Don Quijote'sini yerleştirebiliriz. Bunun önemli nedenleri var elbette; en dikkat çekeni ise La Mancha'lı Yartıcı Asilzade Don Quijote'nin, modern romanın başlangıcı olarak kabul edilmesi ki tam da bundan, edebiyat yolculuğunun haritası çıkarılırken Cervantes'in eserine mutlaka uğranıyor.
Italo Calvino, 'Klasikleri Neden Okumalı?' başlıklı yazısında; klasiklerin edebiyata nasıl bir çerçeve açtıklarını ve klasik okumalarının nasıl bir deneyim olduğuna değinmişti yıllar önce. "Klasikler," diyordu bu yazısında Calvino, "hem imgelemimize unutulmaz bir biçimde yerleşerek hem de belleğimizin kıvrımları arasına bireysel ya da ortaklaşa bilinçdışı kılığında gizlenerek, belirli bir etki yaratan kitaplardır." Maddeler hâlinde şöyle devam ediyordu ardından: "İlk okumada verdiği keşif duygusunu her yeniden okumada" ve "ilk kez okuduğumuz zaman bile, daha önce okuduğumuz bir şeyi yeniden okuduğumuz duygusunu veren kitaptır." "Okurlarına söyleyeceklerinin tümünü hiçbir zaman tüketmezler."
Calvino'nun bu söylediklerinden yola çıkarak Cervates'in hâlâ yaşayan kitabına ve kahramanına doğru uzandığımızda, süren ve sürecek Don Kişot çalışmalarının nedenleri de anlaşılır. Çünkü La Mancha'lı Yartıcı Asilzade Don Quijote, tam da Calvino'nun bahsettiği türden bir klasiktir. Her okumada -okuyanına da bağlı olarak- farklı türden yankılar uyandırır zihinlerde. Keşif duygusunu sürekli canlı tutarak okurunu -özellikle de araştırmacıları- heyecanlandırır. Böylece okuruna söyleyeceklerini tüketmez; dahası her gelişmeyle kendini yeniden yaratır. Kendini doğuran bir metin olması büyük oranda onu eline alan okurla da ilgilidir elbette. Jale Parla, yeni kitabı Don Kişot için yazdığı giriş yazısında tam olarak böyle bir durumdan bahsediyor: "... miras, çağlar içinde her yeni okumayla 'yeniden' yazılır, yani yeni yorumlarla zenginleşir. Metnin kendisi aynıdır, ama alımlanması sürecinde sürekli 'yeni' bir metne dönüşür, çünkü her okurun La Mancha'lı Yartıcı Asilzade Don Quijote'si vardır artık. Metin, yazarından bağımsızlaşmış, okurun metnine dönüşmüştür."
“BENİM DON KİŞOT'UM”
Hemen yukarıdaki cümlelerde, Cervantesin kaleminden çıkmış bu hâlâ yaşayan metnin, hem okur hem de araştırmacılar nezdinde bir heyecan kaynağı olmaya devam ettiği vurgulanıyor aslında. Kitabın, algılar açık bir hâlde okunduğunda kulaklara yeni fikirler fısıldamayı başarabildiği dile getiriliyor. Jale Parla’nın yeni kitabı Don Kişot da tam olarak bu iki heyecanın karışımı olarak niteleyebileceğimiz farklı bir dürtüyle hayata geçmiş. Okurluk ve araştırmacılık harmanından doğan kitap, bu anlamda metne bir okur merakıyla yaklaşıp araştırmacı şüpheciliğiyle La Mancha’lı Yaratıcı Asilzade’yi kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutuyor. Bu bağlamda Parla, kitabında, “benim Don Kişot'um” dediği kahramanın ve romanın dünyasına doğru derinlikli bir araştırmacı-okur macerası vaat ediyor.
Küçük bir çıkma yapalım: Don Kişot, Jale Parla’nın Cervantes’in eseri ekseninde yoğurduğu ilk çalışması değil. Bunun öncesinde, hemen her edebiyat meraklısının mutlaka elinden geçmiş kitabı Don Kişot’tan Bugüne Roman vardı. Adından da anlaşılacağı gibi bu çalışmasında Parla, La Mancha'lı Yartıcı Asilzade Don Quijote’den bu yana romanın geçirdiği evrimi ele alıp Batı’daki ve Türkiye’deki Cervantes çocuklarının peşine düşmüştü. Conrad’dan Joyce’a, Tanpınar’dan Pamuk’a uzanan kapsamlı bir çerçevede, La Mancha'lı Yartıcı Asilzade’nin edebiyatta bıraktığı izin derinliğiyle yüzleştirmişti bizi. Karşılaştırmalı okumalarla bu izin, kimde ne kadar yer ettiğini de göstermişti aynı zamanda Parla ve bir eserin yıllar sonra bile nasıl nefes almaya devam edebileceğinin göstergeleriyle doldurmuştu sayfalarını.
“YORUM, BAĞLAM, KURAM”
Parla yeni kitabında yine bu nefesin peşinde. Kırk beş yıllık bir tecrübenin birikimiyle ortaya çıkıp Don Quijote’nin hem kendinde yaşadığı değişim hem de okutmaları sırasında yaşadığı evrim yansıyor sayfalara. Eserden yola çıkarak Avrupa romanının başlangıcına da gidiliyor, Cervantes’in nasıl bilinçli tercihlerle bir geleneği alt üst ettiğine de... Bu sayfalara en çok işleyen ise Parla’nın bıkıp usanmadan Don Quijote’den yeni sesler duyma çabası. Bu çabasında ona yardım edenler de var tabii. Parla’ya kulak verelim:
“La Mancha'lı Yartıcı Asilzade Don Quijote’yi 1971-72’de, doktoram sırasında derslerimden birinde okutmaya başladığımda asistandım. Doktora yıllarım boyunca verdiğim bu derse, sonra Boğaziçi Üniversitesi ve Bilgi Üniversitesi’nde de devam ettim. Üst üste koyunca kırk beş yıl oluyor. Bir kitabı bir hayat boyu da okutsanız, sınıfınızda her zaman o kitabı bir soruyla tekrar kurcalayacak, sizi araştırmaya sevk edecek, o kitabı yeni bir açıdan görmenizi sağlayacak bir öğrenci mutlaka vardır. Benim Don Kişot’um, kendi okumalarımdan çok bu sorularla oluştu."
Bu anlamda Don Kişot için Jale Parla’nın akademi yaşamının La Mancha'lı Yartıcı Asilzade Don Quijote ekseninde yansımalarından doğmuş bir hikâye demek mümkün ancak kitap bu hikâyeden çok daha fazlasını veriyor bize.
Cervantes’in yüzyıllara meydan okuyarak yaşamaya hâlâ devam eden eserinin neleri yıkıp neleri doğurduğundan, teknik anlamda neleri değiştirdiğine kadar pek çok durağa uğrayıp açıklamalarını yapıyor Parla. Yani bir anlamda Don Quijote okumalarının rehberi olabilecek bir kitapla okur karşısına çıkıyor. Fakat bu da Don Kişot’un kitap olarak ne yapmaya çalıştığını alımlayabilmek adına eksik kalacaktır çünkü Parla Cervantes’in eserinden yola çıksa da herhangi bir kitabın okunması adına da önemli nüveler veriyor kitapta. Kitabın alt başlığı da olan ‘Yorum, Bağlam, Kuram’, buna bakarak Don Quijote’yi de içine alan geniş bir bağlamsal ağı temsil ediyor. Parla, evet, La Mancha'lı Yartıcı Asilzade’nin edebiyat tarihi içindeki serüvenini anlatıyor bize belki bu kitabında ama bir kitabın nasıl okunması gerektiğine dair de ders niteliğinde önermeleriyle dikkat çekiyor.
Don Kişot / Jale Parla / İletişim Yayınları / 168 s.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!