Mahkemeden ara karar
12 Eylül darbesine ilişkin davasının bugün görülen duruşmasında mahkeme kovuşturmanın genişletilmesine karar verdi.
12 Eylül askeri darbesine ilişkin, dönemin Genelkurmay Başkanı, Yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davanın 10. duruşması başladı.
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıkların avukatı Bülent Hayri Acar, müdahilliğine karar verilen TBMM Başkanlığı, Başbakanlık, CHP, MHP ve DİSK'in de arasında yer aldığı bazı tüzel kişilerin avukatları ile diğer bazı müdahiller ve avukatları katılıyor.
Sanıkların görüntüleri bugün de duruşma salonundaki 4 LCD ekrana yansıtılıyor.
Sanıklar, yansıtılan görüntülerde dün olduğu gibi yataklarında görünüyor.
Duruşmada, sanıkların yanında birer naip hakim bulunuyor. Hakimler, sesli ve görüntülü sistem üzerinden, Evren ve Şahinkaya'nın yanında bulunan kişileri tutanağa yazdırdı.
Duruşmada müdahil avukatlardan Hasan Ürel, sanıklardan Kenan Evren'e, ''Basında yer alan demecinizde, Abdi İpekçi'nin öldürülmesine üzüldüğünüzü belirttiniz. Üzülmenizin nedeni nedir? Cevap verecek misiniz?'' diye sordu. Evren, ''Hayır, cevap yok'' dedi.
"Biz 32 yıldır vergilerimizle sizi besliyoruz. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?''
Evren'e soru yönelten müdahillerden biri de darbe döneminde idam edilen Erdoğan Yazgan'ın kardeşi Sabire Yazgan Serin oldu.
Sabire Yazgan Serin, şu soruları sordu:
''TBMM kararı olmadan ve rüşvet almış bir hakimin verdiği kararın sizlerce onaylanmasıyla abimlerin idam edilmesi, sizinki gibi faşist bir rejim dışında olabilir miydi? Kendinizi abimlerin katili olarak hissediyor musunuz? İstanbul'daki evimizin kapısı çalındı. Babama, 'Oğlunuz idam edildi, cesedi alacak mısınız?' dediler. Sizin de kızlarınız var. Böyle bir ölüm haberi almak ister miydiniz? İzmit'e giden babam, abimin son mektubunu almak istedi. Savcı oyaladı. Akşam üzeri 'Emir geldi, mektupları veremeyeceğiz' dediler. O emri veren siz miydiniz? Abim yalnız donu üzerinde olduğu halde, cezaevinin battaniyesine sarılı olarak tabuta konuldu. Onlarca polis ve jandarma eşliğinde mezarlığa getirildi. Mezarlıkta bizler, zorla ve hileyle oradan uzaklaştırıldık. Abimin bedeni, o eski battaniyeye sarılı halde çukura atıldı. Abime karşı son görevlerimizi yerine getirmemizin engellenmesinde sizi suçlu bulmam doğru değil mi? Bizim canlarımızı idam ederken, 'Asmayalım da, besleyelim mi?' demiştiniz. Biz 32 yıldır vergilerimizle sizi besliyoruz. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Yüreksiz olduğunuz için mi bu sorulara yanıt vermiyorsunuz?''
''Yahudilere giydirilen giysiler''
Evren'e yöneltilen diğer bazı sorular ise şunlar:
-Müdahil Avukat Osman Başer: ''Abdullah Çatlı'yla, Haluk Kırcı'nın idamını durdurmak için pazarlık yapıldı mı? İdam kararlarını imzalarken elinizin titremediği ve 'Allah taksiratlarını affetsin dediğiniz' doğru mu? Mamak Askeri Cezaevi'nde, Almanya'da Yahudilere giydirilen giysileri bize giydirdiniz. Bundan rahatsızlık duyuyor musunuz?''
-Avukat Mehmet Rıfat Bacanlı: ''Abdullah Öcalan'ı tanıyor musunuz? Apocular adlı örgütün PKK'ya dönüşmesinde etkiniz var mı?''
-Avukat Arif Ali Cangı: ''Mahkeme huzurunda 'Beni tarih yargılar' dediniz. Sizin bu sözünüz gazetelerde 'Evren meydan okudu' diye çıktı. Gerçekten siz,huzurunda bulunduğunuz mahkemeye meydan mı okuyorsunuz? Fatsa operasyonunu siz yönettiniz. Fatsa operasyonu gerçekleşinceye kadar Fatsa'daki siyasi cinayetler 7-8'i aşmıyordu. Sizin operasyonunuzdan 12 Eylül'e kadar 100'e yakın insan öldü. Bu konuda bir özeleştiriniz oldu mu?'' Duruşma, avukatların Evren'e soru yöneltmesiyle devam ediyor.
Tuğtekin, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun çalışması tamamlandığında,
oluşacak raporun örneğinin istenmesi talebinde bulundu
Müdahillerin ve avukatların sanık Kenan Evren'e soru yöneltmesinin ardından Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Süleyman İnce, duruşmaya ara verildiğinde Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu'nun (MASAK), kamuoyunda bilinen adıyla TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun talebi üzerine Ahmet Kenan Evren, Ali Tahsin Şahinkaya, Nurettin Ersin, Nejat Tümer ve Osman Sedat Celasun ile bu kişilerin birinci derece yakınları, kardeşleri, torunları ve birinci derece kayın hısımlarının 1 Ocak 1977-24 Eylül 2012 arasındaki mal varlıklarındaki esaslı değişimlerle ilgili rapor hazırlanmasının talep edilmesi üzerine, rapor hazırlanarak, komisyona gönderildiği ve 2 klasör halindeki rapor ve eklerin bilgi mahiyetinde mahkemeye gönderildiğine ilişkin yazısı okundu.
Ardından Cumhuriyet savcısı Cemil Tuğtekin'den görüşü soruldu.
Tuğtekin, Genelkurmay Başkanlığı ve MİT Müsteşarlığı'na müzekkere yazılarak 11 Eylül 1979'da faaliyete geçen Haydar Saltık'ın başında bulunduğu çalışma grubuna ilişkin herhangi bir bilgi yazışma, toplantı ve karar tutanağının bulunup bulunmadığının sorulmasını istedi.
MİT Müsteşarlığı'ndan, 27 Mayıs 1980'de öldürülen eski Bakan Gün Sazak'a yönelik eyleme ilişkin herhangi bir bilgi bulunup bulunmadığının sorulması talebinde bulunan Tuğtekin, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun çalışması tamamlandığında, oluşacak raporun bir örneğinin istenmesine ve yeni katılma taleplerinin, yargılamanın geldiği aşama da gözetilerek, reddine karar verilmesini talep etti.
MHP'nin avukatı Yücel Bulut da Gün Sazak cinayetine ilişkin bütün bilgi ve belgelerin MİT Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden istenmesini talep etti.
Sazak cinayetine ilişkin sıkıyönetim mahkemesi belgelerinin dosyaya eklenmesini isteyen Bulut, Sazak'ın korumasının geri çekilmesi konusunda dönemin Sıkıyönetim Komutanı Nihat Özer'in tanık olarak dinlenmesi talebinde bulundu.
TEKEL eski Genel Müdürü Esat Güçhan'ın da tanık olarak dinlenmesini isteyen Bulut, Haydar Saltık'ın ekibindeki 2 kurmay subayın tespit edilmesi için Genelkurmay Başkanlığı'na yazı yazılmasını talep etti.
Bulut, MHP Genel Merkezi'ne 12 Eylül öncesinde yapılan bombalı saldırılarla ilgili belgelerin MİT Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden talep edilmesini istedi.
Sanıkların avukatı Bülent Acar ise TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun raporunun anayasanın 6. maddesine aykırılığı nedeniyle ''her türlü yasal hakları saklı tuttuklarını'' söyledi.
Acar, 27 Temmuz 2012 tarihli dilekçelerindeki taleplerin karara bağlanmasını, ''Gizli güçler, darbeyi yaptıran gizli, derin güçler gibi güçlerin kişi, yer, tarih, zaman dilimi taşıyacak biçimde, yani CMK'nın 170/3 (i) maddesine göre ve bu fiil ve olguları taşıyan delillerinin ne olduğunun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca açıklanmasını istiyoruz'' dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!