"Maskeler düştü"

AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, ''Açılım süreci öyle bir süreç ki bütün maskeler düştü. Özellikle bazı partilerin bir kaç maske birden taktığını da gördük'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.12.2009 - 09:12

AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, yaptığı açıklamada, özellikle DTP'nin açılım sürecini provake eden, baltalayan, sokak siyaseti yapan bir yaklaşım içinde olduğunu söyledi. ''Bunlar bulanık suda balık avlamaya başladılar. Ama bu bulanık suda balık avlamaya çalışanların oltası, demokrasiye takılacak, bir yerde de demokratik açılıma takılacak'' diyen Gedikli, şöyle konuştu:

''Zaten bunu da görüyoruz. Ama sokak siyaseti yapanlara da buradan seslenmek istiyorum; Onların hesaba katmadığı şey halkımızın engin sağduyusudur. Milletimizin engin sağduyusudur. Bu millet neler gördü geçirdi. Bu millet 1960 darbesini gördü, 12 Eylül'ü gördü, öncesini yaşadı, 12 Eylül sonrasını gördü, 28 Şubat'ı gördü. Bu millet 27 Nisan muhtıralarını gördü. Dolayısıyla bu millet çok engin bir tecrübeye ve sağduyuya sahip ve bu oyunlara da gelmeyecektir. Bu oyunları bozacaktır. Onların bu sokak siyaseti anlayışı, halkımızın sağduyusuna takılacaktır. Onların zaten hesaba katmadığı şey budur.

Bu açılım süreci, maskesi düşenlerin beslendiği bataklığı kuruttu. Bataklık kuruduğu için de büyük bir telaş içindeler. Açılım sürecini baltalamaya çalışıyorlar, provake etmeye çalışıyorlar. Bu anlayış içerisindeler ve bu anlayış içerisinde sokak siyaseti yapmaya başladılar. Ama bundan asla netice alamayacaklar. Çünkü, Türkiye'nin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine yapılacak katkılar ancak sonuç verir. Bunun dışındaki hiçbir hareketin hiç kimseye en ufak bir faydası olmaz. Ama rant siyaseti yapanların sadece maskesi düşmüş olur. Özellikle bazı partilerin küçük hesaplar peşinde olduğunu görüyorum.''

''Böyle bir süreçte küçük hesap yapmanın ancak rant siyaseti yapanların harcı olabileceğini'' ifade eden Gedikli, kendilerinin büyük bir hesabın peşinde olduğunu belirterek, ''O da güçlü ve daha büyük bir Türkiye projesinin peşindeyiz'' dedi.
DTP'nin partiyi kapattırarak bundan bundan rant elde etmek gibi bir küçük hesap yaptığını kaydeden Gedikli, ''Ama ben bölgedeki illeri de ziyaret ediyorum. Bölge halkının meselelere son derece sağduyulu yaklaştığını görüyorum. Bu küçük hesapların sağduyu nedeniyle bölgede de tutması zaten mümkün değil. Ancak şu anda bunu göremiyorlar. İşte 'yerim dar oynayamıyorum'. İşte vardır ya oynamayacak gelin 'yerim dar' dermiş, oynamazmış. DTP de bu anlayış içerisinde bin bir türlü bahane üretiyor. Maalesef inisiyatif kullanamıyor''
diye konuştu.

Açılım sürecinin DTP'nin tabanını erittiğine işaret eden Gedikli, rant siyaseti peşinde oldukları için açılım sürecinin kendilerine siyasi olarak zarar vereceğini hesap ettiklerini, tabanlarını kaybedeceklerini düşündüklerini bu nedenle açılım sürecini baltaladıklarını söyledi.

Gedikli, şunları söyledi: ''Bu maskeler düştü, düşmeye de devam edecek ve düştükçe de onun altından çıkan gerçek kimlikleri halkımız görecek. İşte CHP'nin gerçek kimliğini gördük maskeler düştü. Açılım sürecinde yapılan konuşmalarda CHP gitti, Dersim'de baltayı taşa vurdu, DTP'de bu anlamda baltayı taşa vuracak. Bu millet neler görmüş bu sokak oyunlarına kanmaz, bu oyuna gelmez. Boş yere uğraşıyorlar ama yaptıklarıyla zarar veriyorlar. Ancak, kaybederler, zarar verenler kaybeder, böyle şeylerle netice almaları mümkün değil.''

''Partiyi kapattırıp mağdur rolü oynayacak"

AKP Genel Başkan Yardımcısı Gedikli, DTP'nin ''sine-i millete dönme'' görüşünü ilişkin olarak da şunları söyledi:
''Sine-i millete dönme, DTP aynen CHP'lileşti. CHP de bilhassa bunu çok kullandı. Bilhassa Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde 'sine-i millete döneriz ha' diye milleti tehdit ediyorlardı. Bir seçilmiş siyasi bir kere sine-i millete dönmez. Millet seni seçmiş Meclise göndermiş, Mecliste gereğini yaparsın, birliğe, beraberliğe, kardeşliğe katkıda bulunursun, millet seni bunun için seçmiş.

Millet seni 5 yıllığına seçmiş göndermiş, millete sen diyorsun ki 'yerim dar oynamayacağım' diyorsun şimdi. TBMM'nin çatısı altında oynamayacaksın da nerede oynayacaksın. Bu milletten kaçmaktır. CHP'nin vaktiyle ortaya koyduğu yaklaşımın aynısını DTP de ortaya koymaya başladı. İşte siyaset alanı daralanların gelip dayanacakları yer burasıdır.

DTP zaten partiyi kapattırıp mağdur rolü oynayacak, bir mağduriyet söylemi geliştirecek. Fakat herkes bunun farkında, çünkü sen zaten partiyi kapattırmak için uğraşıyorsun, senin söylemin de eylemin de öyle. DTP olarak bunu yapıyorsun. O yüzden bu mağdur yakalaşımın halkın sağduyusu sebebiyle netice vermeyeceğine inanıyorum. Yaptığımız görüşmeler bunu gösteriyor. Halbuki birliğe, beraberliğe, kardeşliğe katkıda bunsalar siyaseten daha güçlü hale gelirler.''

Gedikli, CHP Lideri Deniz Baykal'ın, borçlanmaya ve ekonomik krize yönelik alınan tedbirlere yönelik eleştirilerini de yanıtladı. Baykal'ın ''(Kriz teğet geçecek) dediniz hiçbir tedbir almadınız'' dediğini ifade eden Gedikli, şunları kaydetti:

''Sayın Baykal, o borçlanma artışı zaten biz tedbir aldığımız için ortaya çıkan bir sonuç. Yani o tedbirleri hiç almazsak öyle bir durum da ortaya çıkmazdı zaten. Kaldı ki biz kriz öncesi bütçe dengelerini o kadar iyi bir noktaya getirdik ki kriz sürecinde bu açığı verme imkanı doğdu. Eğer o açıklar daha önce olsaydı, mali disiplin olmasaydı, biz krize hazırlıksız yakalanacaktık. Herhangi bir önlem alma imkanımız olmayacaktı. Tedbir alabildiysek bu bizim ekonomik politikalarımızın sağlamlığından dolayı oldu. Ve biz bu açıkları çok kolay bir şekilde önümüzdeki bir süreçte kapatabiliriz. Bu imkan elimizde.''

Bu süreçte borç döndürme diye bir sorunun ortaya çıkmadığına işaret eden Bülent Gedikli, ''Eskiden en ufak bir krizde bile kamu kesimi, 'Hazine, borçları nasıl çevirecek eyvah' diye bir panik olurdu. Şimdi böyle bir durum söz konusu değil. Tam tersine bir likidite fazlalığı var. 'Borçlar arttı' gibi bir söylem anlamlı bir söylem değil. Kaldı ki tutarsız'' diye konuştu.

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in Türkiye'nin notunu arttırdığını anımsatan Gedikli, şu görüşleri dile getirdi:
''Madem Türkiye ekonomisi senin dediğin kadar kötü bir durumda, bizim notumuz nasıl arttı. Ben de bunu soruyorum. Yıllarca bu notu arttırmayanlar nasıl oldu da arttırdılar. Demek ki bu krize dayanıklılık testini Türkiye ekonomisi başarıyla verdi.
IMF konusunda görüşmeler iki noktada sürüyor, sosyal güvenlik ve vergi konusunda detaylar konuşuluyor. Bu açıkların temel sebebi sosyal güvenlik açıklarıdır. Sosyal güvenlik açığı ne demek? Yani sosyal devlet ilkesinin gereğini yerine getirme anlamında verilen açıklardır. Bunlar har vurup harman savrulmuş olunduğu için değil. Vaktiyle devletin israfını, savurganlıklarını yolsuzluklarını gayet iyi biliyoruz.

O eski hükümetlerin dönemlerinde yapılanları. Şimdiki bütçe açığı sosyal güvenlik açığından ve alınan tedbirlerden kaynaklanıyor. Örnek vereyim sadece 2009 yılında verdiğimiz vergi indirimleri, KDV ve ÖTV indirimlerinin bize getirmiş olduğu maliyet 4.7 milyar lira. Bu tedbir alındığı için bu vergi kaybı oldu. Bu açık oluştu. Sosyal güvenlik açıkları da doğrudan doğruya halkımıza destek olarak giden paralardır. 'Sosyal demokrat' olduğunu söyleyen bir parti tarafından her halde dikkate alması gerekirdi. Bu gerçekleri görmeden, ekonomiyle ilgili eleştiri yapmak doğru bir yaklaşım değil.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon