''Silahımız aşağı bakıyor"

Tuğgeneral Çolak, Genelkurmay Başkanlığı'nın basın turu kapsamında Afganistan'ı ziyaret eden basın mensuplarına Kabil Bölge Komutanlığı karargahında brifing verdi.
Kabil Bölge Komutanlığı'nın Afganistan'daki beş bölge komutanlığından birisi olduğunu belirten Tuğgeneral Çolak, haziran veya temmuz aylarında İngiltere'nin komutasındaki Doğu Bölge Komutanlığı'nın ikiye bölünerek, bir kısmının ABD'nin komutasına geçeceğini bildirdi.

Bu yeni düzenleme ile komutanlık sayısının altıya çıkacağını ifade eden Tuğgeneral Çolak, değişikliğin, bu bölgeye gelecek 30 bin ABD askeri ile halihazırdaki İngiliz birlikleri arasındaki emir komuta zincirini düzenlemek amacını taşıdığını söyledi.

Kabil Bölge Komutanlığının kuzeyden güneye 75 batıdan doğuya 65 kilometrelik bir sorumluluk sahasına sahip olduğunu dile getiren Tuğgeneral Çolak, Kabil Havaalanı'nın ise Kabil Bölge Komutanlığı'nın sorumluluk sahasında olmadığını, iç emniyetinin Belçika bölüğü, dış bölge emniyetinin ise Bulgaristan bölüğü tarafından sağlandığını kaydetti.

Kabil Bölge Komutanlığı'nın diğer bölge komutanlıklarına kıyasla küçük bir bölgede faaliyet yürüttüğünü belirten Tuğgeneral Çolak, fakat Kabil'in başkent olması, birçok büyükelçilik, hükümetdışı organizasyon, uluslararası organizasyon, üst düzey uluslararası askeri karargah ve özellikle büyük medya temsilciliklerinin burada olması dolayısıyla, Kabil Bölge Komutanlığının öneminin ve önceliğinin büyük olduğunu vurguladı.

Tuğgeneral Çolak, ''UGYK Komutanı McChrystal'ın tabiriyle, benim sorumluluk sahamda olan Kabil Bölge Komutanlığı stratejik öneme sahip bir bölge, çünkü burada olabilecek en ufak bir olay anında, basının da burada olması nedeniyle, bir iki saniye içinde naklen bütün dünyaya sunulabilmektedir'' dedi.

''Tehdit seviyesi değişken"

Afganistan'daki tehdit durumu hakkında bilgi aktaran Tuğgeneral Çolak, her bölgenin kendi özelliklerine göre değişik tehdit öncelikleri bulunduğunu söyledi.
Kabil Bölge Komutanlığında en büyük tehdit durumunun Kabil şehir merkezi ve Musahi bölgesinde olduğunu ifade eden Tuğgeneral Çolak, Kabil Bölge Komutanlığı'nın şehir merkezi dışında 14 ilçeden de sorumlu olduğunu söyledi.

Kabil şehir merkezinin 17 polis bölgesine ayrıldığını ve bu 17 polis bölgesinin de herbirinin özelliğinden dolayı tehdit seviyesinin değiştiğini dile getiren Tuğgeneral Çolak, ''Kabil o kadar değişken bir yer ki mevsimin şartlarına göre ve Kabil'de olabilecek herhangi bir önemli olaya göre, tehdit seviyesi artmakta veya azalmaktadır. Bugün çok güvenli diyebileceğimiz bir bölge süratle güvensiz bir bölgeye dönüşebilmektedir'' diye konuştu.

Kabil şehir merkezinin maruz kaldığı başlıca tehditleri de sıralayan Tuğgeneral Çolak, araçla intihar saldırıları, el yapımı patlayıcılar, karmaşık saldırılar, şehir dışından roket saldırıları, adam kaçırma, pusu, küçük tüfeklerle uzaktan birliklere atış ve havan atışlarının bu tehditlerin başında geldiğini kaydetti.

Bir araçla intihar saldırısının görüntülerini gösteren Tuğgeneral Çolak, araçla intihar saldırıları bakımından Kabil Bölge Komutanlığı'nın tehdide en açık bölgelerden bir tanesi olduğunu söyledi. Tuğgeneral Çolak, Kabil Bölge Komutanlığı sahasında araçla intihar saldırısı ve intihar saldırılarının zaman aralıkları ve günlerine ait bir istatistik tuttukları bilgisini vererek, böylece emniyet tedbirlerini tamamen bilimsel bir ortamda değerlendirdiklerini belirtti.

Tuğgeneral Çolak, 18 Ağustos 2009'da meydana gelen karmaşık bir saldırıda, ilk defa Afgan güvenlik kuvvetlerinin herhangi bir destek almadan en kısa sürede sorunlarını kendi başlarına çözme başarısını gösterdiklerini ifade ederek, ''Bu da Afgan ordusunun, Afgan polisinin ve Afgan gizli servisinin kabiliyetinin ileri doğru gittiğinin bir göstergesi olarak tarafımızdan değerlendirilmiştir'' dedi.

İkinci Türk bölgesel imar ekibi kurulacak

Kabil Bölge Komutanlığı emrinde iki tabur asker bulunduğu bilgisini veren Tuğgeneral Çolak, Arnavutluk, Azerbaycan, Yunanistan, ABD, İngiltere ve Makedonya askerlerinin de bu taburlarda görev yaptığını kaydetti. Vardak'taki bölgesel imar ekibinde yaklaşık 70-80 kişilik bir Türk askeri birliğinin görev yaptığını bildiren Tuğgeneral Çolak, bu bölgenin de Kabil merkezinden yaklaşık 45 kilometre uzaklıkta konuşlu olduğunu belirtti.

Türkiye'nin seçimler sırasında Mezar-ı Şerif bölgesine bir seçim destek birliği gönderdiğini ifade eden Tuğgeneral Çolak, bu birliğin halihazında Mezar-ı Şerif'te bulunduğunu ve birliğin müteakiben kurulması planlanan ikinci Türk bölgesel imar ekibinin nüvesini teşkil edeceğini kaydetti.

Kabil Bölge Komutanlığı'nın herhangi bir acil durumdaki hazırlık durumu hakkında bilgi veren Tuğgeneral Çolak, ''Kabil merkezde herhangi bir olay olduğu takdirde ihtiyaç duyulması halinde 20 dakika içerisinde her yere ulaşacak imkan ve kabiliyetteyiz'' dedi. Tuğgeneral Çolak, herhangi bir olayda ilk müdahalenin, Afgan polisi, ardından Afgan ordusu tarafından yapıldığını, çözülememesi halinde Afgan Bölge Komutanlığının olaya müdahale ettiğini belirtti.


Tuğgeneral Çolak, verdiği brifingin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. ''Afganistan'da Vardak bölgesinden sonra Shibirgan bölgesinde kurulması planlanan ikinci bölgesel imar timi çalışmaları'' konusundaki bir soru üzerine Tuğgeneral Çolak, seçimler sırasında bir Türk birliğin Shibirgan'a seçim desteklemek amacıyla gittiğini belirterek, şunları kaydetti:
''Seçimler bitmiştir. NATO'nun verdiği görev süresi tamamlanmıştır. Ancak o birlik, oradaki ikinci bölgesel imar ekibinin nüvesini teşkil edecek. Bununla ilgili çalışmalar, Dışişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında görüşmeler halen devam etmektedir. Bana bildirilen, herhangi bir yer veya herhangi bölge olduğuna dair, benim kesin bir bilgim yok. Çalışmalar tamamlandıktan sonra bana verilecek emre göre oraya birliği intikal ettireceğim. Aynı Vardak'daki modeldeki gibi o birlik orada görevini yapacak. İsimleri ben bilmiyorum, yeri ben bilmiyorum. Kuzeyde açılacak ikinci bölgesel imar ekibinin nüvesini teşkil edecek. Benim tek bildiğim Kabil Bölge Komutanlığı olarak bu.''

Bir gazetecinin, ''Afgan güçlerinin başarılı olduğunu ifade ettiniz. ABD ordusu Afganistan'dan çekilirse Afgan ordusu yeterli olacak mı?'' sorusu üzerine Tuğgeneral Çolak, bu sorunun Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti (ISAF) Komutanı Orgenaral Stanley Mc Chrystal'a sorulması gerektiğini ifade ederek, ''Ben ISAF'ın komutanı olsaydım cevabını verirdim. Ancak taahhüt şu şekilde; 'kendi kendine yeterli, kendi kendine kabiliyetleri olabilen, uluslararası desteğe ihtiyaç duymayan bir Afgan gücü yetiştirmeyi müteakip birlikler çekilecek. Bu da safha safha olacak. Biz birinci derecedeki güvenliği sağlamaktaki sorumluluğu Afgan Savunma Bakanlığı ile ISAF'ın imzaladığı bir anlaşma gereği onlara devrettik. Buradaki güvenlik seviyesi kabul edilebilir seviyelerde olduğunu için onlara devrettik şu anda. İmkan kabiliyetlerini aştığı zaman biz destek veriyoruz'' diye konuştu.


''İlave bir taahhüt yok"

Tuğgeneral Çolak, ''Kabil'in genişlemesi çerçevesinde Türk askerinin sayısının artırılması ihtiyacı olup olmadığına'' ilişkin bir soruya, ''Bunu Genelkurmay Başkanlığı'na sormak lazım. Ama şu anda benim bildiğim ilave bir taahhüt yok. Yaklaşık bin 700'e yakın askerimizle Kabil Bölge Komutanlığı'ndan beklenen görevleri yerine getirme gayreti içindeyiz'' karşılığını verdi.

''ISAF Komutanı McChrystal'ın, Hürriyet gazetesine özel bir röportaj verdiğinin'' hatırlatılması üzerine Tuğgeneral Çolak, ''Mc Chrystal'in altını çizdiği çok güzel bir şey var. 'Türk askerinin sayısı önemli değil, yaptığı iş önemli' diyor. Biz burada kuvvet çarpanıyız. Ne demek istediğimi herhalde çok açık bir şekilde ifade ettim. Bizim burada sayımız önemli değil. Bizim burada yaptığımız önemli'' dedi.

''ABD Savunma Bakanı 'ABD askeri, Türk askeriyle omuz omuza savaşıyor' dedi. Siz ABD askeriyle omuz omuza savaşıyor musunuz?'' sorusu üzerine Tuğgeneral Çolak, ''Genelkurmay Başkanlığı defalarca söyledi. Biz sıcak çatışmaya kesinlikle girmiyoruz. Böyle bir milli kısıtlamamız var. Kesinlikle sıcak çatışmanın dışındadır. Mayın temizleme ve uyuşturucu ile mücadele de görevimiz yok. Afgan güçlerinin imkan ve kabiliyetlerinin dışında herhangi bir şey olduğu zaman o desteği vermekle zaten mükellefiz. Ortak devriyelere çıkıyoruz. Hem eğitim maksatlı, hem güvenlik maksatlı. Afgan ordusu ile devam ediyor'' yanıtını verdi.

''Silahımız aşağı bakıyor"

''Buradaki Türk ordusu, kendisine ateş açıldığında karşılık vermeyecek mi?'' şeklindeki soru üzerine Tuğgeneral Çolak, şunları kaydetti:
''Biz silahımızı sadece meşru müdaafa kapsamında kullanırız. Silahsız asker olur mu? Ya da kendisine bir tehdit olduğu zaman buna mukabele etmeyecek olan askeri birlik olabilir mi? Olmaz öyle bir şey. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kabil'deki birliği sadece ve sadece meşru müdafaa kapsamında silahını kullanır. Bizim silahlarımız her zaman aşağıya bakıyor. Biz hiçbir zaman halka silahımızı çevirmedik. Ama bize (silah) çevrilirse meşru müdafaa hakkı ortaya çıkmıştır. Silahımızı hiç çekinmeden kullanırız.''

Bir gazetecinin, ''Basın mensuplarını taşıyan araçlarda Türk bayrağı bulunmadığını'' hatırlatması üzerine, Tuğgeneral Çolak, ''Bu arabalar yeni kiralanmış, sivil tip arabalar. Yoksa yarın kobralarımızı göreceksiniz. Türk bayrağını onurla şerefle her yerde taşırız. Türk bayrağı Afganistan'daki en geçerli pasaporttur'' dedi.

Bir gazetecinin ''ABD'nin Türk bayrağının kullanılmasına itirazı olduğu'' yönündeki haberlerin bulunduğunu belirtmesi üzerine Tuğgeneral Çolak, ''İlk defa böyle bir şeyi duyuyorum'' diye konuştu. ''Şu ana kadar Türk güvenlik güçlerinin Afganistan'da sıcak temasa girip girmediğinin'' sorulması üzerine Tuğgeneral Çolak, şu ana kadar herhangi bir sıcak temasın yaşanmadığını bildirdi.

Tuğgeneral Çolak, şöyle devam etti:
''Şu anda ISAF Karargahı'ndan halka davranışlarla ilgili emirler geliyor. Bu emirler 2001 yılından beri Türk birliğinin burada yaptıklarını bize tekrar söylüyorlar. Yani bizim 2001'den beri yaptığımız davranış ilkelerini şu anda emir olarak yayınlıyorlar. Biz bunu 2001'den beri yapıyoruz. Ben şunun da altını çizeyim. TSK gerçekten genlerinden gelen yapıyla beraber barışı destekleme harekatının biçilmiş kaftanıdır. TSK gerçekten bu işi dünyada en iyi yapabilen birliktir.''