"Oyuncu olmasam delirirdim"
Melekler Korusun’un çılgın Özgür’ü Selin Şekerci İzmir’de aradığını bulamayınca tası tarağı toplayıp soluğu İstanbul’da almış. Henüz 20 yaşında olmasına rağmen yaşamın sınavlarıyla karşı karşıya kalmış. “Ya ruh hastası olacaktım ya oyuncu” diyen Şekerci farklı karakterler canlandırmanın kendisine iyi geldiğini söylüyor.
Melekler Korusun dizisinin Özgür’ü Selin Şekerci. Henüz 20 yaşında. Genç yaşına rağmen hayatla çarpışmanın ne demek olduğunu biliyor. Bu günlere hayal kırıklıklarının yoldaşlığıyla gelmiş. O yüzden olgun, yaşadıklarıyla ve yaşayacaklarıyla barışık. Zamanın ihanetine karşı da sürekli kendini tazeliyor. Yazmak derdi de var; ilk yazacağı ise annesi.
Melekler Korusun dizisinin kabına sığmayan Özgür’ü Selin Şekerci. Onun kadar hareketli ve kendine güvenli ama bir o kadar da kendine dönük dünyası. Pek çok kez denemiş, şansını zorlamış, mücadelesinden uzun süre vazgeçmemiş olsa da bu noktaya biraz da hayal kırıklıkları getirmiş onu. Henüz 20 yaşında. Ama yine de büyük bir olgunlukla eksikliklerini görüyor, onların üzerine gidiyor. Yaşadıklarıyla ve yaşayacaklarıyla barışık. Duruşunu sağlam tutabilmek ve en çok sevdiği alan olan tiyatroya dönebilmek ise oyunculuk konusundaki en büyük hedefi. Sinemada da olmak istiyor ama bu istek uğruna her rolü de kabul edecek kadar körü körüne ilerlemiyor. Ona göre kendisi de bir Tim Burton karakteri zaten.
- Oyunculuk nasıl başladı?
Aslında balerin olmak istiyordum. Ancak sekiz yaşındayken bir trafik kazası geçirdim, ayağımın bir bölümünü kaybettim. Artık ayağım dans edebilmenin vereceği hakimiyete sahip değildi. Piyano, keman ve gitar dersleri aldım. Çocuk oyunu izlemeyi çok severdim. O yüzden de tiyatro kursuna başladım. Bir yıl eğitim aldım ve çocuk oyunlarında rol alma fırsatı buldum. İlerleyen yıllarda da yetişkin oyunlarına geldi sıra. Hem okula devam ettim, hem de para kazanmaya başladım.
Aklım hep tiyatroda
- Müzikle bağınız kaldı mı?
Müziğe hâlâ ilgim var. Ama tiyatroya ağırlık verdiğim için müziğe çok zaman ayıramadım. Şansıma, 20 yaşıma kadar oynadığım tüm oyunlarda şarkı da söyledim. Ancak konservatuvara hazırlık süreci üzücüydü. Çünkü üst üste dört yıl boyunca girdiğim tüm sınavlarda başarısız oldum ayağım nedeniyle. Devlet Tiyatrosu’na başladım, çocuk ve yetişkin oyunlarında oynadım. Sonra da İstanbul.
- Bu denli genç bir yaşta İstanbul’a gelmek zor bir karar değil miydi?
Televizyonda olmak gibi bir hayalim hiçbir zaman olmadı. Aklım hep tiyatrodaydı. Ama İzmir kısıtlı kalınca ve konservatuvara da giremeyince kendimi bir şekilde göstermem gerekiyordu. Fotoğraflarımı İzmir’de Devlet Tiyatrosu’nun sitesinden görüp aradılar. O gün de son girdiğim sınavımı kaybetmiştim. Tüm yollar tıkanmıştı.
- İzmir’de tiyatroyla başlayan oyunculuk macerası, şimdi de İstanbul’da diziyle devam ediyor. O geçişi nasıl yaşadınız?
Tiyatroyla ilgili bir şey yapamıyorum. Çünkü haftanın altı günü çalışıyoruz. O yüzden tiyatro şimdilik zor görünüyor. Diziye geçişte de zorlanmıştım başlarda ama kısa sürdü bu durum. Yaşım en büyük avantajım. Daha kolay alışıyor insan.
- Eksikliğini hissettiğiniz şeyler var mı?
Üniversiteli değilim, onun eksikliğini yaşıyorum. Ama başka bir ufuk daha açacağım kendime. Mesleğim dışında bir bölüm okumak ve yurt dışında oyunculuk eğitimi almak istiyorum.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı