Simavi: Korkuyla gazetecilik olmaz

1991’de Sedat Simavi anmasında patlayan bombadan son anda kurtulmuşlardı. Soruyordu önceki gün kaybettiğimiz Erol Simavi: “Yahu biz ne günler gördük, korktuk mu?” Erol Simavi’nin cenazesi yarın Monaco’dan İstanbul’a getirilecek.

Simavi: Korkuyla gazetecilik olmaz
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 09.06.2015 - 05:28

30 Eylül 1989’da Hürriyet gazetesinin birinci sayfasından, “İnsan Hürriyet’ini satar mı? Satmaz!” diye seslenmişti kamuoyuna, Hürriyet gazetesi patronu Erol Simavi. Dönemin iktidarı ve -kuşkusuz- Asil Nadir gibi iktidar tarafından basına sokulan yeni rakiplere yönelik bu meydan okumadan sadece beş yıl sonra, Hürriyet’in manşetinden Türk basınının ‘amiral gemisinin’ satıldığı açıklandı. 29 Haziran 1994 tarihli Hürriyet’e göre, Hürriyet Holding’in yüzde ellisini Aydın Doğan satın almıştı. Peki, Hürriyet’in mağrur patronu, ne olmuştu da gazetesini satma noktasına gelmişti? Bu soruyu hiçbir zaman açıklıkla yanıtlamadı. Hürriyet gazetesinin satışının ardından İsviçre’de yirmi bir yıl boyunca münzevi yaşamı sürdürecek, sessizliğini asla bozmayacaktı.

Yıpratılma çalışması

Türk basınının kurucu geleneklerini oluşturan Simavi ailesinin, en renkli ve tartışmaya açık üyesi olan Erol Simavi 1930 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin kurucusuydu. Babıâli’de defalarca batıp çıkmış idealist bir yayıncıydı. 1948 yılının 1 Mayısı’nda yayın hayatına başlayan ve o dönemde, “Yahudi sermayesi” ithamlarına maruz kalan Hürriyet, altmış dokuzuncu imtiyazıydı!

Erol Simavi, babasının ölümünün ardından Haldun Simavi’yle birlikte patron oldu. Ağabeyi, 1968’de Günaydın’ı kurmak için ayrılınca Hürriyet onun yönetimine geçti. Zamanla Türk siyasetini dizayn edebilecek güçte, iktidarlara kafa tutup gözdağı verebilen bir patrona dönüşecekti! 19 Nisan 1989 tarihli, “Sayın Başbakan” başlıklı dokuz sütun üzerine sürmanşet açık mektup, Simavi’den dönemin başbakanı Turgut Özal’a muhtıraydı! Mektupta, Özal’a darbe imasıyla gözdağı veriliyordu. Simavi, “Birinci kuvvet Türkiye’de ordu mu? Hayır, basındır. İkincisi ordudur. Orduyu ihtilallere basın hazırlar!” diyebiliyordu.

Militarizmle geçinme

Erol Simavi gazeteciliğinin önemli özelliklerinden biri militarizmle iyi geçinmek idi.

Bu reflekste, 27 Mayıs darbesinde yaşadıkları korkunun etkisi büyüktü. 27 Mayıs öncesi, Demokrat Parti’ye açıkça destek veren Simavi kardeşlerin devrik iktidar mensuplarıyla dostluk ve para ilişkilerinin didiklenmesi, korkunun temeliydi.

İlginçtir, Hürriyet gazetesinin Aydın Doğan’a satılmasının ardından Erol Simavi, TSK’ya 3 milyon dolarlık rekor bir bağışta bulunacak, “Bu bağışı niçin yaptı?” sorusu tartışılacaktı

Seksenler, Simavi ailesine iyi gelmedi. 1989 yılında Simavi’nin annesi Melek Simavi vefat etti. Cenazede, Erol Simavi’nin suikasta uğrayacağı haberi, MİT tarafından Hürriyet’e ulaştırılmış, tedbir alınmıştı.

7 Mart 1990’da Çetin Emeç öldürüldü! 9 Mart 1990 tarihli Hürriyet’te yayımlanan Erol Simavi imzalı veda yazısında, “Sevgili Çeto, Sana da güle güle! Bizler şimdilik uzatmaları oynuyoruz. Görüşmek üzere...” deniyordu. Simavi, “Uzatmaları oynuyoruz” derken ne ima ediyordu?

Kum saati boşalıyordu

Emeç suikastının ardından Erol Simavi İsviçre’ye demir atacak, oğlu Sedat Simavi ise gazeteye ayak basmayacaktı! 1991 yılı 11 Aralık günü, Sedat Simavi’nin mezarı başında patlayan bomba korkulara tuz biber oldu.

Ölüm, Simavi ailesi ve Hürriyet gazetesi yönetimini teğet geçmişti. 12 Aralık 1991 tarihli Hürriyet’in manşeti “Yılmayacağız” idi ama Simavi, çoktan yılmıştı. Basına büyük sermaye girmesinden, rekabetten, artan borçlardan yakınıyor; oğlu Sedat’ı korkmakla itham ediyordu. Soruyordu: “Korkuyla gazetecilik mi olur? Yahu biz ne günler gördük, korktuk mu?”

Erol Simavi için Türk basınında, kum saati boşalmıştı! Terk edip gidiyordu; basınının kurucu geleneklerini oluşturan patron! Belleğinde onca yılın anıları, sırları. Aklının köşesinde vicdanını ağırlaştıran o soru: “Babamın mezarına nasıl gideceğim?”

* Gazeteci-yazar İrem Barutçu, Destek Yayınları’ndan çıkan “Babıâli Tanrıları- Simavi Ailesi” adlı kitabın da yazarıdır.

Saffet Simavi’nin sağlığında çekilmiş bir aile fotoğrafı. (Soldan) Saffet, Belma, Erol ve Sedat Simavi.

Tartışma yaratan açıklama

Erol Simavi, Hürriyet’in kırkıncı yıl kutlamaları nedeniyle Emin Çölaşan’a verdiği, “Kırk Yılın Tecrübesiyle Erol Simavi Konuşuyor” başlıklı dizi röportajda mason olduğunu da açıklamıştı. “27 yaşında mason oldum” diyen Simavi, Süleyman Demirel’in de mason olduğunu ifşa etmişti! Süleyman Demirel’in, Turgut Özal’ın en büyük siyasi rakibi olduğu o günlerde yapılan bu açıklama büyük tepki çekmişti.

Gece hayatına düşkündü

Simavi, gece hayatına düşkündü. Şarkıcılar, türkücüler, dansözler çevresinde pervaneydi. Sahnelerin “Taş Bebeği” Gönül Yazar ile 60’lı yıllarda bir gönül ilişkisi yaşayan Erol Simavi, bu ilişkiden bir kız çocuğu sahibi oldu: Yasemin Simavi. Fotoğrafta Gülsün Kamu, Erol Simavi ve Gönül Yazar birlikte...


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler