Kılıçdaroğlu'na linç girişiminde "haber verilmedi" iddiası çürütüldü

Sözcü yazarı Aytunç Erkin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Çubuk'ta şehit Piyade Er Yener Kırıkçı'nın cenazesinde yaşadığı linç girişimiyle ilgili detayları yazdı.

Ankara İl Jandarma Komutanlığı, "Kılıçdaroğlu'nun şehit törenine katılacağı hususunda bize yazılı veya sözlü bir bilgi ulaşmadı" demişti. 

Kılıçdaroğlu'nun koruma polisinin verdiği ifadeye göre, saat 10.30'da Çubuk'ta tören yapılacak alana gittiklerini ve tertip komitesinin başındaki albaya, Kemal Kılıçdaroğlu'nun cenazeye katılacağı bilgisinin verildiği ortaya çıktı.

Aytunç Erkin'in Sözcü'deki yazısı şöyle:

"Tarih 21 Nisan 2019…

Hakkari Çukurca'da şehit düşen piyade er Yener Kırıcı'nın Ankara Çubuk'taki cenaze töreninde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP'lilere ‘linç' girişiminde bulunuldu. Cenaze töreni boyunca slogan atan kalabalık, törenin ardından Kılıçdaroğlu'nun etrafını çevirdi ve tekmelerle-yumruklarla saldırıya başladı. Saldırı anında güvenlik güçleri Kılıçdaroğlu'nu öfkeli kalabalığın arasından güçlükle kurtardı. Güvenlik güçleri, Kılıçdaroğlu'nu yakınlarda ikamet etmekte olan bir vatandaşın evine götürdü fakat kalabalık bu kez Kılıçdaroğlu'nun da içinde bulunduğu vatandaşın evinin etrafını sardı.  CHP lideri zırhı bir araçla vatandaşın evinden çıkarılabildi…

Tarih 30 Kasım 2020…

‘Linç davası'nın ilk duruşması Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. 36 sanığın yargılandığı davada sanıklar hakkında 1 ay 15 gün ile 28 yıl 10 ay arasında değişen yıllarda hapis cezası isteniyor.

Peki iddianamenin ayrıntılarında ne var? Okudum ve uzman bir isme sordum…

Bu davaları yakından takip eden avukat Dr. Ruşen Gültekin, 64 sayfalık iddianameyi didik didik etmiş ve şu sonuca varmış:

– İddianamenin fazla iyimser bir bakış açısıyla yazıldığını düşünüyorum. “İzdiham”, “Arbede” gibi terimlerin yerine ‘linç' girişiminin kullanılması gerekli olurdu.

– Bu olayın linç girişi olduğunun en belirgin hali sanıkların Kılıçdaroğlu vatandaşın evine sığındığı zamanki sloganları ve eve girmeye diretmeleri.

– Ha keza bu sloganlarının içinde kasten öldürme unsuru bulunmaktadır (Yakın bu evi sloganı gibi). Kasten öldürme unsuru bir izdihamın değil linç girişiminin vazgeçilmez unsurudur.

– CHP'li vekillerin açıklamalarında Kılıçdaroğlu'nun cenaze törenine katılacağının ilgili kurumlara bildirildiği belirtilmektedir. Fakat iddianamede bu durumun ilgili kurumlara bildirilmediği yazılmış.

– Örgütlü suç kapsamına girmesi gereken yaşanan linç olayı maalesef görevi olmadığı halde Asliye Ceza Mahkemesi'nce görülmektedir.

Geçen Perşembe akşamı Halk Tv'de Gökmen Karadağ'ın hazırlayıp sunduğu ‘Açıkça'da konuktum ve CHP Ankara Milletvekili Levent Gök de yayına katıldı. Gök, ‘linç' girişimini sıcaklığıyla yaşayan ve yumruklara hedef olan bir isim. Şu cümleleri dikkatimi çekti: “Genel Balkan Kemal Kılıçdaroğlu ve bizler top arabasına doğru yürümeye başladık. Ancak devlet erkanından kimsenin olmadığını gördük. Top arabasının arkasında neden yürümedikleri çarpıcı değil mi?”

Levent Gök'ün bu sorusu önemli! Devlet erkanı bir anda kayboluyor ve Kemal Kılıçdaroğlu, protestocularla baş başa kalıyor!

NOT 1: Ve iddianamenin can alıcı yeri: Kılıçdaroğlu'na yönelik bir saldırı yapılacağı yönünde herhangi bir istihbari bilginin Jandarma, Emniyet ve MİT birimlerinden alınmadığı ifade edildi. 

NOT 2: Kılıçdaroğlu'nun koruma polisinin verdiği ifadeye göre… Saat 10.30'da Çubuk'ta tören yapılacak alana gittiklerini ve tertip komitesinin başındaki albaya, Kemal Kılıçdaroğlu'nun cenazeye katılacağı bilgisini verdiklerini söylüyor! Koruma polisi, albayın ardından Çubuk İlçe Emniyet Müdürü'ne de katılım bilgisini verdiğini belirtiyor! Ancak… Ankara İl Jandarma Komutanlığı'nın 20 Eylül 2019'da mahkemeye gönderdiği yazıda, “Kılıçdaroğlu'nun şehit törenine katılacağı hususunda yazılı veya sözlü bir bilgi veya belge ulaşmadığı” iddia ediliyor!

SORU ŞU: Koruma polisi mi jandarma mı doğru söylüyor? Yorum sizin!"