Gazetecilik eski ritminden çıkıyor; teknoloji, gazetecilik faaliyetlerini kökten dönüştürmeye devam ediyor. Haber akışını hızlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda doğruluk ve erişilebilirlik konusunda da yepyeni bir çağın kapılarını aralıyor. 30 yılı aşkın kariyerindeki bilgi ve deneyimden hareketle teknolojinin gelişmesi habercilik anlayışındaki etkilerini değerlendiren Atılgan Derya Çetinsoy, okuyucu davranışlarındaki değişen dinamiklere dair de içgörülerini paylaştı.
“Teknolojiyle gelen hız, editoryal dikkat gerekliliğini ortadan kaldırmıyor”
Atılgan Derya Çetinsoy, şu açıklamada bulundu: “1995 yılında başladığım habercilik evreninde, bir gelişmeye ulaşmak için telefon zinciri kurmamız, hatta bazen fiziksel olarak olay yerine gitmemiz gerekirdi. Bugün ise bir olayın ilk videosunu sosyal medya üzerinden saniyeler içinde görebiliyor, açık kaynak analiz araçlarıyla teyit edebiliyor ve doğruluğunu çok daha hızlı kontrol edebiliyoruz. Özellikle ABD’de haber kaynaklarının açık veri tabanları ve dijital arşivlerle erişime açılmış olması, muazzam bir kolaylık sağlıyor. Ancak bu hız, editoryal dikkat gerekliliğini ortadan kaldırmıyor. Tersine, daha titiz olmayı şart koşuyor.”
“Teknoloji sayesinde içeriklerimizi aynı anda birden fazla platformda optimize edilmiş şekilde yayınlayabiliyoruz. Örneğin bir haberin web sitesi için daha uzun ve analitik versiyonu yayınlanırken; aynı içeriğin kısa videosu sosyal medya için hazırlanabiliyor. Mobil kullanıcıya anlık bildirimle ulaşmak, masaüstü kullanıcıya daha detaylı bir deneyim sunmak artık teknik olarak mümkün. Bu çoklu yayıncılık modeli, geniş kitlelere farklı derinlikte erişim sağlıyor.”
“Okur bağlılığı artırabilecek stratejiler Türkiye’de daha yavaş gelişiyor”
Teknolojiyle birlikte her platformun kitlesini ayrı ayrı analiz etmenin mümkün olduğunu söyleyen deneyimli Gazeteci Atılgan Derya Çetinsoy, “Genç kullanıcıların yoğunlukta olduğu mecralarda daha görsel ve hızlı tüketilebilir içerikler, geleneksel okur kitlesinin bulunduğu platformlarda ise analitik, detaylı ve grafik destekli içerikler üretiyoruz. Yapay zeka destekli içerik öneri sistemleri de, artık hangi tür haberin hangi platformda nasıl yankı bulacağını tahmin etmede yardımcı oluyor. Abonelik modelleri veya içerik personalizasyonu gibi alanlarda da okuyucu bağlılığını artırmak daha kolaylaşıyor. Ancak ABD’deki büyük medya kuruluşları ile yüksek bir ivmeyle gelişme kaydeden bu durum, Türkiye’de daha yavaş ilerliyor.”
“Teknoloji değişir ama gazetecilik mesleğinin özü aynı kalır”
Okur bir haber tepkisini hangi haber başlığına tıkladığını, nerede durduğunu, hangi platformda daha fazla zaman geçirdiğini anlık olarak ölçebilindiğine dikkat çeken Atılgan Derya Çetinsoy, “Okurlardan elde edilen bu bilgiler, içerik planlamasını veriyle desteklememizi sağlıyor. Ancak önemli bir denge daha bulunuyor. Sadece çok tıklanacak başlıklar üretmek değil, okuyucunun ilgisini çekerken kamu yararını gözetmek kritik bir basamağı oluşturuyor. Ben de stratejimi bu denge üzerinden kuruyorum” şeklinde konuşarak değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Mesleğe başladığımda kurgu yapmak için fiziksel montaj masası kullanırdık, şimdi mobil aynı işi uygulamalarla yapabiliyoruz. Ben de tüm kariyerim boyunca sürekli öğrenen bir gazeteci olmaya çalıştım. Hâlâ yeni platformları test ediyor, dijital araçlara şans veriyorum. Bugün yalnızca içerik üretmek değil, onu dağıtmak ve ölçmek de bizim sorumluluğumuzda. Dolayısıyla teknolojiye uzak durmak bir seçenek değil. Bir gazetecinin gelecekte çok daha stratejik bir noktada duracağına inanıyorum. Teknoloji değişir ama gazetecilik mesleğinin özü, yani insan sezgisi ve sorumluluğu değişmez.”
