‘Kendini sevmedikçe aşk acısı yaşarsın

12 yıl aradan sonra ‘Delinin Yıldızı’ albümüyle dönen Vega, “Aşk ‘gel’ der ama gitsen de beklediğini yaşayamazsın kendini sevmedikçe. Hayat bunu anlamakla geçiyor” diyor.

Yayınlanma: 22.11.2017 - 21:32
Abone Ol google-news

12 yılın sonunda “Vega” yeni albümünü dinleyicilerine kavuşturdu. GRGDN Müzik etiketiyle yayınlanan ve 10 şarkıdan oluşan yeni albüm “Delinin Yıldızı” diğer albümleri “Tamam Sustum”, “Tatlı Sert”, “Hafif Müzik”in izinde yola devam eden bir albüm. Vega’nın yeni albüm sorularını ise grubun “deli yıldızı” Deniz Özbey yanıtladı.

-Öncelikle dinleyicilerinizle neden 12 yıllık bir ara oldu?

Deniz Özbey: 2005 sonunda çıkarttığımız “Hafif Müzik” albümünün konserleri uzun sürdü. Ardından kızımız Ceylin doğdu. Tuğrul, kendi çalışmalarına bir yandan devam etse de ben tamamen çocuk bakımına odaklandım. Alışmam zor oldu ama sonra çok eğlendim. Maalesef birkaç işi birden yapamıyorum. Vega’dan biraz uzaklaşmış olduk. 2012’den itibaren de dura kalka çalışmaya başladık tekrar.

-Benim için de lise yıllarımda dinlediğim bir grup Vega. Yeni albümü dinlediğimde “hiç değişmemişler” dedim. Vokal, sözler, müzik... Hiç değişmemeyi, bozulmamayı nasıl başardınız? Ya da bu bir başarı mıdır müzisyen için?

Kişisel olarak değişiyor olsak da üç kişinin çalışmaları bir potada birleştiğinde öncekine benzer tatlar çıkıyor. Ben, Tuğrul ve Serkan Hökenek. Müziği hepimiz ayrı noktalara çekiştiriyoruz ama uzlaşmak gerekiyor sonunda. Bu uzlaşmaya Vega diyebiliriz. Tek başınıza koştuğunuzda toplu halde koştuğunuzdan farklı yerlere varabilirsiniz ama grup ortak bir iş. Aynı kalmak, değişmiş olmak çok önemli de değil bizim için. Şarkıları seviyoruz, o mühim.

-Pek çok kişiye lise yıllarını ya da Ankara’yı hatırlatıyorsunuz. Şehirlerden Ankara olmak size ne hissettiriyor?

Şehirlerden Ankara olmak küçük bir çevrede güvendiğin insanlarla İstanbul’a nazaran daha huzurla yaşamak, soğukta birbirine sıkı sıkı sığınmak, düzenli bir hayat yaşarken uzakları hayal etmek demek olabilir. Ama şunu da belirteyim bizi Ankaralı sanıyorlar. Değiliz. Benim ailemin yarısı Ankaralı. Çok gittim geldim, tadını biliyorum, benim için çok özel ama Ankara’da büyümedim.

-"Delinin Yıldızı” ne demek?

Anlamını anlatmak, rüyada gördüğün bir şeyin tabirini yapmak gibi elle tutulamayacak bir şey. Bir parça dinlerken daldığım bir hayali şiire dökmüştüm. Bir kuyunun dibinden, dipte oturduğum tahta masadan gökyüzüne bakıyordum. Yıldızlar ve ay ayaklarımın altındaki suya ve masadaki kadehime yansıyordu. Yıldızın biri suda parıldıyordu ayağımın ucunda. Gerisi geldi.

-“...gel dedi aşk, öl dedi aşk, öl dedi ah, gözyaşı düşerken ölüverdi” diyorsunuz bir parçanızda. Aşk, önce gel deyip sonra neden insanı öldürür?

Önce kendini sevip kendinle dost olursan başkalarıyla mutlu olabilirsin. Bunu anlamadığın sürece aşkın acısıyla oyalanır durursun. Aşk gel der tabii hiç durur mu ama gitsen de beklediğini yaşayamazsın kendini sevmedikçe. Hayat bunu anlamakla geçiyor.

-Hem iş hayatımızda hem de özel ilişkilerimizde bugünlerde çok öne çıkan bir kelime var: Kâr! İpi kopmuş deli dana gibi kâr peşinden koşuyoruz. İnsanın insana kâr odaklı bakmasına siz nasıl bakıyorsunuz?

“Hayatta kalmak için başka türlüsü olamaz”ın altı çizile çizile normalize oldu. Bazı insanların yapısına uygun. Onlar baştan pisleşmeye hazırlarmış gibi. Ama kâr odaklılığı içine sindiremeyenler için hayat koca bir işkenceye dönüşüyor. Enayilikle suçlanıyorlar, başarısız olarak etiketleniyorlar. Canavarlaşmış güruhtan uzak durmaya çalıştık biz hep Tuğrul ile. Uzak durmaya çalışmaktan başka çare yok.

'Dünya cahilleşiliyor'

-Türkiye gündemi ile ilgili olarak neler söylemek istersiniz? Siz nasıl duygular içindesiniz?

Dünya ne haldeyse Türkiye de o gidişattan nasibini almaktadır. Güzel, doğru ve pozitifin hızla bombardıman edilerek bertaraf edildiği bir zamandayız. Manevi duygular manüpule ediliyor, dünya cahilleşiyor. Sanki herkes yakın gelecekte dramatik bir son bekliyor, ne yapsam bir şey değişmez diye düşünüyor ve bu yüzden kalan “sayılı” günlerinde de vur patlasın çal oynasındalar.

-Albümü kendi gücüyle ayakta durmaya çalışan kız çocuklarına ve onlara bunun için yol gösterenlere adıyorsunuz. Neden?

Kadınlar ülkemizde bir erkeğe dayanarak ayakta kalabileceği öğretisi ile büyütülüyor. En medeni olanda bile altta bu dayatmanın etkisini hissedebiliyorsunuz. Bu yanlış başlangıç noktasının geride tutuşunu aşabilmiş hayat dolu kadınlara büyük hayranlık duyuyorum. Bunu ifade etmek istedim.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler