Kuzey Irak referandum analizi... Devletin adı kondu sandık bekleniyor
Barzani’nin kuracağı devletin adı çoktan kondu: Federal Kürdistan Cumhuriyeti. Ancak Ortadoğu’da ne Türk’ün ne Acem’in ne de Arap’ın beceremediğini Kürtler becerebilir ve ilkelerine, kurallarına ve kurumlarına sadık demokratik bir düzene işlerlik kazandırabilirler mi, meçhul...
Irak Kürdistanı’nda 25 Eylül 2017 tarihinde yapılacağı ilan edilen bağımsızlık referandumunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği tartışıladursun, kurulacak devletin adı çoktan kondu: Federal Kürdistan Cumhuriyeti. ‘Federal’ vurgusundan da anlaşılacağı gibi yetkilerin merkezde toplandığı bir ulus-devlet modelinden ziyade her bir federe bölgenin kendi meclisi ve hükümeti aracılığıyla kurulacak devlete dahil olduğu çoğulcu bir yapı hedefleniyor. Bu federe bölgelerin Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları dahilinde olan Erbil, Duhok, Süleymaniye, Halepçe vilayetlerinin yanında, referanduma halihazırdaki il meclislerinin aldığı kararla katılacak olan tartışmalı bölgedeki Şengal, Ninova Ovası ve Kerkük’ten oluşması planlanıyor.
Teritoryal siyasi birlik
Bu çerçevede, Ala Rengin olarak anılan Kürdistan Bayrağı’nın ya da Ey Raqip olarak anılan Kürdistan Ulusal Marşı’nın değişmesi bile gündemde... Yani murat edilen bir Kürt devleti değil. Referansını Kürtlerin anavatanı sayılan ancak sadece Kürtlerden ibaret olmadığı kabul edilen Kürdistan’dan alan, teritoryal bir siyasi birlik mesajı veriliyor... Nihayetinde, Ortadoğu’da ne Türk’ün ne Acem’in ne de Arap’ın beceremediğini Kürtler becerebilir ve ilkelerine, kurallarına ve kurumlarına sadık demokratik bir düzene işlerlik kazandırabilirler mi, meçhul. Zira Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin 25 yılı aşan siyasal pratiği bu konuda umutvar olmaya imkân tanımıyor.
İnanç ve irade
Ancak bugün bağımsız bir Kürt devletini federal bir yapıda kurmanın bir tercihten çok zorunluluk olduğu da muhakkak. Hem Kürtler arası siyasi birliğin sağlanması hem de söz konusu devletin tasavvur edilen sınırları içinde yaşayan etnik ve dinsel azınlıkların onayının alınması federal bir sistem dışında mümkün değil. Bir başka ifadeyle, eğer Federal Kürdistan Cumhuriyeti kurulacaksa, hiç kuşku yok ki, bu Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkını tanımaya dayalı uluslararası bir mutabakata değil, Federal Kürdistan Cumhuriyeti birliği içinde her bir etnik ya da dinsel grubun kendi geleceğini hem kültürel, hem siyasi hem de askeri açıdan güvenceye alabileceği inancı ve iradesine dayanacaktır.
Yaşaması için demokrasi şart
Peki, bugün için bir zorunluluk olan, amaç hâsıl olduktan sonra ‘zor’a dayalı bir Kürt devletinin ortaya çıkmasının ‘mazereti’ne dönüşür mü? En azından kısa ve orta vadede bu ihtimalin zayıf olduğunu varsayacak birçok neden var... Her şeyden önce tarihte demokrasi kriterinin hiçbir devletin kuruluşunda tayin edici bir rol oynamadığını, dolayısıyla bugün Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin demokrasi sicilinin de Kürdistan’ın bağımsızlığını ‘hayır’lamanın gerekçesi olamayacağını teslim etmek gerekiyor. Fakat demokrasi kriteri, Federal Kürdistan Cumhuriyeti’nin kuruluşu için olmasa bile yaşaması için elzem olacaktır. Hatta içine doğacağı Ortadoğu konjonktüründe ayakta kalabilmek için başka şansının olmadığı bile iddia edilebilir. Zira Federal Kürdistan Cumhuriyeti’nin ne askeri ne ekonomik gücü maruz kalması muhtemel tehditlere karşı dirençli olmasına yetecektir. Bu bağlamda, halihazırda güvenilecek bir uluslararası toplum desteğinden söz edilemez. Böylesi bir destek olsa bile Mahabad Cumhuriyeti’nin (Ocak 1946’da kurulan ve aynı yıl içinde yıkılan ilk Kürt devleti) akıbeti en azından Kürtlerin hafızasında oldukça taze...
Arap-Kürt ittifakı
Öte yandan, bu tabloya bakıp Federal Kürdistan Cumhuriyeti’nin yalnızca bir iç ittifaka dayalı kurulacağı ya da yaşayacağını varsaymak da yanlış olur. Henüz yeterince dillendirilmiyor olsa da kurulacak devletin bölgesel ölçekte bir Arap- Kürt ittifakını öngördüğü açık. Bu ittifakın yalnızca Federal Kürdistan Cumhuriyeti’ni içersemeyeceği, olası bir Kuzey Suriye Federasyonu ile dirsek teması içinde bulunması da bekleniyor. Bugünlerde, AKP medyasında ‘Türk-Kürt’ ittifakını, deyim yerindeyse hortlatma çabaları da söz konusu öngörünün bir yansıması olarak yorumlanabilir. Aslında böylesi bir ittifakın niteliği ve geleceği tartışmaya açık, söylenecek çok şey var. Ama Mesud Barzani’nin Arap medyasına verdiği röportajlara bakılırsa, en azından bugün Federal Kürdistan Cumhuriyeti’nin kuruluşunda söz konusu ittifak etkin bir faktör olacak. En son Şark el Avsat’ta yayımlanan röportajında Barzani, Kürdistan’ın bağımsızlığı konusunda Arap devletlerine provokasyondan uzak tutumları için teşekkür etti. Barzani aynı röportajda, Arap devletlerinin ABD ve Avrupa devletlerinden çok daha dengeli açıklamalar yaptığını ve Arap Birliği Sekreteri’nden gelen mektubu bir destek mesajı olarak gördüklerini açıkladı.
İran ve Türkiye'ye mesaj
Barzani’nin Türkiye’nin ve İran’ın takındığı tutum konusunda verdiği mesaj ise Federal Kürdistan Cumhuriyeti’nin bir anlamda iç faktörlerinin uzantısı sayılabilecek bir başka dinamiğe işaret ediyordu. Barzani şöyle dedi: “Biz referandumdan dolayı komşu ülkelerin sınırları kapatmak ya da ilişkileri kesmek gibi yollara başvurma ihtimallerini hesapladık. İstediklerini yapabilirler. Ama her zaman söylediğim gibi, eğer bu ülkeler kurulacak devleti ortadan kaldırmak gibi bir yola girerlerse bunun bedeli kendileri için çok daha ağır olur.” En son tahlilde, 25 Eylül 2017’de yapılacak referandumdan çıkacak sonuç her şeyden önce Kürtlerin kendi gelecekleri konusunda bir irade beyanı sayılacaktır. Ancak Federal Kürdistan Cumhuriyeti’nin kuruluşunun bundan daha fazlasına tekabül edeceğini ve olası bölgesel etkilerinin de bu yeni devletin kuruluş aşamasında alınacak pozisyonlar üzerinden şekilleneceğini söyleyebiliriz.
Arzu Yılmaz Dr., Kürdistan Amerikan Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi