Neden bu kadar kıçıma meraklılar
Barbaros Şansal toplumun her kesimi için farklı bir anlam taşıyor. Kendisi ise “o kadar abartmayın, ben terzi yamağıyım” diyor. Ancak bu terzi yamağı birilerini fazlaca rahatsız ediyor. Geçen yıl Başbakan’ın kendisine açtığı hakaret davasının ardından bu kez sokak ortasında saldırıya uğradı. Neden mi? Cevabı ondan dinleyelim.

“Çok pis dövdüler”. Bir gazetenin internet sitesinde Barbaros Şansal’ın uğradığı saldırı sonrası atılan başlık buydu. Onu sevmeyenlerin sayısı çok, sebepleri de. Ancak bir terzi yamağını sevmemeniz için canınızı çok yakmış olması gerekir. O da yakıyor ama diliyle. Uzun süre görmezden gelindikten sonra birkaç yıldır televizyonda da görünür oldu. Kimileri onu Kral Çıplak’ta bir filozof olarak tanıdı, başkaları içinse Bugün Ne Giysem’de yer alan bir medya ikonuydu. Ancak o “köyün delisiyim” demeyi tercih ediyor. Uğradığı saldırı hakkında bile “sağ tarafıma vurdular, masturbasyon sağ elle yapılıyor, belki onu engellemek istediler” diyecek kadar, hayata mizahla yaklaşıyor.
- Olayı biraz anlatabilir misiniz?
- Sıkıntılı tabii. Sonrasında o gün İTÜ’de hiçbir kamera kaydının olmadığını öğrendik. Baktığım sokak köpeklerinin o gece ortadan kaybolduğunu öğrendik. MKE’nin tesadüfen! kamera kayıtlaırnın çalışmadığını öğrendik. Pusu kurularak yapılmış bir saldırı. Kendi apartman kayıtlarımız var. Polis “lütfen medyaya vermeyin” dedi. Zaten saldırganlar da kamera açısını bildiklerinden olsa gerek, arkaları dönük duruyor. Saldırıdan sonra Dolmabahçe'ye kaçmışlar, oradaki mobese kayıtlarında da yoklar. Buhar olmuşlar. Zaten polislerden biri “tamam kayıt var ama şahit yok” dedi. Konu kapandı benim için. Aydın düşünen, laik demokratik cumhuriyeti ayakta tutmaya çalışan herkese yapılan bir saldırı bu. Sonrasında yaşananlar da oldukça komikti. İlk gün telefonu açmadım. Asena vurulmuş gibi bir durum oldu. Saadet Partisi ve Alperenler dahi aradı. Ben körü körüne Atatürkçü de değilim. Bağnazlık yaparak, körü körüne ötekileştirerek konuşmuyorum. Saldırganlardan biri tekbir çekti ama o şaşırtmacaydı bence. Zihniyet bellidir. Bu adrese başbakan yardımcısının eşi de geliyor. Bunda başka bir şeyler var. Onu da hiç bulmayacaklar.
- Söylediğiniz herhangi bir şeyin buna sebep olduğunu düşünüyormusunuz?
- Yurt gazetesine röportaj vermiştim. Belden aşağı olması mı problem? “İktidarın tepesinde olan bazı adamlar koynumdan geçti” demişim. Anlamadığım bir şey var. Bir yıllık kalkınmanın yüzde üç olduğu bir ülkede borsada yıllık kazanç yüzde 58’se... Borsada lotları yöneten Siyonizm değil mi? Artık her şeyin üzerinde mutlak bir kontrol var. Mesele Evangelist Anglosakson emperyalizm ve Siyonizmin Türkiye üzerinde oynadığı oyun. Bunu da ilk söyleyen kişi ben değilim.
- Pek fazla kişi de konuşmuyor ama...
- Terzi olduğum için iyi dikip sökebilirim. Dolayısıyla analiz yeteneğim gelişmiştir. Madem birileri bu cümlelerimden rahatsız oluyor, neden bunun üzerine bir tartışma, defacto yaratılmıyor. Neden bu kadar kıçıma meraklılar.
- Ama sizin dedikleriniz de çok ilgi çekici oluyor.
- Şöyle bir avantajım oldu, -önce şunu söyleyeyim her soylu ailede bir soysuz çıkar- anne ve babamın köklerinden dolayı Türkiye’yi sömüren beş köpek, 25 köpekbalığı ve 250 çöpçü balığı ailenin içinde büyüdüm. Dolayısıyla “benim anam seninkini genelevinde görmüş” muhahbbeti oluyor. Herkesin ne olduğunu biliyorum. Swiss Otel’in spor salonunda spor yaparken Ertuğrul Özkök de orada oluyor. Erkek erkeğe spor yapılan yerler referansları almak için doğru adresler. Bu homofobinin tavan yaptığı dönemde diğerleri gibi omzuma şal atıp “ben eşcinselim” diye televizyona çıkıp “saçını beğenmedim, kıçını beğenmedim” diyerek ahmakça bir şeyin peşinden gitmiyorum. Bu benim davamdır ister öldürürler, ister sakat ederler ama vazgeçiremezler. Geçen yıl açılan bir dava var ama bunu dava sahipleri yaptı diyemem. O kadar da küçüleceklerini düşünmüyorum. Zaten öyle bir şey yapmak isteseler Beyoğlu’nda da çok gezerim orada yaparlar, bir de “sarhoştu” derler. Bazıları da yazmış zaten. “Şarhoştu adamlara asıldı” diye. Sanki evimin önünde adamlar bekliyor, ben de gidip onlara asılıyorum.
Bugün Ne Giysem’den kovuldum
- Medya sizi magazin ikonu olarak görüyor sanki.
- Bu son olayda malum medya görmezden geldi. O medya patronunun karısı ve kızları magazin ikonu. Onlar bir giydiklerini bir daha giymiyor.
- Öyle ama bu açıdan baktığınızda Bugün Ne Giysem’de yer almanızın hata olduğunu düşünüyor musunuz?
- Daha önce iç yapımdaki beyle Yemekteyiz programından dolayı itilafımız oldu. Kanalın genel müdürü rica edince kabul ettim. Ancak 20 bölüm dayanabildim. Çünkü ulus, Atatürk demeyeceksin, bana yayında kart veriyorlar “babası taciz etti bunu konuşacaksın” diye. Yanımdaki kadın üç kelimeyle Türkçe konuşuyor. Diğeri satış elemanlığından gelme, satene “kumaş” diyor. Oradan da kovuldum sonunda.
First Lady çanta taşımaz
- Peki analiz yeteneğiniz kendi içinde bulunduğunuz sektörün açmazlarını görmenize yardımcı oluyor mu?
- Tabii, Türkiye’de kefen bezi yok. Ey cemaati mümin polyester çöplüğü olarak gömülüyorsunuz. Moda yok artık. Türkiye ya soyunuyor ya da örtünüyor. Siyonizm İslamın başına pardösü ve eşarbı örtmüştür. Erbakan haklıydı, iktidar Siyonizme hizmet ediyor. Bu sene moda adına bir belgesel projem var. Atatürk ve moda diye bir eser hazırlıyorum.
- Konu buraya gelmişken Cumhuriyet döneminde giyim alanındaki değişimlerin tepeden inmeci olduğunu düşünüyor musuuz?
- Bir açıdan öyle algılayabilirsiniz ama bu bir kültür devrimidir. Böyle düşünürseniz Mao’yu da Lenin’i de reddetmeniz gerekir. Atatürk bunu tek başına yapmadı ki, saray zaten modern giyiniyordu. İttihat ve Terakki’de de halk giyinmeye başlamıştı. Kıyafet devrimi aynı zamanda sanayileşmeye geçişti. Sümerbank gibi tesislerde halkın kendi ürettiğini giyimesi sağlanmıştı. Bunları söylediğim zaman, “neden bunları anlatıyorsun, sen çık 2013 modasını anlat” diyorlar. Şimdi tarlanın ortasında liseden bozma moda bölümleri açılıyor. Buradan mezun olanlar ne olacak? Merter’de merdiven altında sigortasız çalışan overlokçu olacaklar. Bir şey olanlar da zengin adam buluyorlar, diğerleri de karı satıp oluyor.
- First Lady’miz Emine Erdoğan’ın giyim tarzını nasıl buluyorsunuz?
- Dünyada hiç çantalı first lady görmedim. 1500 kişilik koruma ordusu olan bir lady çanta taşımaz. Sadece İngiliz Kraliçesi taşır, o da semboliktir. Çünkü içinde kilise ve hazinenin anahtarı vardır. Bizimki bavul taşıyor zaten. Kocaman çantaları, pahalı ayakkabıları var. Moda o oldu artık.
Okan Bayülgen engellendi
- Sizi Kral Çıplak’ta izleyenler “acaba filozof mu” diyor ama çoğunluk sizi diğer taraftan tanıyor.
- Öncesinde çoğu kanalda yayın yasaklıydım. Bugün Ne Giysem’i biraz da bundan kabul ettim. Orada Türkiye beni yeniden keşfetti. Onun da faydası oldu, pişman değilim ama yaptığım en büyük hatalardan biridir. Bir de diyorlar ki senin ne işin var Flash TV’de, Seda Sayan’da. Ben sırf Ulusal Kanal’dan ibaret değilim ki. Bak Okan da yapamadı programı işte. Okan engellendi. TV8’de programlarının olmamasının sebebini üstü kapalı bir engelleme olarak algılıyorum.
- Yine hükümet kanalıyla mı?
- Olabilir çünkü o grup hükümetle çok büyük ihale anlaşmaları yapıyor. Okan Bayülgen’in programlarının da sistemli olarak “yarışma yap, şunu da yap” diye bitirildiğine inanıyorum. Okan zaten çok eski arkadaşımdır, daha Kanal D’deyken bir program yapacaktı, ilk beni aradı. Dedim ki “Okan bak yaptırmazlar,” “deli misin ben Okan Bayülgenim” filan dedi. Yarım saat sonra aradı “ben bunların ağzına sıçayım” diye. Benim ölüm ilanım Doğan Grubu’nda yer almayacak ama onların ölüm ilanlarını çerçeveletip duvara asacağım. Biraz da renklendirip dışkılarımı filan sürerim.
- Bu kadar bilgiye sahip biri olarak Doğan Grubu’nun gelişme, yükselme, büyüme devirlerini de iyi biliyor olmalısınız.
- Fırat Oto’dan beri bilirim. Vehbi Koç’un naaşının nasıl kaybolduğunu da bilirim.
Fotoğraf: Vedat Arık

En Çok Okunan Haberler
-
İmamoğlu farkı açıyor!
-
Nereden çıktı bu ‘kurucu önder’ lafı?
-
İsrail Şam'ı vurdu!
-
Oyuncu Şinasi Yurtsever hayatını kaybetti
-
MSB'den açıklama geldi!
-
İmamoğlu’nun şansı
-
Özgür Özel istifasını istemişti: Yusuf Özcan istifa etti
-
AKP'li başkanın eşine ‘kritik’ atama
-
Yeni Akit yazarı görevinden uzaklaştırıldı
-
Kanserle mücadele eden Tanyeli'den kötü haber!