Kadın hareketinin sembollerindendi: 8 Mart’ın mimarlarından Rosa Luxemburg kimdir?
Polonyalı Marksist, filozof, ekonomist, savaş karşıtı aktivist ve devrimci sosyalist Rosa Luxemburg, 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü ilan edilmesi önerisini sunan isimlerdendi. Kişiliği, eserleri, söyledikleri ve yaptıkları ile kadın hareketinin sembollerinden biri olarak kabul edilen Rosa Luxemburg kimdir?
Her yıl 8 Mart'ta kutlanan ve
Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gün olan Dünya
Emekçi Kadınlar Günü; temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin
geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına
ayrılıyor. Rosa Luxemburg da, 8 Mart’ın mimarlarından olarak kabul ediliyor.
Luxemburg, tarihi 1800’lü yıllara dayanan 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü ilan
edilmesi önerisini sunan isimlerdendi. Peki kişiliği, eserleri, söyledikleri ve
yaptıkları ile kadın hareketinin sembollerinden biri olarak kabul edilen Rosa
Luxemburg kimdir?
GENÇ YAŞINDA SOSYALİZMLE TANIŞTI
Polonyalı Marksist, filozof,
ekonomist, savaş karşıtı aktivist ve devrimci sosyalist Rosa Luxemburg, 1871
yılının (bazı kaynaklara göre 1870) 5 Mart'ında Musevi bir ailenin çocuğu
olarak Polonya'da doğdu. Daha genç yaşlarında sosyalizmle tanıştı ve dönemin
solcu gruplarında yer aldı. Daha 18 yaşındayken içinde bulunduğu gruplar ve
politik görüşü yüzünden İsviçre'ye kaçmak zorunda kaldı. 1889'da Zürih
Üniversitesi'ne girdi. Burada felsefe, tarih, politika, ekonomi ve matematik
öğrenimi gördü, hayatında büyük etki bırakacak isimlerle tanıştı.
1890 yılında Bismarck'ın sosyal
demokrasiyi yasaklayan kanunun lağvedilmesi ardından, sosyalist parlamentoya
girdi. Parlamentoya giriş, dönemin sosyal demokratlarının devrimci uçtan
uzaklaşmasına ve parlamentoda daha etkin olabilmek için çalışmasına neden oldu.
Bu, Rosa Luxemburg'un da dahil olduğu devrimci görüş çizgisindekileri rahatsız
etmekteydi. Bu sırada Zürih'te öğrenim görmeye devam eden Rosa 1898 yılında
doktorasını tamamladı. Özgür bir Polonya için çalışmalarına devam etse de, onun
kafasındaki tabloda Almanya, Avusturya ve Rusya'da devrim gerçekleştiği
takdirde Polonya özgür olabilirdi. Bu tablo milliyetçi bir çizgi çizen
Polonyalı sosyalist grupların ve Polonya Sosyalist Partisi'nin ondan daha da
uzaklaşmasına neden oldu. Daha sonra bu görüşleri Rus sosyalist çevrelerle de
ilişkisinin bozulmasına yol açacaktı.
ALMANYA SOSYAL DEMOKRAT PARTİSİ ÜYESİ OLDU
1898 yılında Gustav Lübeck ile
evlenerek Berlin'e taşındı, Alman vatandaşlığı kazandı. SPD'nin (Almanya Sosyal
Demokrat Partisi) aktif bir üyesi oldu. 1900 yılına gelindiğinde Luxemburg'un
fikirleri tüm Avrupa'da sosyalist çevrelerde büyük yankı uyandırmakta, yazdığı
makaleler ilgi görmekteydi. Özellikle Eduard Bernstein'in düşüncelerine
getirdiği eleştiriler ile öne çıkıyordu. Alman militarizminin yükselen değer
olması Luxemburg'u ziyadesiyle rahatsız ediyordu, bu konuda partiyle de ters
düşmüştü. 1904 ile 1906 yılları arasında siyasi faaliyetleri ve görüşleri
nedeniyle üç kez hapse girdi. Aldığı hapis cezaları onu yıldırmadı,
faaliyetlerine devam etti. SPD'nin eğitim merkezlerinde Ekonomi ve Marksizm
öğretmeye başladı.
8 MART’IN MİMARLARINDAN
ABD'nin New York eyaletinde daha
iyi çalışma koşulları için 1857 yılında başlayan direniş katliama dönüşmüş, 120
kadın kilitli kaldıkları fabrikada çıkan yangında hayatını kaybetmişti. Bu
katliamdan yıllar sonra 26-27 Ağustos 1910 tarihinde, Danimarka’nın Kopenhag
kentinde, 2. Enternasyonal’e bağlı Uluslararası Sosyalist Kadınlar
Konferansı’nda Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin ve
Rosa Luxemburg bir öneri sundu. 1857’deki katliamda hayatını kaybeden
kadınların anısına 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü ilan edilmesi önerisi bu toplantıda
oybirliğiyle kabul edildi
ALDIĞI DARBELER SONUCU BİLİNCİNİ KAYBETTİ
Savaşın başlamasıyla esen
milliyetçi rüzgâr SPD'nin de milliyetçi eğilime yönelmesine neden oldu, ki bu
Luxemburg'un fikirleri ile tamamen tezatlık oluşturuyordu bu sebeple partiyle
olan tüm ilişkisini kesti. 5 Ağustos 1914'te Karl Liebknecht ile beraber Internationale
grubunu kurdu. 1 Ocak 1916'da grubun adı Spartaküs Birliği (Spartakistler -
Almanca Spartakusbund) oldu. Luxemburg, Bolşevik önder Lenin'in I.Dünya
Savaşı'na karşı çıkmasını destekleyerek tüm halkların emperyalist hükümetlerine
kaşı mücadele etmesi gerektiğini savundu. Almanya'da Grubun devlete karşıt
tutumu yüzünden 28 Haziran 1916'da Luxemburg hapis cezasına çarptırıldı.
Hapiste geçirdiği yıllarda birçok makale kaleme aldı.
1918 Kasım'ında Luxemburg
hapisten çıktı. Faaliyetlerine devam etti ve Liebknecht ile birlikte Alman
Komünist Parti'sini kurdu. 15 Ocak 1919'da Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht ve
Wilhelm Pieck, Freikorps tarafından tutuklandılar, Pieck kaçmayı başarırken
Luxemburg ile Liebknecht yedikleri darbelerle bilinçlerini kaybettiler. Aynı
gün, Luxemburg ölene kadar dövülmüş ve ölü vücudu nehre atılmış, Liebknecht de
başından yediği kurşunlarla öldürülmüştü.
ESERLERİ
Gesammelte Werke ("Toplu
Çalışmaları"), 5 cilt, Berlin 1970-1975.
Gesammelte Briefe ("Toplu
Mektupları"), 6 cilt, Berlin 1982-1997.
Politische Schriften ("Politik Yazıları"), 3 cilt, Frankfurt am Main 1966.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu